Nevzat Laleli

Nevzat Laleli

Yolu yordam bilmek

Yolu yordam bilmek

Sevgili kardeşlerim,

Atalarımızın hikmetli sözlerinden birisi de “Yolu yordamıyla, ağacı balta ile…” dir.

Bu sözün manası, her ne iş yaparsan yap, o işe ait incelikleri bilmelisin demektir. Yolda yürüyorsan, ortadan gitme. Kenardan kaldırımdan yürü. Yürürken de sağına soluna, tanıdığına tanımadığına selam ver. Eğer bir ağaç keseceksen onu bıçakla veya nacakla değil balta ile kes ve baltayı vurduğun yere çentik açarak vur ki ağaç kesilsin.

Eğer bu incelikleri bilmiyorsan, ya yolda yürüyemezsin veya baltayı ağaca vuracağına ayağına vurursun.

Sevgili kardeşlerim,

Bir talebe (öğrenci) ilim öğrenmek için bir âlimden ders alıyormuş.

Bu talebe zamanla, artık derslerini tamamladığını zannederek hocasına;

“Hocam. Ben dersimi tamamladım. Artık bana da icazet (diploma) versen de ben de ilim öğrenmek isteyenlere faydalı olsam” dermiş. Hocası da talebesine;

“Evladım. Acele etme. Daha icazet almana zaman var” dermiş.

Gel zaman, git zaman… Bir gün bizim talebemiz, icazetini alabilmek için hocasını tekrar sıkıştırınca, hocası bu hevesli talebeye icazetini vermeye karar vermiş.

Yazdığı bir icazet namenin altını imzalamış ve kendisine vermiş;

“Bak oğlum. Henüz sana icazet vermenin zamanı gelmemişti. Ama sen acele ediyorsun. Allah işini rast getirsin” demiş ve onu uğurlamış.

Bizim “çiçeği burnunda…” yeni âlim delikanlımız, memleketine gitmek üzere yola koyulmuş. Bir akşam vakti yolu bir kasabaya uğramış.

Bakmış ki ahali (halk) namaz kılmak üzere camiye gidiyor. Kendisi de bir abdest tazeleyerek camiye gitmiş.

Müezzin kamet getirmiş ve bütün cemaat “Akşam’ın farzını kılmak” için saf tutarak el bağlamış. Tabii bizim taze âlimimiz de…

“Bir de ne görsün…” İmam efendinin okuduğu ayetler hep yanlış.

Namaz tamamlanmış. Bizim âlim delikanlımız cemaatin önüne geçerek;

“Ey, cemaat…” demiş. “Namazınız olmadı. Çünkü imam efendi ayetleri hep yanlış okudu. Namazınızın iadesi (tekrarı) gerekir”

CAHİL İMTİHAN KOMİSYONU

Bu çıkış, imam efendinin nefsine dokunmuş ve hemen itiraz etmiş.

“Ey cemaat… Bu delikanlı doğru söylemiyor. Ben ayetleri düzgün okudum. Ama galiba bu delikanlının benim yerimde gözü olmalı ki beni sizin karşınızda küçük düşürmeye çalışıyor” demiş.

Cemaat, bu işe şaşmış kalmış. Hangisinin dediği doğru acaba diye düşünmüş. İmam sözüne devam etmiş;

“Ben…” demiş, “Bu delikanlı ile sizlerin huzurunda bir imtihana (sınava) hazırım.

Bu söz üzerine cemaat bizim yeni âlime dönmüşler. İlmine güvenen delikanlımız da;

“Böyle bir imtihana ben de hazırım” demiş.

İmam efendi bir yazı tahtası getirtmiş. Bizim delikanlıya hitaben;

“Yaz bakalım…” demiş.  Bir ÖKÜZ (kelimesi) yaz.

Delikanlımız özene bezene Osmanlıca bir ÖKÜZ kelimesi yazmış. İmam efendi de tahtaya bir öküz resmi çizmiş. Ve cemaate dönerek;

“Bunun hangisi öküze benzedi, ey cemaat…” demiş.

Cemaat da; “Senin ki, hoca… Senin ki…” demişler.

Ve delikanlıya dönerek; “Vay… Sen bizim Hocamızın yerine göz diktin ha… Al sana, al sana… Bir iyice dövmüşler ve onu kasabadan kovalamışlar.

Talebemiz, “Per, perişan…” hocasına geri dönmüş ve;

“Hocam beni affet. Ben acelecilik yaptım, senin sözünü dinlemedim” demiş ve kendinin tekrar derse kabulünü istemiş. Hocası da ona;

“Evladım. Sen ilim biliyordun ama usul (siyaset) bilmiyordun” demiş.

Bir müddet daha eğitim alan delikanlımıza hocası tekrar icazet vererek,

“İşte şimdi istediğin yere gidebilirsin” deşmiş ve uğurlamış.

Bizim talebemiz zaten yolu üzerinde olan o kasabaya tekrar uğramış. Cemaatten bazıları bunu hemen tanımışlar, “Ne, o… Niye geldin buraya?” demişler. Delikanlı da;

“İmam efendinin bir ilim adamı olduğuna inandım. Ona yardımcılık yapmaya geldim” demiş. Onlarda; “Öyleyse buyur…” demişler.

Delikanlı caminin külliyesinde (diğer kapalı alanlar) bir odaya yerleşmiş. Ve başlamış kasabanın çocuklarını okutmaya… Bir gün gelmiş ki kasabanın çocukları eski imamlarının ayetleri yanlış okuduklarını görmüşler ve babalarına;

“Bizim imam ayetleri yanlış okuyor (!)” diyerek durumu açıklamışlar.

Cami cemaati, bu sefer eski imam dönerek;

“Bunca zamandır bize yalan yanlış ayetlerle mi namaz kıldırdın? Defol git, kasabamızdan…” diyerek bu sefer de eski imamı kovmuşlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nevzat Laleli Arşivi