Vali Canbolat sıfır toleransla başladı!
Samsun'da oynanan Atiker Konyaspor-Beşiktaş maçı sonrasında çıkan olaylar nedeniyle, Türkiye'nin hemen hemen her şehrinde yapılan “İl Spor Güvenliği” toplantısı Valimiz Sayın Yakup Canbolat başkanlığında yapıldı...
Toplantıya Jandarma Komutanı Albay İsmet Cansaran, Emniyet Müdürü Şükrü Yaman, Gençlik ve Spor İl Müdürü Ömer Ersöz, Atiker Konyaspor Başkanı Ahmet Şan, ASKF Başkanı Remzi Ay, Spor Güvenlik Müdürü Gökhan Akgün ve ben katıldım...
Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, programı yüklü olduğu için erken ayrıldı toplantıdan...
Toplantıda neler mi konuşuldu?
Yeni sezonda alınacak önlemler konuşuldu...
Detayları çok, ama yazma şansımız yok...
Orada konuşulanları, alınan kararları yazarsam, mesleğe ve meslektaşlarıma saygısızlık etmiş olurum...
Evet...
Tribün terörünün önüne nasıl geçilir noktasında, Vali Yakup Canbolat ile Emniyet Müdürü Şükrü Yaman, inanılmaz derecede hassaslar ve çıkan olaylardan bir o kadar da rahatsızlar...
Tabi ki diğer katılımcılar da...
Son olarak Atiker Konyaspor-Beşiktaş arasında oynanan süper kupa maçında meydana gelen olaylar, stadlardaki güvenlik konusunun yetersizliğini yeniden gündeme taşıdı...
Toplantıya katılanlar fikir beyan ettiler...
En büyük rahatsızlık ise, bir eğlence, bir temaşa olan spor aktivitelerinde seyirciden çok, güvenlik elemanlarının görev almasıydı...
Vali Canbolat, özellikle bu konunun üzerinde yoğunlaştı...
Taraftarlık bilincinin yerleşmesi için çalışmalar yapılması, yani taraftarların, özellikle de holiganların spor güvenliği ve yasaklar konusunda eğitilmesi gerektiğinin altını çizdi...
Doğru bir fikir mi?
Kesinlikle doğru...
Suç işleyenlerin kesinlikle stadlara va salonlara, daha doğrusu spor alanlarına alınmaması için gerekli düzenlemelerin mutlaka, ama mutlaka desteklenmesi gerekir...
Kulüp yöneticileri suç işliyorsa onlar için, kulüp çalışanları suç işliyorsa onlar için, basın mensupları görevleri dışında suç işliyorlarsa onlar için, özel güvenlikçiler suç işliyor, suça göz yumuyorlarsa onlar için, gerekli düzenlemeler yapılsın ve bu insanlar spor alanlarından uzaklaştırılsın...
Özellikle stadlar ve salonlar, ideolojik ve siyasi propaganda yapılacak ya da pankartlarla ifade edilecek yerler olmaktan çıkarılmalı...
Valimiz Yakup Canbolat, sporda şiddeti ve holiganizmi engelme adına son derece kararlı...
Diyor ki, “topyekün seferberlik şart.”
Haklı mı?
Sonuna kadar haklı...
Kulüp yöneticileri, taraftarlara müsamaha gösterdiği müddetçe, saha içi ve saha dışı futbol terörü engellenemez, böyle gelmiş, böyle gider, demek doğru değil...
Vali Beyin dediği gibi, topyekün seferberlikle, caydırıcı önlemlerle şiddetin önüne geçilir...
Devlet o kadar da aciz değil...
Kimse kusura bakmasın...
Buradan bir çağrıda bulunuyorum: şiddede karşı sıfır tolerans kampanyası başlatılsın...
Şiddete eğilimli öz kardeşinizde olsa, kellesi koparılmalı...
“Kellesi koparılmalı” derken, mecazi anlamda söylüyorum...
Yanlış anlaşılmasın...
Şiddeti önleme konusunda, kendimize de pay çıkarmakta yarar var...
Bizim, yani spor yazarlarının, spor gazetecilerinin de şiddeti teşvik ve yaygınlaştırmada bir etkimizin olduğunu ıskalamamalıyız...
Bir gücümüz var...
Eğer bu güç yararlı, yani devletin yanında kullanılırsa şiddeti engellemede etkin bir rol alınır, en azından çorbada tuz olunur...
Sözün özü şu: Valimiz Sayın Yakup Canbolat, tribün terörünü önleme noktasında sıfır toleransla kolları sıvadı...
Kimsenin gözünün yaşına bakmayacak...
Benden söylemesi.