Yazar Uçar’a özel vefa programı

Yazar Uçar’a özel vefa programı
Konya Aydınlar Ocağının düzenlediği Selçuklu Salı Sohbetlerinde bu hafta Konya’nın meşhur hafız hocalarından yazar Abdullah Uçar yazarlığının 40. yılında hayatı ve hatıralarını anlattı.

Din adamı ve yazar Abdullah Uçar hafız olması sebebiyle, İHL talebesiyken mescitlerde fahri imamlığa başladığını belirterek, “Avrupa’dan dönem bir akrabamız daktilo getirmişti. Belediyeden çalışan bir akrabamızın tarifiyle daktilo kullanmayı öğrendim ve on iki bin tirajı olan Oku mecmuasının adres etiketlerini yazma görevini üstlendim. On kuruş tutarındaki otobüs biletini alamayıp, Kumköprü’den çok zaman okula yürüyerek gidip geldim” diyerek sözlerini sürdürdü.

KİTAPLARIM BASILDI VE DAĞITILDI

İHL’nin son iki sınıfında Diyanet İşleri Başkanlığından aldığı burs sebebiyle, mezuniyetini müteakiben Kastamonu’nun Küre ilçesine mecburi görevli gittiğini de anlatan Uçar, “Görev süremi tamamlayınca Konya Yüksek İslâm Enstitüsüne kaydoldum. Aynı zamanda Araböldüren camiine görevlendirildim. Merkezi camilerin lojmanı olmayınca mecburen maaşımın yarısı ile kira öderdim. Sonra Müftülük binasındaki Diyanet Yayınlarının satışı görevi verildi. Bunun yanında Toptancılar Sitesi camiine Vaaz etmekle görevlendirildim. Buradaki esnaflardan, her yılbaşında hediye dağıtmak zorunda olanlar vardı. Bana kitap yazmamı teklif ettiler. Böylece kitaplarım, işadamlarının finansmanıyla basıldı ve dağıtıldı” dedi.

BİR ÇOK HAYIR İŞLERİNDE BULUNDU

Yazı hayatının başlangıcına dair de konuşan Uçar, “Müftü Süleyman Tekin, DİB Yayınları için Aziziye Caddesinde bir yer kiraladı. Orada Mehmet Emin Eminoğlu ile tanıştık. Beni okumaya düşkün olduğumu görünce yazmamı da ısrarla tavsiye etti. Toptancılardaki esnaflardan da baskı maliyetini üstlenenler oldu. Böylece 1983-84 yıllarında yazmaya başladım ama kitaplarımı parayla satmadım” dedi.

Uluırmak Nuraniye Kur’an Kursuna 1987 yılında geçiş yaptıktan sonra aynı zamanda Kampüs camiinde vaaz etme görevi verildiğini de anlatan Uçar, “Kursa binin üzerinde hafız yetiştirdim. Camilerde sadece Ramazan ayında mukabele okunurken ben hafızlarımla birlikte sene boyu devam ettirdim. Kursa gelenlerden, fakirlik, yetimlik gibi sebeplerle sünnet olmayanları tespit edip sünnet organizesi yaptım. Unutulmakta olan bir âdeti canlandırmak üzere; perşembe günleri bazı talebeleri Necm Suresi okuyarak Cuma habercisi olarak görevlendirdim. Eskiden Cumacı çocuklara üzüm, leblebi verilirdi. Kursa yatılı çocukların yanı sıra ihtiyaç sahibi çocuklara da yemek verdim. Ayrıca aşevi açtık. Yetiştirdiğim iş adamı talebelerim de bu hizmetlere destek oldu” diyerek devam etti.

Diyanet’ten emekli olduktan sonra bir süre Türk Anadolu Vakfı Müdürlüğü yaptığını kaydeden Uçar, “Halen çalışmaya sabah namazından sona başlarım. (Kitap okuyan var mı?) sorusu çok sorulur. Eğrigöl Yaylasında karşılaştığımız bir çoban, soframıza davet edince, (Benim azığım var. Varsa siz bana kitap verin) demişti. Yazmak bizim vazifemiz, ihtiyacı olan da okur” diyerek sözlerini tamamladı.

Program sonunda yazar Abdullah Uçar’a hediyelerini Aydınlar Ocağı Başkanı Dr. Mustafa Güçlü, emekli müftü Yusuf Eseroğlu ve Prof. Dr. Mustafa Demirci takdim etti. Daha sonra Uçar, okurlarına kitaplarını imzaladı.

Kaynak:Haber Merkezi

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.