Vahşi sulama Konya'nın sonunu getirecek! Büyük su krizi kapıda

Vahşi sulama Konya'nın sonunu getirecek! Büyük su krizi kapıda
Yeraltı sularının yıllardır bilinçsiz bir şekilde kullanılması yüzünden Türkiye’nin yeraltı su rezervinde ciddi bir düşüş yaşandı. Yeraltı sularının çekilmesiyle birlikte önce göller kurudu, ardından obruklar ve yer yarıkları oluşmaya başladı

Kuraklık ve yeraltı sularının yıllardır gelişigüzel kullanılması ile önce Türkiye’nin en değerli gölleri ve göletleri kurudu, ardından obruklar oluşmaya başladı. Neredeyse 40 yıldır yeraltı sularının vahşi sulamada kullanılması doğa harikası göller bir bir kurudu. Konya’da Hotaamış Gölü, Akşehir Gölü, Meke Gölü, Tuz Gölü, Meyil Obruk Gölü, Akgöl Sazlıkları gibi göller son 30 yılda kuruyan göllerin başında geliyor. Karaman’da Acıgöl diğer adıyla Süleymanhacı Gölü, göller bölgesinden ise çok sayıda göl bilinçsiz sulama ve yeraltı sularının aşırı kullanımı yüzünden kurudu. Göllerin yok olmasının ardından başta Karapınar olmak üzere Konya’nın birçok ilçesinde obruklar ve son yıllarda yer yarıkları oluşmaya başladı. Çumra, Altınekin, Cihanbeyli, Ereğli, Emirgazi gibi ilçelerde de obruklar oluşmaya başladı. Obruk oluşumlarının üzerine bir de devasa yer yarıkları ortaya çıktı.

ekran-goruntusu-2024-10-08-094825.png

OBRUKLAR TÜRKİYE’NİN GENEL SORUNU OLDU

Tarımsal sulamadaki bilinçsizlik sadece Konya Ovası’nda değil Türkiye’nin diğer şehirlerinde yaşandı. Konya’dan sonra en fazla obruk Sivas’ta meydana geldi. Konya’nın ilçelerinde 3 bin yakın obruk oluştu. Sivas’ta ise bu rakam bini buldu. Kuraklık sadece Konya Ovası’nın değil tüm Türkiye’nin kronik bir sorunu haline geldi. Şanlıurfa, Diyarbakır, Batman, Manisa, Karaman, Aksaray, Burdur, Eskişehir gibi tarımsal üretimin yoğun bir şekilde devam ettiği şehirlerde de obruklar ortaya çıkmaya başladı. Tarımsal üretimin yoğun bir şekilde yaşandığı Karaman’da yeraltı sularının dip yapması yüzünden tuzlu su çıkmaya başladı.

ekran-goruntusu-2024-10-08-094821.png

SU SORUNU HER GEÇEN GÜN BÜYÜYOR

Son yıllarda yağışların yetersiz olması, kuraklığın hissedilir bir şekilde artması yüzünden yer altı sularında rekor bir kullanım oluştu. Kuraklığın yanı sıra yer altı suyu seviyesindeki azalmaya bağlı oluşan yarıklar, Orta ve Batı Anadolu havzalarının önemli sorunlarından biri haline geldi. Uzmanlar ise Türkiye için korkutan “su senaryosu” uyarısında bulundu. Konya Ovası’na dış havzalardan getirilmesi planlıyordu. Konya Ovası Sulama Projesi kapsamında hazırlanan Hotamış Depolaması ve AHİ Kanalı gibi projeler hayata geçirilemedi. Uzmanlar, Göksu nehrinden getirilecek suyun bile Konya Ovası’nın sadece bir bölgesi için yeterli olacağının altını çizdi.

tarla-sulama.jpg

SU PROJELERİ HAYATA GEÇİRİLEMEDİ

Göksu Nehri’nin yanı sıra Karasu Nehri’nden Konya Ovası’na su getirilmesi planlanıyordu. Göksu’dan Konya Ovası’nın bazı bölgelerine su getirildi fakat yeterli olmadı. Karasu Nehri’nden getirilmesi planlanan su projesi sadece hayata geçirilemedi. Su krizinin her geçen gün derinleşmesi tarımsal üretimi tehdit eder hale geldi. İsrail ve Suudi Arabistan gibi ülkeler deniz suyunu arıtarak, tarım yaparken Türkiye’de aşırı su tüketen tarımsal ürünler ekilmeye başlandı. Mısır üretimi son yılda rekor kırdı. Konya’da özellikle su sorunun en fazla yaşandığı ve obruklar çok sık oluştuğu Karapınar’da bile mısır üretimi ciddi anlamda arttı. Çiftçiler modern sulama sistemlerine geçse bile hala çok fazla su kullanmaya devam ediyor. Damlama ve yağmurlama sulama sistemlerinin yaygınlaşmasına rağmen çiftçilerin büyük bir kısmı su tüketiminde sınır tanımıyor. Bilinçsiz su tüketiminin önüne geçilmesi için suya kota getirilmesi ve su kuyularına sayaç takılması bile gündeme getiriliyor. Ziraat odalarının, tarım il ve ilçe müdürlüklerinin su konusunda çiftçilere eğitimler vermesi tavsiye ediliyor. Bu konuda Türkiye’de ciddi bir eksiklik bulunuyor. Ülkemizde tarımsal sulama konusunda yıllardır çiftçilere yeterli eğitim verilmedi. Çiftçiler hala ürününe çok su verirse, verimin artacağını düşünüyor. Yıllardır çiftçilerin hiçbir eğitim almadan sulama faaliyetlerine devam etmesi yeraltı sularının her geçen yıl çekilmesine neden oldu.

TATLI SU KAYNAKLARINI KORUMAK ZORUNDAYIZ

Konya Teknik Üniversitesi (KTÜN) Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi İnşaat Bölümü Hidrolik Ana Bilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Cihangir Köyceğiz, “Konya Kapalı Havzası’ndaki su kaynaklarının mevcut durumu artan küresel ısınma ve sanayileşme ile birlikte Dünya üzerinde tatlı su kaynakları önemli ölçüde tehlike altına girmeye başlamıştır. Hem kapalı havza olması hem de Türkiye’nin tahıl ambarı olarak nitelendirilmesine sebep olacak yüksek rekolte beklentisi Konya Kapalı Havzası’nı tatlı su kaynakları bakımından daha hassas hale getirmektedir. Yapılan gelecek projeksiyonlarında artan sıcaklıklarla beraber kuraklık tekerrür aralığının sıklaşabileceği ifade edilmektedir. Bu durum mevcut tehlikelerin gelecekte şiddetini arttırabileceğine işaret etmektedir. Konya Kapalı Havzası’nın yüzeysel ve yüzey altı su kaynaklarının potansiyel tehlikelere karşı korunması oldukça önemlidir. Bu noktada suyun verimli ve su kaynaklarının tasarruflu kullanılması gerekmektedir. Su Yönetimi Genel Müdürlüğü’nün ve Konya Büyükşehir Belediyesi’nin oldukça önemli girişimleri mevcuttur. Ayrıca şehirsel su tüketiminde kayıp kaçakların azaltılması konusunda KOSKİ’nin önemli başarılara imza attı” dedi.

HEPİMİZE BÜYÜK GÖREVLER DÜŞÜYOR

“Havza içerisinde yer alan yerel yönetimlerin ve ilgili otoritelerin su tasarrufu, atıkların geri dönüşümü ve doğal kaynakların korunması konusunda öncü olabilecek çeşitli uygulamalar yaptığını hatırlatan Dr. Köyceğiz, şunları söyledi: “Konya Kapalı Havzasındaki suyun kullanılmasında önemli paya sahip tarımsal faaliyetlerin yürütülmesinden sorumlu çiftçilerimiz, ilgili otoritelerle iş birliği yaparak suyun verimliliği konusunda önemli çaba sarfetmektedir. Tüm bu gelişmelerin su kaynaklarının korunması yönündeki olumlu etkisi kesinlikle göz ardı edilemez. Ancak Konya Kapalı Havzası’nda yer alan tüm şehirler göz önüne alındığında, burada yaşayan her bir ferdimizin büyük bir özenle suyumuza sahip çıkması gerekmektedir. Kişisel su kullanımlarımızda tasarruf tedbirlerini uygulamak, tüketilen gıdalarda ise israfa geçit vermemek su kaynaklarının korunması için üzerimize düşen önemli adımlardandır. Geçmişten devraldığımız bu güzel ve verimli toprakları, güzelliğinden bir damla dahi eksiltmeden geleceğe aktarmak bizim görevimizdir.”

HAVZA DIŞINDAN ACİLEN SU GETİRİLMELİ

Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Konya Şube Başkanı Burak Kırkgöz, su konusunun sadece Türkiye için değil bölge için hayati öneme sahip olduğunun altını çizdi. Ülkemizde ve dünyanın farklı bölgelerine su kaynaklarında azalmalar olduğunu kaydeden Kırkgöz, şunları söyledi: “Su krizi sadece ülkemizin değil bölgemizin hatta dünyada bazı bölgelerinin de sorunlarından birisi. Yeraltı sularının azalması en fazla Konya’da hissediliyor. Çiftçilerimizin 300 metreden su çıkarmaya başladı. Elektrik masrafı da arttı. Konya Ovası’na dış havzalardan acilen su getirilmeli ve yer altı sularının kullanımı en alt düzeye indirilmeli. Ciddi bir çalışma yapılmalı.

burak-kirkgoz22.jpg

DSİ Bölge müdürlüğü bununla ilgili bir çalışma başlattı. Yer altı suları Konya için çok önemli. Yoğun tarım yapılan bir bölge. Tarımda da su olmadan verim olmuyor. Geçtiğimiz yıllarda yağışlarda ciddi bir azalma oldu. Kışın kar yağışı olmaması nedeniyle ciddi çekilmeler oldu. Çiftçilerimiz de kuyuları da derinleştirmeye başladı. 350-400 metre derinlikte kuyular kazılmaya başlandı. Yer altı su varlıklarını tam anlamıyla bilemiyoruz. Belli bir katmandan aşağıya inince kükürtlü ve tuzlu suya kadar inilebiliyor. Çiftçilerimizin dikkat etmesi gerekiyor. Suların mutlaka analiz yapılması gerekiyor. Özellikle yeni kazılan kuyularda analiz yapılmalı. Yoğun tuz ve kükürt içeren sular ürünleri de yakıyor. Kar yağışının iyi olmasını temenni ediyoruz. Dış havzalardan mutlaka getirilmeli. Yoksa tarımsal üretim büyük zarar görecek. Çiftçilerimiz çok su vermek yerine verimli su vermeli. Bitkilerin ihtiyaç duyduğu dönemde bitkilere su verilmeli. Çiftçilerimiz sulama yaparken, ziraat mühendislerine danışmalı. Toprak yapısı da çok önemli. Sulama aralıkları belirlenmeli. Çok fazla su verildiği zaman bitkilerde hastalıklar meydana geliyor. Bu da ekstra maliyet gerektiriyor. Çiftçilerimiz mutlaka bir ziraat mühendisine danışmalı. Enerji maliyetleri çok yüksek. Bu tür çalışmalarla hem maliyeti azaltır hem de suyu koruyacaktır. Çiftçilerimiz mutlaka su toprak ve bitki tahlili yaptırmalı ve ona göre sulama çalışması yapılmalı.”

Kaynak:İBRAHİM BÜYÜKEKEN

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
10 Yorum