Yeni dönem
24 Haziran seçimleri ile yeni bir dönem başlayacak veya başladı.
Seçim döneminden beridir en çok duyduğumuz söz bu idi ve uzunca bir müddet daha duyacağız.
Herkes kendi bildiği gibi daha doğrusu işine geldiği gibi bu yeni dönemi tarif edecek ve beklentilerini yazacak ve anlatacak.
İktidar ise kendi işine geldiği gibi yani daha uzun seneler iktidarda kalmak için bir sınır çizecek bu yeni dönem için.
Siyasiler bu dönemi yeni dönem diye tanımladılar ya.
Yazarçizer takımı da hatta üniversite öğretim görevlileri de bu yeni dönem için yazılar yazacaklar ve tanımlar yapacaklar.
Kolay değil.
Siyasiler siyasette kalıcı olmak için pozisyon alırlarken iktidara yakın olan veya muhalif olan yazarçizer takımı da kendilerine yeni pozisyonlar üretecekler.
Üniversite öğretim görevlilerinin yanında şu ana kadar kendilerinden bahsetmeyi unuttuğumuz hukukçular da öyle.
Bir de kerameti kendinden menkul televizyon programlarına çıkan veya internet ortamında yazı yazan siyasete bilimcileri(!) var pozisyon alan.
Türkiye’yi bırakın dünyanın kaderini çizen kendileri imişcesine gelecek dönem için hatta gelecek on yıllar bile az gelip gelecek yüzyıl için tahminde bulunan hatta strateji belirleyenler göreceksiniz bu günlerde.
24 Haziran seçimlerinden önce de gördünüz bu televizyon ekâbirlerini.
Kimileri seçim sonuçlarını birebir tahmin etmekle övünüyordu.
Bunlardan kimileri ise kimin yüzde kaçla kaybedeceğini bildiğini iddia ediyordu.
Seçim sonuçları bunları yalanladı her zamanki gibi.
Ama gelin görün ki bizim milletimizi kandırabilmek için yine bütün hünerlerini sergileyecekler.
İktidar yönünü Avrupa’dan yan mı dönecek.
Hemen pozisyonlarını insan hakları ve teknik gelişme yönünde düzenleyecekler.
Veya İslam Ülkeleri ile özellikle de Afrika ülkeleri ilişkileri geliştirmeyi mi düşünüyor. Hemen en hızlı bir şekilde pozisyonlarını düzeltiverirler.
Ya da İktidar Türkiye sınırları dışındaki tarihi yapıyı mı önceliyor. Yeni Osmanlı’dan tutun da Hilafetin ihyasına kadar aklınıza gelebilecek her şeyi gündeme getirirler yerlerini koruyabilmek için.
Yeni dönemden beklenilen şey çocuk istismarları ile hayvan haklarının düzenlenmesi mi? Hemen en şiddetli savunucular bunlar oluverir.
Yani söylemek istediğimiz şey yeni dönemden önce yeni dönemin ikiyüzlü savunucularının ortaya çıktığıdır.
Bu tavrın en açık örneği iktidarın imzaladığı belge ve kabul ettiği kanunlarla idamı Türk Ceza Kanunları’ndan çıkardığını bilmelerine rağmen özellikle çocuk kaçırmalarından sonra en ateşli idam savunucuları olmalarıdır.
Bu arada seçimden önce verilen sözlerin propaganda amacıyla söylenmiş olduğu ve verilen sözlerin seçim meydanlarında kaldığını görmelerine rağmen tavırlarından vazgeçmemeleri bunun delilidir.
Yazdıkları yazının en uygun bir yerinde “bu yazı bilgi vermek ya da yol göstermek için yazılmıştır” şeklinde bir ifade gördüğünüzde veya konuşmalarında sık sık “bu bilgi gerçek bilgidir” sözünü duyduğunuzda eminim bizi daha iyi anlayacaksınız.
Bu arada yeni dönemin belki de en önemli aktörünü ifşa etmeyi unuttuk.
Kerameti kendinden menkul Hocaefendiler(!) ile İlahiyatçılar.
Her çetrefilli konuda nasıl bir kıvraklıkla fetvalar üretildiğini göreceksiniz yeni dönemde.
İşgalci suud sarayının hocasının dünyayı yönetmek konusundaki hezeyanlarına karşı çıkarken bizim dediğimiz sarayların hocaları ve müftülerinin Türkiye’nin gelecek yüzyıl ile ilgili uçuk kaçık fetvalarını göreceksiniz yeni dönemde.
Velhasıl yeni dönem öyle tereyağından kıl çeker gibi kolaylıkla gelip geçmeyecek.
Korkarız ki yeni dönemde el yordamı ile sarsılarak yol alırken çok şeylerin de kırılıp döküldüğünü göreceğiz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.