Bizim kaygımız kadınların ‘bugün ne yemek pişireceğim’ derdine benzer. Bugün ne haber yapayım ya da hangi konuyu yazayım telaşıdır bizimki. Ama ülkemizde gündemin yoğunluğundan dolayı yazacak o kadar şey var ki. Kadınların yemek telaşı bizimkinden daha zor olabilir.

***

Haber servislerine her kanaldan bilgi gelir. Bunun doğruluğunu sınayıp yayımlamak önemli.

Dezenformasyon, ‘yanlış veya doğruluğu kesin olmayan ve kasıtlı olarak yayılan bilgi’ olarak tarif ediliyor. Depremle birlikte Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı dezenformasyonu önlemek için karşı propaganda amacıyla bilgiler servis ediyor.

RTÜK bu konuda televizyonlara ceza kesiyor, ekran karartıyor.

Ve hükümet bizden yayınladıkları tüm bilgileri doğru olarak kabul etmemizi istiyor.

Aynısını Kovid 19 pandemisinde de yaşadık. Birçok yetkili ‘kendi adını yazmamak’ kaydıyla Kovid’den ölenlerin açıklanandan çok daha fazla olduğunu söyledi bize. 2 yıl önce yaşanan salgında ‘Vaka sayısı ile hasta sayısı farklı mıydı; test sonucu pozitif çıkanlar sayılıyor muydu; hastaneler vakaları ve ölümleri nasıl kayıt altına alıyordu?’ gibi sorulara yanıt aradık. TÜİK verilerine göre 2020 ve 2021 yılı içerisinde Kovid-19 nedeni ile ölenlerin sayısı 87 bin 334 kişi olarak kayda geçirildi. Sağlık Bakanlığı tarafından 101 bin 492 kişinin öldüğü belirtildi. Yani devletin rakamları da birbirini tutmadı.

Mezarlıkların dolduğu, Kovid’den ölenlerin ‘başka hastalıktan hayatını kaybettiği’ şeklinde kayıtlara geçirildiği iddiaları arasında hükümetin açıkladığı vefat sayılarının doğru olmadığı ortaya çıktı.

17 Ağustos 1999 Gölcük depreminde de aynı şey yaşandı. Dönemin hükümeti her gün vefat sayısı açıkladı. Yaklaşık 1 ay sonra resmi vefat sayısı 17 bin 674’tü ve sonra yeni bilgi verilmedi. Ancak resmi olmayan ve bağımsız kaynaklar vefat sayısının yaklaşık 50 bin olduğu ve 5 bine yakın kişinin kayıp olduğunu ifade etti.

Durum günümüzde de farklı değil. 11 ili etkileyen Kahramanmaraş merkezli büyük afette deprem bölgesine gidenler vefat sayısının 45 binin çok üzerinde olduğunu belirtiyor. Bunu ifade edenler arasında bölgede yaşayanlar en güvenilir kaynak olarak dikkat çekiyor. Aynı ifadeleri gazeteciler ve politikacılar de vurguluyor.

Özetle; hükümetler bu gibi durumlarda ölü sayısını açıklamıyor ya da açıklayamıyor. Depremde birçok insan vefat eden yakınlarını kendi çıkardı, defnetti. Kaydı tutulmayan birçok cenaze var. Bu nedenle hükümetin açıkladığı her bilginin doğru olduğunu söylemek imkansız. Vefat sayılarında hükümet, doğruluğu kesin olmayan bilgileri servis ediyor. 23’üncü günün sonunda resmi makamlar vefat edenlerin sayısının 44 bin 374’e yükseldiğini belirtiyor. Ama gerçekte hayatını kaybedenlerin sayısının 100 binin üzerinde olduğu ifade ediliyor.

Medyayı dezenformasyona karşı uyaran hükümet, ne kadar doğruluğu kesin bilgiler paylaşıyor tartışılır.

***

Tablo ağır. Aileler paramparça. Hayatta kalan analar ağlıyor.

Depremden önce kadınlar sofralarını kurarken ‘dertsiz masa örtüsü’ sererdi. Ben de sonradan öğrendim, leke tutmayan, kısa sürede temizlenen örtülere bu adın verildiğini.

Artık deprem bölgesinde kadınlar ne aş pişirebiliyor, ne örtülerini serebiliyor sofralara. Asıl derdimiz ve büyük kederimiz yeni başlıyor.

KONYA’DA ERİYEN OYLARI GERİ GETİRME HAMLESİ

Tüm Türkiye’de olduğu gibi Konya’da da AK Parti’nin oy oranında azalma hissediliyor. Ekonomik kriz genel olarak oyların düşmesine neden olmuştu. Son yaşanan ve on binlerce kişinin öldüğü depremin ardından ortaya çıkan zafiyet AK Parti’nin oylarını da etkileyecek. Seçimin 1 yıl ertelenme fikrinin AK Partililer tarafından dile getirilmesi de bu durumun bir tezahürü.

Cumhur İttifakının küçük ortağı MHP’nin de eski oyunu alması beklenmiyor. Erime anketlere de yansımış durumda.

AK Parti Konya İl Teşkilatı’nın oy kaybının önüne geçmek için vizyondaki isimleri öne sürmesi sürpriz olmayacak. Kulislerde Konya’dan milletvekili adayı yapılması beklenen isimler arasında Konyalı Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum ve Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay’ın ismi sık sık geçiyor. Hatta aslen Konyalı olan Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca’nın bile ilk sıralarda yer alabileceği konuşuluyor.

Seçimin 14 Mayıs ya da 18 Haziran’da yapılacağını varsayarsak, AK Parti’nin sürpriz isimleri de yakında açıklanacaktır.

Ancak bu isimlerin bile Konya’da AK Parti’yi eski oy oranına ulaştırması zor gözüküyor.

KONYASPOR YÖNETİMİ BAHÇELİ’Yİ Mİ BEKLEDİ?

Fenerbahçe-Konyaspor ve Beşiktaş-Antalyaspor maçlarında tribünlerde ‘Hükümet İstifa’ sloganları gündeme damga vurdu. Taraftar, demokratik hakkını kullandı, kamu düzenini bozmadan tepkisini dile getirdi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, kulüp başkanlarına çağrıda bulunarak, “Bütün kulüp başkanlarının müsabakaların ya seyircisiz ya da gerekli tedbirlerin alınarak oynanması hususunda acil ve gerekli adımları atmaları kaçınılmaz görevleridir” ifadelerini kullandı.

Bunun üzerine Konyaspor yönetimi bir açıklama yayınladı. Açıklamada, "Büyük Konyaspor camiası ve taraftarı dün, bugün ve yarın daima devletimizin yanındadır. Yas gününde yas tutmak yerine, çirkin bir siyasete payanda olanları en şiddetli şekilde kınadığımızı tarih ve millet huzurunda beyan ederiz” denildi.

Sosyal medyada Konyaspor Başkanı Fatih Özgökçen’in AK Parti’den milletvekili aday adayı olduğu fotoğraflar gün yüzüne çıktı. AK Partili Özgökçen, ayrıca Konya Büyükşehir Belediye Meclisi 2’nci başkan vekilliği görevini yürütüyor.

Baştan sona sorunlu olan açıklamada, hükümet ile devlet bir tutuldu. Asıl büyük sorun koskoca Konyaspor kulübünün siyasi direktiflerle yönetilir hale gelmesi. Aynı sloganlar Beşiktaş-Antalyaspor maçından 1 gün önce oynanan Fenerbahçe-Konyaspor karşılaşmasında da atıldı ama Konyaspor yönetimi sesini çıkarmadı. Maç bitmiş, yorumları yapılmış, aradan 24 saat geçmiş yönetimde ‘tık’ yok. Ama Beşiktaş’ın maçı sırasında Devlet Bahçeli açıklama yapınca bizim yönetim uyanmış. Hemen ardından bildiri yayınladı.

Siyasetin gölgesi yeşil beyazlı kulübün üzerinde kara bulut gibi dolaşıyor. Sportif başarısızlığı ile tepki toplayan, kendi başına inisiyatif alamayan ve siyasi talimatlara göre açıklama yapan bir yönetim tarihe geçiyor.