Sadık Küçükhemek

Sadık Küçükhemek

Ümmetin vasıfları

Ümmetin vasıfları

Zaman zaman ümmet adına hareket ettiğini söyleyen partiler var, dernekler, vakıflar ve STK’lar var, cemaatler, holdingler var. İyi ama ümmet adına hareket ettiğini söyleyen bu hükmi şahsiyetler üzerlerinde ümmetin vasıflarını taşıyorlar mı? 

Ümmeti bölmeyelim, diyorlar, iyi ama büyük bir heyecanla ümmet adına çıkan bir parti, kendi içinde birçok parti çıkardı. İktidarda olan parti de ümmeti bölmeyelim diyor, buna rağmen içinden birkaç parti çıkacağa benziyor. Yarın belki de yeni kurulacak partiler içinden de yeni partiler çıkabilir. Demek ki, ümmeti bölmeyelim, demekle olmuyor. 

Ümmet adına çıkan bazı derneklerin, vakıfların ve STK’ların, cemaatlerin, holdinglerin, durumları da pek iç açıcı değildir; asıl gayelerini unutup, dünyanın peşinden koştukları görülmektedir.

Ümmet adına büyük bir heyecanla yola çıkan hükmi şahsiyetlere sesleniyorum: Galiba biz Resulullah (s.a.v.)’ın maruz kaldığı ve her insanın büyük bir zaafı olduğu hususlarla imtihan olduğumuz zaman Resulullah (s.a.v.) Efendimiz gibi elimizin tersiyle itebilecek bir imana ve kemale sahip olamadığımızdan dolayı yolda giderken istikametten ayrılıyor ve ümmetin içine düştüğü çukurdan kurtarma görevimizi unutuyoruz. Şu anda yaşadığımız durum budur, diye düşünüyorum. 

Resulullah’a müşriklerin ileri gelenleri dediler ki: Ya Muhammed! Kavmini birbirine düşürüyorsun, hükümdar olmak istiyorsan, gel seni başımıza hükümdar yapalım, zengin olmak istiyorsan seni en zenginimiz, yapalım, kız istiyorsan Mekke’nin en güzel kızlarını sana verelim, yeter ki davandan vazgeç.    Resulullah da, “Bir elime güneşi bir elime ayı verseniz ben davamdan vazgeçmem” dedi.  

Bu sebeple büyük bir heyecanla ümmetin yastık altındaki paralarını toplayıp faizsiz çalıştıracağına söz veren holdingler, bir araya gelip katılım bankası kurarak ümmetin parasını çalıştırmalarını tavsiye ederim. Böylece kendilerini de kurtarmış olurlar.  Ümmet adına çıkan partilerin de gelişen olayları göze alarak toparlanmaları gerekir. Aksi halde cehennem çukuruna düşebiliriz.

 

Bu girişten sonra gelelim ümmetin vasıflarına

1. Adaletli olmak, adalet, zulmün zıddı olup bir şeyi yerli yerince yapmaktır. Yani her işi hukuk çerçevesinde icra etmektir. Bu bağlamda hukuka aykırı kanun çıkarılamaz. Mesela kadının ömür boyu nafaka alması Roma hukukuna da aykırıdır. Hukukta delil esastır, delilsiz bir kimseyi içeri almak ve delilsiz kocayı evinden uzaklaştırmak, meşru olmayan birliktelikleri, nikâhsız evliliği meşrulaştırmak hukuka aykırıdır. Bu sebeple İstanbul sözleşmesi derhal rafa kaldırılmalı. Unutmayın ki bu sözleşmeyi imzalayanlar büyük vebal altındadırlar, onları ne namazı ve nede tuttuğu orucu kurtarabilir. İslam eşittir, adalettir. Adaleti ortadan kaldırmak, İslam’ı ortadan kaldırmak, demektir

2.Her konuda örnek ve mutedil olmaktır. Örnek ve mutedil olmanın yolu kul hakkından geçer, kul hakkı yiyen bir insanda ne adalet kalır ve ne de örnek ve mutedillik kalır. Din İşleri Yüksek Kurulu üyelerinden birinin dediği gibi, “Günümüzde Müslümanların ibadet sorunu yok, ahlak sorunu vardır.” 

3.İşi ehline vermektir. Biz Kâbe’nin anahtarlarını Abbas b. Muttalip’e değil ehil diye bir müşrike teslim etmiş bir medeniyete sahibiz. Ne oldu bize de ahbap çavuş ilişkisine göre atama yapıyor ve birçok bürokratı ve müdürü bir sebep göstermeden işten alarak masaya mahkûm ediyoruz. Mesela Milli Eğitim Bakanlığı’nda dört –beş sene önce onlarca ilçe Milli Eğitim müdürleri görevden alındı, o günden beri İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne gidip imza atıp geri dönüyorlar. Onlar niçin alındı? Neden öğretmenliğe dönemiyorlar? Tenzil-i rütbe olur öyle mi? 

4. Alın teri olmayan ve zengini zengin eden fakiri fakir eden faizden uzak durmak ve bunun için katılım bankasını güçlendirmek için emek sarf etmektir… Rahmetli Özal, katılım bankaları kurmuştu. İşte icraat gerekir, ümmetin meselesi ile uğraşmak budur.   

Kısacası, dürüst olmaktır, istikamet üzere olmaktır, ihalelerde yolsuzluk yapmamaktır. Ne gariptir ki ihalelerde yolsuzluk yapanlar üst makama gelebilmektedir, ona mani olmaya çalışanlar görevden alınarak masaya mahkûm edilmektedir. “Deveye sormuşlar neden boynun eğridir, nerem doğrudur ki” demiş. Bunun gibi biz, ümmet adına büyük bir heyecanla yola çıkıp yolda Resulullah Efendimize teklif edilenlerle karşılaşınca istikametten hemen ayrılıyoruz, neremizi düzeltelim.  

Biz diyoruz ki, bu büyük yükün altından kalkamayacaksak, bırakalım ümmet adına yola çıkmayı, ulusçuluğu esas alan diğer partiler gibi yolumuza devam edelim. Böylece ümmeti hayal kırıklığına uğratmamış oluruz. Gidişata seyirci kalmamak için bunları dile getiriyoruz, bizim başka bir gayemiz yoktur. Hoşça kalın. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Sadık Küçükhemek Arşivi