Nurten Selma Çevikoğlu

Nurten Selma Çevikoğlu

YARIN ÜÇ AYLAR BAŞLIYOR

YARIN ÜÇ AYLAR BAŞLIYOR

Efendim hem ferdi hem ülke olarak yoğun gündemlerimiz hiç bitmiyor. Ancak işte bir güzel iklime giriyoruz şükürler olsun. Yarın itibâriyle mübârek üç ayların güzelliklerle bezeli mânevî atmosferine gireceğiz. Hamdolsun yüce Rabb’imize biz Müslümanları böylesi rahmet iklimine kavuşturdu. Hepimiz en kâmil bir şekilde, her birinde ayrı güzellikler bulunan bu rahmet aylarından lâyıkı veçhile istifâde edenlerden oluruz, inşaALLAH. Bu vesileyle önce bugünkü Cumâ gününüzü, sonra da yarın –nasipse- erişeceğimiz, üç aylarınızı tebrik ediyoruz.

Bilindiği üzere üç aylar; Recep, Şaban ve Ramazan aylarını kapsayan bir mânevi atmosfer ortamıdır. Recep, Cenâbı Hakk’ın ayı, Şaban, Rasûlullâh aleyhisselâm’ın ayı olarak bilinir ve bu iki ay rahmeti, gufrânı bol Ramzan ayının öncü, haberci aylarıdır. Âlemlerin iftihârı peygamberimiz aleyhissalâtu vesselam, Recep ayı girdiğinde; ‘Allâh’ım Recep ve Şaban’ı bize mübârek eyle ve bizi Ramazan ayına ulaştır.’ (Ahmed İbnü Hanbel, el-Müsned, 1/259) diyerek dua ederlerdi. Peygamber efendimiz aleyhisselâm’ın, üç aylara yönelik pek çok müjdeli hadisi şerifleri vardır. Bunlara gireceğiz ama biz bugünkü yazımızda, daha çok üç ayların, müminler için kendilerini ‘bir çek etme imkânı’ oluşturacağına inanıyoruz. Yazımıza başlarken de belirttiğimiz üzere, yoğun gündemden biraz olsun sıyrılıp kendimize düzeltmeye yönelik gayretlere kapı aralaması açısından bu konuya değinmek dileğindeyiz.

Üç ayların gelişi, Müslümanların şöyle bir davranışlarını ince ince hesâba çekmelerine vesile olsa ne güzel olur! Dünya meşgaleleriyle zihinler doluyor, farkında olmadan her gün her gün işlenen günahlarla kalpler kirleniyor, gönüllerimiz asıl olması gereken kulluk gündemi dışında bugün işgal edilmiş vaziyette. Ancak işte bir ferahlama iklimi var önümüzde. Zihinlerin berraklaşması, yüreklerin aklaşması, gönüllerin billurlaşması için fırsat günleri bizi bekliyor. Neden olmasın ki!...

Bu güzel günlerde, hayâtımızı derin bir tefekküre tâbi tutsak, ‘güzel Müslüman olma’ noktasında nelere sâhip olmalıyım, bu gidiş nereye kadar devam edecek, artık yanlışlarımdan dönme zamânım gelmedi mi?’ diye kendimizi sorgulasak, değil mi? Sorgulanmayan hayat yaşanmaya değmez, denmiyor mu? Her geçen gün maddeleşen, ruhları örseleyen, duyguları hissizleştiren bir dünya, kimseye huzur vermiyor. Pek tabi materyalist bir topluma doğru gidiş var, bu gidiş insana mutluluk temin etmez, edemez. Mutluluk ve huzur arayanları mübârek üç ayların huzur iklime çağırıyoruz. Buyurun huzur bulmaya, mutlulukla dolmaya buyurun…

Mübârek üç ayların huzur iklimi, Müslümanların yanlışlarından dönmeye, menfîlikleri müspete çevirmeye gâyet uygun bir zemindir. Kâinâtın mutlak sâhibi olan Allah Teâla’ya güzel bir kulluk ile gidebilmenin titiz bir değerlendirmesi yapılmalı. Ancak bu şekilde mümin kulluktaki eksiklerini giderebilir, noksanlarını tamamlayabilir, ahlâkî bozukluklarını düzeltebilir, kötü alışkanlıklarından kurtulabilir. Bunlar cesurca, cesâretle yapılabilir zira üç ayların bereketli zemini başarmak için en önemli fırsattır. Haydi davranalım, inanın Mevla bu hususta azmetmiş olana, yağmur gibi yardımlarını yağdıracaktır biiznillah.

İnsanları bunaltır hâle gelen ‘haz ve hız eksenli yaşantı’ tarzına bir son verme vakti geldi. Üç aylar kendimizi, duygularımızı, hislerimizi, mânevî yaşantımızı düşünme zamânı olmalı. Şu kutlu zeminde, müminler olarak her yönüyle dünyevîleşen çağda, dîni yaşantımızı muhasebe edelim, mânâ âlemimiz ne durumda şöyle bir yoklayalım ve bu güzel zeminde bir düzelme hamlesi gerçekleştirelim. Vaktimizi saçıp-savurmadan, israf etmeden, ‘en değerli olana’ tevdi edelim.

Peki, bütün bunlar durduk yere olur mu? Elbette olmaz. Neyle olacak o zaman? El cevap; İbâdetlerle efendim. İbâdet insanı insan yapar. İbâdet insanın insânî kimliğini öne çıkartır. İbâdetsiz kişilerin düzelmesi, eksiklerini kapatması, ruhûnu doygunluğa eriştirmesi, kalbin aklaması mümkün değildir. İşte ibâdetlerin en kâmil noktada değer bulduğu bir üç aylar iklimi var önümüzde hamdolsun.

Bilinmeli ki, müminler davranışlarıyla günlerini bereketlendirirler. Mübârek üç ayların bire on, bire elli, bire yedi yüz sevap bahşedildiği bir güzel sevaplı, mağfiretli günlerinden istifâde etmek yakışır Müslüman’a. Önümüzde oruçlarla, nafile namaz ve tesbihatlarla, Kuran hatimleriyle, yardım ve iyiliklerle Rahmeti Rahmân’ın kapısını çalacağımız günler bizleri bekliyor. Müslümanlar üç aylar vesilesiyle hayatlarına ayrı bir bereket ve rahmet getirebilirler. Umulur ki, o rahmet ve bereket bütün seneye yansır.

Bu güzel aylarda iyilikler ve güzellikler, ibâdet ve sevaplar hayâtımıza hâkim olsun. Bu haller kişilere, âilelere ve topluma yansısın. Derken üç aylar vesilesiyle Müslüman toplumlara barış, huzur, esenlik, güven ve selâmet gelsin inşaALLAH. Üç aylarınız ve cumânız mübârek olsun efendim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Nurten Selma Çevikoğlu Arşivi