Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

Uydurulmuş din uydurmacası

Uydurulmuş din uydurmacası

Müslümanları dünya ve ahiret inançları açısından hiçbir fayda sağlamayacak bir takım kısır çekişmelere çekerek onları Kur’an-ı Kerim’in aydınlık yolundan ayırmak isteyen yerli ve yabancı oryantalistlerin son yıllarda dinî tartışmalarda sık sık gündeme getirdikleri bir iddiadır uydurulmuş din ifadesi.

İslam Dini’nde hiçbir zaman olmayan bir tasnif olarak bildiğimiz bir iddiadır indirilmiş din ve uydurulmuş din ifadeleri.

Hiçbir ilmi dayanağı olmayan bu tasnifin temeli ahlak olan herhangi bir inanışta ahlaki bir temeli de yoktur.

Müslümanların temel İslami külliyatları bırakarak dinlerini batılı müsteşriklerden öğrenmeye başladıkları zaman ortaya çıkan bu tasnif ilk anda reddedilmesi gerekirken maalesef müstevlilerin yerli işbirlikçileri tarafından İslam ülkelerinin basın yayın organlarında dile getirilir oldu.

Kerameti kendinden menkul zamane hocaları tarafından ifade edilen tasnife göre indirilmiş din kendilerinin 1400 yıl sonra icat ettikleri düşünce tarzını, uydurulmuş din ise 1400 yıldır yaşanan İslam Dini’dir.

Yani bu kişilerin ifadesine göre indirilmiş din bu kişilerin inandığı ve anlattığı din, uydurulmuş din ise bu kişilerin dışındaki kişilerin öğrendiği ve öğrettiği yani bu kişilerden başkalarının yaşadığı dindir.

Normal bir akla sahip Müslümanın böyle bir din tasnifi yapması ilmen, aklen ve ahlaken mümkün değildir.

Ama gelin görün ki bu dünya ortamında her malın bir satıcısı olduğu gibi bir de alıcısı bulunur.

Yani bizim yerleşmiş atasözümüze göre her bitli baklanın mutlaka bir kör alıcısı vardır.

Ve bu bakla satıcısının ağzı da iyi laf yapıyorsa malını sattığı tezgâhının etrafına müşteri toplaması da o derce kolay olmaktadır.

Ama şu bir gerçektir ki herhangi bir Müslümanın diğer Müslümanları kastederek onları uydurulmuş din mensupları olarak tanımlaması en basit ifadesi ile kendi dışındakileri din dışı sayarak onları tekfir ettiğidir.

Zamanımızda birilerin bu tekfirciliği ideolojik olarak yaptığını görürken bir diğerinin ise tekfircilikten maddi kazanç yani yazdığı kitaplardan elde ettiği gelirle hayatını kazandığı görülmektedir.

Şimdi sizde kendi kendinize uydurulmuş din ifadesi ile kastedilen mefhumun Hz. Peygamberimize (sav) inzal edilen Kur’an-ı Kerim ile sınırlıdır iddiasını ortaya atmanın nasıl bir iftira olduğunu sorabilirsiniz.

Ya da Hz. Peygamber (sav) den sonra gelen Müslümanlar olarak gelen Sahabei Kiramın (ra) uyguladığı dinin Hz. Peygamber (sav) tarafından tebliğ edilen, yaşanan ve örneklendirilerek öğretilenlerin topyekûn değiştirildiği ve böylece uydurulmuş dinin ortaya çıktığı iddiasının 1400 yıldır yaşayan tüm Müslümanlara atılmış bir büyük iftira olduğunu da düşünebilirsiniz.

Bu fahiş iddia hiç şüphesiz İslam Dini’nin yine Müslümanlarca topyekûn tahrif edildiğini ve değiştirildiğini iddia etmek olur ki Allah’ın (cc) Kur’an-ı Kerim’deki Kitabın dolayısıyla da dinin korunmuşluğu vaadine de aykırılık iddiası taşır.

Çünkü Muharref dinler ve kitaplar göstermiştir ki dinin kitabı tahrif edilmeden kitap ile ortaya koyulan hiç bir din tahrif edilememiştir.

Cebrail (as) aracılığı ile inzal edilen vahiyden sadece Kur’an-ı Kerim’den ibaret olduğunu iddia edenlerin uydurulmuş din kategorisine dâhil ettikleri hususları tam olarak ifade etmeseler de bunların Hz. Peygamberimizin (sav) Sahih Sünneti Seniyyesi ve Sahih hadisleri ile Seçilmiş ve övülmüş Sahabelerinden (ra) bizlere ulaşan sadık haberlerin olduğu ortaya çıkmıştır.

1400 yıl öncesinde kötüledikleri İslam’ın kurucu nesli olan Sahabeler (ra) ve Tabiin (ra) tarafından sahihi yalanından ayırt edilmiş Hadisleri yok sayarak Selefi Salihin (rha) tarafından red edilerek kenarda köşede kalmış birkaç yalan ve uydurma haber üzerinden Hz. Peygamberimize (sav) ait topyekûn sünnet ve hadis mirasını reddetmeleri tek kaynak olarak kabul ettikleri Kur’an-ı Kerim’in pek çok ayeti ile tenakuz oluşturur.

Her fırsatta Müslümanları akıllarını kullanmadıkları yönünde tenkit eden bu güruh esasında bir an bile o çok önemsedikleri aklıselim ile düşünecek olsalar Hz. Peygamberimize (sav) gelen vahiylerin sadece onun okuyup, tebliğ edip, ashabına beyan edip, örneklendirerek yaşadığı ve öğrettiği hakikatlerin bütünü olduğunu kavrayacaklardır.

Ama gelin görün ki eski zamanlarda olduğu gibi bu fetret günleri diyebileceğimiz modern zamanlarda da din üzerinden para kazanmanın en kolay yolu maalesef yeni bireyler söylemek adına eskilerde kalmış hatta ümmetin çoğunluğunca itibar edilmemiş kırık dökük bir bilgiyi kendisi bulmuş gibi söylemekten geçmektedir.

Dindeki Ümmetin icmaını red ederek güya Müslümanlar dışındaki kişiler tarafından kasıtlı olarak karıştırılmış din dışı düşünceler ile geleneklerin hurafeleştirilerek bidatlara dönüştürülen kısımlarını temizlemek adına mübalağa ederek hatta yalan söyleyerek ortaya indirilmiş din olarak ortaya konulan hezeyanlar asla İslam olmaz.

Olsa olsa ancak uydurulmuş din uydurmacası olur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Süleyman Küçük Arşivi