Vay Canına Yahu..!
Nasıl bir zihniyet çöküşü içerisindeyiz.
Tarihe yön vermiş bir medeniyetin, iklimleri ve kimlikleri artık zayi olmak üzere.
Şahsiyetsizlik kendini şah ilan etmiş demokrasi sandıklarında.
Sandıklarımız ve sandıklandığımız bir demokrasinin içerisinde gene girift bir drift sergilenmekte.
Dönemci ve dönemeççi muhteşem “Türk Siyasi Aklı” en ucuz ve basit argümanlardan bile kahramanlık ve zafer terennümü çıkartmakta.
İsrail devleti kurulduğu 4 Haziran 1948 tarihinden beridir ilk kez bir devletten resmi olarak özür dilemekte ve özür şartlarını da kabul etmekte. Bu devlet de "Türkiye Cumhuriyeti."
Vay canına be ne büyük iş başarmışız…!
- Başarının en başarılmışıdır…!
- İşte Büyük Usta’nın Zaferi…!
- Özür dileten DAVUTOĞLU…!
Kısa kısa manşetler sürülmüş. Kimse demiyor ki..! Geçti Mavi Marmara’nın pazarı sür manşetini nereye istersen.
Herkes üstünü örterken biz biraz KAZ’alım…
“Kaz gelecek yerden Tavuk esirgemeyen” bu mahlukatı dünya, hangi malum filleri için kendine bir Piyon aramaya başladı bu dünyanın baş belası Siyon…!
JS POST’tan…!
Bakın ne için, yanaşıyorlar ve neyi hedefliyorlar…!
Onlar ÖZÜRLÜ’ler ve Öz’ünü tahrif etmiş Gözünü Kutsal hedeflerine dikmiş, kutusal insanları kuytusal yerlerde oyunlarla heder eden bir millet belki de daha doğru tabiri ile dünya için büyük bir İLLET…!
“Gayemiz uğruna rüşvetçilik düzenbazlık ve hıyanetten çekinmeyiz.”
SAHTE ÖZRÜN HEDEFLERİ…!
• Suriye'de iç savaş yanı sıra potansiyel ülkede radikal İslamcıların yükselişi kuzey sınırındaki ve güney sınırında İsrail için büyük bir ulusal güvenlik tehdidi oluşturmaktadır.
• Ancak, her iki tarafın Suriye ve İran'dan İsrail ve Türkiye'nin yüzünü hem ortak güvenlik tehditleri göz önüne alındığında, ve Akdeniz'de doğalgaz proje iki ülke için potansiyel yararları göz önüne alındığında, ileriye taşımak ve bölgesel bir işbirliği yapmaya ihtiyacı var.
• İsrail ve Türkiye'nin silahlı kuvvetleri aynı zamanda 1990'lı yıllarda iki ülke arasındaki ikili ilişkilerin altın çağının temeli olan işbirliği bir tür ulusal güvenlik tehditlerine karşı koymak için birlikte çalışmaya başlamalıdır. Ancak bu sefer, işbirliği askeri boyutu aşan ve bu tür Akdeniz'de doğalgaz proje ve Azerbaycan ile bir gelecek üçgen ittifak olarak yeni parametreleri içermelidir.
• Bu tehditle başa çıkabilmek için, iki ülke askeri yetenekleri ve kimyasal silahların (potansiyel) kullanımına ilişkin olarak, Esad rejimi ve radikal İslamcılar karşı Türkiye ve İsrailortak askeri eğitim ve paylaşımlar yaparak bir istihbarat birliği sağlamalıdır.
• Her iki ülke için başka BÖLGESEL tehdit İran'dır.
• Azerbaycan, Türkiye ve İsrail, İran tehdidine karşı sürebilir optimum adım bir "stratejik üçgeni" kurulması ve ortak askeri eğitim ve askeri istihbarat paylaşımı açısından işbirliği olacaktır.
• Özetle, Türkiye ve İsrail düşman olan Suriye ve İran, karşısında potansiyel fırsatları ile ortak güvenlik tehditleri göz önüne alındığında, yakın bir bölgesel ittifaktan yararlanılabilir. Her iki tarafın yakın bir ittifakı ve bölgesel işbirliği için kullanmanız gereken ana çerçevesi İbranice ortak bir deyimdir: "Smoch alai," güven bana ".
Bu İsrail’in sadece kendi hedefleri uğrunda her şeyi, meşru görebileceğinin bir nişanesi ve örneği olarak “Tarihe Not” olarak düşülecektir.
Ayrıca şunu da bir düşünmenizi isterim…!
Bu özrün “Terörizmin Finansmanının Önlenmesi” direktifinden sonra gelmesinin bir tesadüf olma olasılığı binde kaçtır?
Akil Adamlar Çıkacağına bir Akıllı adam çıkıp da “Meclis Kürsüsünden”
Netenyahu özür diledi…!
Neden yahu özür diledi…! Demiyor..
Selam ve Saygılarımızla…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.