YGS yarın: Sınav saatine dikkat
Yükseköğretime Giriş Sınavı’nda (YGS) zor soruları değil, en çok soruyu doğru çözen adayın başarılı olacağının altını çizen Özel Gençlik Eğitim Kurumları Rehber Öğretmeni Mehmet Doğan, zor sorularla inatlaşmanın vakit kaybından başka bir işe yaramayacağını söyledi. Doğan, “Çözemediğiniz sorunun yanına bir işaret koyarak hemen o soruyu geçin. Sınavda aynı test içindeki soruların zorluk ya da kolaylık derecesine bakmayın, ilgili testteki tüm soruların puan değeri aynıdır. Zor sorularla inatlaşmak vakit kaybından başka bir şeye yaramayacaktır. Adaylar özellikle Türkçe paragraf sorularında çok zaman harcıyor. Adayların her ihtimale karşı uzun paragraf sorularında anlama gücünü iyi kullanmaları ve dikkatlerinin dağılmaması için bazı kavramların altını çizerek okumaları önemli. Çünkü bu sorularda en fazla hata sorunun yanlış anlaşılmasından kaynaklanır” dedi.
SAAT 9.45 UNUTULMAMALI
YGS'nin saat 10.00'da başladığını fakat ÖSYM'nin aldığı kararla adayların saat 9.45'te sınav binalarında olmasının zorunlu olduğunun altını çizen Doğan, "Eğitim kurumlarında ve liselerde bu duyuru yapılıyor. Fakat yeni kuraldan haberdar olmayan adayların bu kuralı mutlaka bilmesi gerekiyor. Adaylar başlama saatinden 15 dakika önce sınav binasına giriş yapmış olmalı. Saat 9.45’ten sonra sınav binasına kimse alınmayacak" ifadelerine yer verdi. Doğan ayrıca yeni kimlik uygulaması dolayısıyla kimliklerini alamayan adayların nüfus müdürlüklerinin verdiği geçici kimliklerle de giriş yapabileceğini, bu işlemi yapmayanların ise fotoğraflı olmak kaydıyla eski kimlikleriyle de sınava girebileceklerini sözlerine ekledi.
SINAVSIZ GEÇİŞ YERİNE EK PUAN GELDİ
Yükseköğretim Kurulu'nca (YÖK), sınavsız geçişin kaldırıldığı meslek lisesi mezunlarının, üniversitelerin aynı alandaki ön lisans programlarına yerleştirilmelerinde, merkezi sınavlardan aldıkları puanlara ilave edilecek ortaöğretim başarı puanına eklenecek katsayı 0,06 olarak belirlendiğinin de altını çizen Doğan, YÖK'ten yapılan açıklamada, 9 Aralık 2016 tarihli, 6764 sayılı Kanun ile bir mesleğe yönelik program uygulayan liselerin mezunlarının, yükseköğretim ön lisans programlarına yerleştirmelerinde sınavsız geçiş uygulamasının kaldırıldığını belirtti.
YAPAMAYACAĞINIZ SORULARLA UĞRAŞMAYIN
YGS'de sınav bilgisinin yanında psikolojik stratejinin en az sınav bilgisi kadar önemli olduğunu ifade eden Özel Gençlik Eğitim Kurumları Rehber Öğretmeni Mehmet Doğan, sınavda başarı düzeyini artıracak püf noktalarını şöyle anlattı: Öğrenciler, önce genel bir bakış açısıyla sınavın bütününü görmeliler. Sınava başlamadan önce soru kitapçığına genel olarak göz gezdirebilirler
Öğrenciler sınavda zamana karşı yarıştığınızı aklından çıkarmamalı. Çözemediği soruların yanına soru işareti koyarak bu soruları geçmeli. Zaman kalırsa bu sorulara tekrar dönebilirler. Kesinlikle çözemeyeceklerine inandıkları soruların yanına da eksi işareti koyabilirler. Zaman kalırsa bu sorularla vakit harcamak yerine başında soru işareti olan sorularla uğraşırlar. Öğrenciler, soru köklerindeki verilerin tümünü okumalılar. Parantez içindeki ifadelere dikkat edilmelidir. Öğrenciler, altı çizili ve olumsuz ifadelere (çıkarılamaz, söylenemez, değildir, yoktur vb.) özellikle dikkat etmeliler. Öğrenciler soru çözerken akıllarına gelen fikirleri birer kelimeyle de olsa hemen not edebilirler. Bu fikirler soruyu çözmelerine yardımcı olacaktır. İşlemlerini düzgün yazarak yapmalı ve sağlama yapmalılar. Bu davranış, dikkatsizliği önleyecektir."
MÜDAHALECİ TAVIR SERGİLEMEYİN
Son olarak velilere seslenen Doğan açıklamalarını şu şekilde noktaladı: "Üniversite sınavlarına hazırlık dönemi veliler ve çocuklarımız için oldukça stresli ve heyecanlı geçmekte. Çünkü bu dönem gelecekle ilgili önemli kararları aldığımız bir dönemdir. Bu dönemde alınan kararlar ve çaba geleceğe ilişkin hayallerimize ulaşmanın bir basamağı olarak düşünülebilir. Durum böyle olunca veliler olarak kendimizi olması gerekenden daha fazla bu işe kaptırabiliyoruz. Tabi ki çocuklarımızın gelecekle ilgili kararlarında katkımız olmalıdır. Ama bu durumu çocuklarımızın kararlarının önüne geçerek, kendi kararlarımız haline dönüştürerek müdahaleci tavır sergilemek çok sağlıklı bir durum olmamaktadır. Çocuklarımızın üniversiteye hazırlık dönemlerinde ebeveynlere düşen görevler gayet basittir. Çocuklarla sağlıklı iletişim kurmamız gerek. Çocuklarımıza karşı katı tutum sergilemeyelim. Bu zorlu süreçte zaten iç dünyalarında birçok inişli çıkışlı durum yaşıyor olabilir. Kendi hedefleriniz ile çocuğunuzun hedeflerini birbirine karıştırmamalıyız. Motive edici olmayı eksik etmeyin. Motivasyon başarıya ulaşmak için önemli bir etkiye sahiptir. Sizin çocuklarınıza göstereceğiniz destekleyici tutumlar çocuklarınızın motivasyonunu arttırıcı etki gösterecektir. Sonucun ne olduğu değil sizin her zaman onların yanında olduğunuzu hissettirmeniz çocuklarımızın güven içerisinde hissetmelerine yardımcı olacaktır.”
TOLGA PARLAK/MUHARREM DURSUN merhabahaber.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.