Lig’in 25. haftasında deplasmanda Trabzonspor’a konuk olduk.  41 kez karşılaşan İki takım arasında Karadeniz temsilcisinin galibiyetlerde 20-10 üstünlüğü bulunuyor.  11 müsabaka berabere sonuçlandı.

Maçın hakemi Mete Kalkavan tarafından bakacak olursak, 21 maçta 3 galibiyet, 8 beraberlik, 10 mağlubiyet almışız. Konya, bu maçlarda 7 kırmızı kart görürken, aynı hakemle deplasmanda oynanan 13 maçta galibiyetimiz yok.  

Hakem ataması camianızda moralleri bozsa da mütevazi kadromuz ve centilmen takımımızla çıktık Trabzon karşısına.

Nitekim maç başlar başlamaz Hakem yönetimi niyetini açıkça belli etti. Bu şartlarda maçtan galibiyetle ayrılmak nerede ise imkânsız düşüncesine kapıldım.

Pozisyonlarda verilen kararları görünce gerçekten pes dedim. Trabzon’ un hakemin bu kadar koruyup kollamasına ihtiyacı yok ki.

İlk on dakika da Trabzon’ lu 3 oyuncuya gösterilmesi gereken sarı kartlar es geçilince Konya’ nın gol pozisyonuna girmesine bile izin vermeyeceği açıkça görüldü. 

Tabi biz de hızlı oynayamıyoruz. Kazandığımız topları yan pas yaparken, Trabzon hızlı dönüyor defansa ve pozisyon vermiyor.

İkinci yarıya daha baskılı başladık, topla daha fazla oynayan takım olmamıza rağmen 67. Dakikada kalemizde gördüğümüz 2. Gol sonrası ümitlerimiz tükendi. Buna rağmen mücadeleyi bırakmadan 83. Dakika da bir bulsak da sahadan yenilgiyle ayrıldık. 

Yenilginin tüm sorumluluğunu hakeme yüklemiyorum ama, tarafsız bir gözle izlendiği takdirde, hakemin nasıl ince hesap içinde olduğu açıkça görülür.

Ne yazık ki, maçlar saha da kazanılmıyor. Lobisi çok güçlü olan Trabzon, başta federasyon olmak üzere, her kesim tarafından kollanıyor. 

Sonuçta “Yel değirmenleri ile savaşın kazanılması imkânsız” bunu aklımızdan çıkarmayalım.

LÜTFEN UNUTMAYALIM

Bu yenilgiye rağmen, Konyaspor mevcut oyuncuları ile tarihinin en başarılı sezonunu geçiriyor.  En yakın rakibine maç eksiğine rağmen 8 puan fark atmışken, transferi bahane ederek oyuncular arasında huzursuzluk ortamı oluşturmak takıma emek verenlere ayıp etmek demektir.

Daha düne kadar ligde kalalım derken, şimdi şampiyonluk hesapları yapıyor isek, bunu mevcut yönetim, teknik ekip ve oyunculara borçluyuz. “LÜTFEN UNUTMAYALIM”

BUNUN ADALET NERESİNDE

Ligde mücadele veren takımlar, yayın gelirlerinden de faydalanıyor. Gelirin dağıtılmasında takımların başarısının bir önemi yok. 

Federasyon yıllar önce böyle bir karar almış, aynen uygulamaya devam ediyor. Sonra da futbolumuz Avrupa’ da Dünya da neden başarılı olamıyor diye kafa yoruluyor.

Duruma kısa bir göz atarsak, Ligde kalma mücadelesi veren Galatasaray 167,8 milyon lira kazanırken Lig ikincisi Konyaspor 95,6 lira yayın geliri alabilecek.

Bunun yanında bu sezon tek yenilgisi bulunan ve 25 maçın 18'sini kazanarak liderlik koltuğunda oturan Trabzonspor'un kazancı ise 129,5 milyon lira kazanacak.

3 BÜYÜKLERE GİDİYOR

Bu sezon şampiyonluk yarışının çok uzağında kalan Beşiktaş ve Fenerbahçe de lider Trabzonspor'dan fazla geliri kasasına koyacak.

Liderin 20 puan gerisinde kalan ve 6. sırada yer alan Fenerbahçe, 164,3 milyon liralık gelirle klasmanda ikinci sırada bulunuyor.

Sarı-lacivertli ekiple aynı puana sahip ve averajla 7. sırada kendisine yer bulabilen Beşiktaş ise 151,8 milyon liralık kazanca ulaşmış durumda.

“BUNUN ADALET NERESİNDE” diye sormadan yapamıyorum. Federasyon kendi bünyesinde adaleti sağlayamıyor.  “ADALETİN OLMADIĞI YERDE BAŞARI MI” olur.