Güzel günlere girdik efendim. Rabb’im ömür ihsan etti, bugün bir Üç Aylar’a daha ulaşma şerefine eriştik. Dün gece de mübârek Regâib Gecesi’ni idrak ettik. Mevlâ Teâlâ nasiplenenlerden eylesin inşaALLAH. Önce siz değerli okuyucularımızın sonra da tüm İslam âleminin Üç Ayları’nı dolu dolu geçirmelerini, en kâmil şekilde istifâde etmelerini Cenâb-ı Hakk’tan niyaz ediyor, Müslümanların uyanışına vesile olmasını yüce Yaratıcı’mızdan istiyoruz.

Zaman gerçekten en çabuk harcanan bir sermâye ve hiç dikkatli kullanılmadığı da çok net. Boş, mâlâyâni işlerle, oyunla-oynaşla hayat denen, ahretin tek ve biricik kazanç kapısı hebâ ediliyor. Ebedî saadeti kazanma gibi bir ideal ne yazık ki zihinlerden silinmiş vaziyette. Tüm idealler ve tüm birikimler varsa yoksa şu üç kuruş etmez geçici dünya için ifâ ediliyor. O zaman biz de diyoruz ki; şu mübârek iklimde “FE EYNE TEZHEBÛN” “BU GİDİŞ NEREYE?”

Dünya iki kapılı handır, birinden girenler diğerinden çıkanlar. Kimse bâki kalmıyor bu dünyâda. Müminler olarak hâlimiz de ortada. Kadir kıymet bilmeyenler, hep şikâyet eden şükürsüzler, en yüce nizam olan İslam’ı bırakıp başka yerlerden medet uman fikirsizler, Hakk’ı tutup kaldırmayan beyinsizler hep aramızda… Müslüman kardeşinin ihtiyaçlarına duyarsız kalanlar, yanlışı görüp görmezden gelenler, zulme sessiz kalanlar, doğruları göz göre göre karalayanlar hep aramızda… Vatan toprağını bölmeye çalışanlar, milli servetimizi boşa tüketenler, devlet malına zarar verenler, mâneviyâtımızı hiçe sayanlar hep aramızda…

Üzülüyoruz, hüzünleniyoruz, içleniyoruz…

“FE EYNE TEZHEBÛN” “BU GİDİŞ NEREYE?”

Sağdan-soldan, önden-arkadan, kuzeyden-güneyden sıkıştırılmaya çalışıldığımız şu hengâmede iyi ki geldin Recep Ayı diyoruz. Rabb’imizin ayı Recep Ayı aramıza teşrif etti. Hoş geldi, sefâlar getirdi. Kalpler aklanmaya, gönüller imâra muhtaç! Yürekler zikrü tesbihatlarla dirilsin tekrar. Tevbe çağlayanına dalsın diller. Yaşarsın gözler, eller açılsın duâya, yönelelim semâya. Hep O’na muhtâcız, âciziz. O Rabb’i Rahîm’imizin engin rahmeti olmasa yürekler son günlerde yaşanan onca acılara nasıl tahammül ederdi. Müslümanlar olarak ağlanacak haldeyiz.

Ancak şimdi toparlanma vaktidir. Üç Aylar sâdece nüfus cüzdanında İslam yazanların değil gönlünde İslam yazanlar için bir dirilme, temizlenme, aklanma ayıdır, bu hazzı yaşamalı. Yalnızca namaz istikâmetimizi değil ruhumuzun istikâmetini de Kâbe’ye çevirmeli. Geçmeli bir süre yardan-serden kendini yalnızca Rabb’ine vermeli Müslüman. Günlünü ibâdete kandırmalı. Bugün içi boşalan-boşaltılan mümin rûhunu “takva rûhu”yla beslemeli. Eğer Müslümanların gidişinden memnun değilsek işe kendimizden başlamalıyız. Ölü ruhlarımızı şu üç aylar ikliminde diriltebiliriz. Mâneviyâtımızı yüce ufuklara yükseltebilir böylece Rabb’imizin rızâsını kazanabiliriz. Gaflete düşmüş müminler olarak hepimizin şu acıklı hallerden uyanmamız için duâlar edebiliriz.

Yeni bir kazanç mevsimi geldi, Üç Aylar’a bizi eriştiren Cenâb-ı Hakk’a şükrolsun. Üç Aylar’ın ilki Recebi Şerif hepimize hayrolsun, ibâdetlerimiz artsın bollaşsın, rûhumuz doysun, ilâhî feyiz ve füyuzatlar çokça olsun inşaALLAH.

Cum’anız, üç aylarınız, Recebi Şerifiniz mübârek olsun efendim. Dua ile…