Tuzdan uzak durun
Sağlık Bakanlığı’nın aşırı tuz kullanımının önüne geçmek için başlattığı çalışmaya uzmanlardan destek geldi.
Dr. Tuba Nergiz, fazla miktarda tuz tüketiminin felç olasılığını, böbrek hastalıklarını arttırdığını belirtti.
Tuzun sağlık üzerindeki etkisini inceleyen Sağlık Bakanlığı, aşırı tuz tüketimiyle kan basıncının arttığını, kemiklerde kalsiyum kaybı oluştuğunu, fazla tuzun mide kanserinde de etkili olduğunu belirledi. Bu kapsamda Bakanlık aşırı tuz kullanımının önüne geçmek için çalışma başlattı. Çalışma kapsamında toplu yemek yenen lokanta ve yemekhanelerde tuz masalara konmayacak. Ayrıca ekmekteki tuz oranının azaltılmasını da planlıyor. Sağlık Bakanlığı’nın çalışmasına uzmanlarda destek veriyor. Uzmanlara göre dünyada en fazla tuz Türkiye’de tüketiliyor, bu durum ise sağlık sorunlarına yol açabiliyor.
Özel Selçuklu Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Tuba Nergiz, iyodun vücuda elzem olarak alınması gerektiğini belirterek, tiroit hormonlarının yapısında bulunması dolayısıyla büyüme başta olmak üzere üremeden, metabolizma hızının attırılıp ya da azaltılmasına etki ettiğini söyledi. Bu nedenle günlük olarak yeterli miktarda alınması gerektiğini ifade eden Tuba Nergiz, “Yaklaşık olarak bir erişkinin 150 mikrogram kadar iyot alması gerekmekte bunu ise ortalama olarak 2–3 gram tuzdan karşılıya bilmektedir. Bunu karşılamak içinse tuz miktarını çok arttırmaması gerekiyor” dedi.
“AŞIRI TUZ FELÇ OLASILIĞINI ARTIRIYOR”
“Yemeklerde kullandığımız tuz sodyum klorürden oluştuğu için sodyum miktarına da çok dikkat edilmesi gerekmektedir” diyen Nergiz, sodyumun aşırı miktarda alındığı zaman kan basıncını arttırıcı etki yaptığına bu durumun hipertansiyon ve aynı zamanda vücutta ödem yapabildiğine dikkat çekti. Nergiz, “Ayrıca felç olasılığını, böbrek hastalıklarını arttırmaktadır. Bu yüzden insanlar her şeyi gereksinimden fazlasını almaması gerekiyor. Günlük olarak 2 bin 400 miligram sodyum alınması gerekmekte bu da ortalama 6 gram tuzdan karşılanabilmektedir ama besinlerimizde de sodyum içerikli besinler olduğu için dışardan alınan tuza aslında çok fazla ihtiyacımız yoktur. Özellikle böbrek hastalarında et tüketimi, süt tüketimi ve sebze tüketimi varsa bunlardan sodyum ihtiyacı karşılanabilmekte. Dolayısıyla dışardan tuz tüketimi kesinlikle kısıtlanmalıdır. Son zamanlarda da ekmeklerde tuz içeriği yüksek olduğu için ekstradan tuz tüketimi yapılmamalı, en fazla sağlıklı bir birey olsa bile bir tatlı kaşığı tuz tüketimini kesinlikle geçmemesi gerekiyor” diye konuştu.
“YANLIŞ İYOT KULLANIMI TİROİT HASTALIKLARINI TETİKLİYOR”
Nergiz, bugüne kadar Türkiye’de de tuzla ilgili çok sayıda araştırma yapıldığının altını çizerek, tuz konusunda ilk başta besinlere iyot eklendiğini ancak insanların iyodu uygulama aşamasında yanlışlıklar yaptığı için tiroit hastalıklarına çok fazla rastlanıldığını kaydetti.
İnsanlar gerçekten iyodu sağlıklı bir şekilde kullanmak istiyorlarsa bunu çok güzel saklamaları gerektiğini aktaran Nergiz, şunları kaydetti: “İyot ısıdan, nemden çok çabuk etkilenmektedir. O nedenle yemek pişme esnasında kesinlikle eklenmemesi gerekiyor. Tamamen nem almayacak ısısı çok yüksek olmayacak yerlerde saklanması ve ışığa karşı duyarlı olmayan malzemeden yapılmış bir kaptan saklanmalıdır. İyot olayını çözdükten sonra insanlar sofralarda artık tuz kalkma yasası var bunun nedeni dediğimiz gibi insanlar doğal besinlerden sodyum ihtiyaçlarını alabilmekteler. Yeşil yapraklı sebzelerde, sütte, ette yüksek sodyum içeriği bulunuyor. İnsanlar zaten bu besinlerden rahatlıkla karşılayabilirler. Bu nedenle Sağlık Bakanlığı’nın bu çalışması yerinde bir çalışmadır ve mutlaka hayata geçirilmelidir” dedi.
Sağlık Bakanlığı tarafından, tuz tüketiminin azaltılması için belirlenen bazı faaliyetler ise şöyle:
1- Türk Silahlı Kuvvetleri, Emniyet, SHÇEK’e bağlı kurumlar, okullar, kredi yurtlar kurumu, üniversite kafeteryaları, işyerleri ve yemek fabrikalarındaki mönülerin tuz içerikleri incelenecek.
2- Zincir restoran, fast-food ve lokantalardaki menülerin tuz içerikleri inceleme altına alınacak.
3- Geleneksel gıdalardaki tuz miktarı belirlenecek. Ekmekte tuz kademeli olarak azaltılacak.
4- Peynir, et ürünleri, işlenmiş tahıl ürünleri, bisküvi, kahvaltılık gevrek gibi çok tuzlu ürünlerdeki tuz oranı azaltılacak.
5- Patates kızartması, salata, ayran gibi yiyeceklere hazırlama sırasında tuz eklenmeyecek.
6- Az tuzlu gıdaların üretimi teşvik edilecek, vergi indirimi yapılması koşulları araştırılacak.
7- Mönülerinde tuz içeriğini azaltan ve masalarından tuzlukları kaldıran restoran ve fast food zincirleri logo, bayrak veya sertifikayla ödüllendirilecek.
8- Toplu yemek yenen yerlerdeki masalardan tuzlukların kaldırılması, küçük poşetlerde iyotlu tuzların bulundurulması sağlanacak.
9- İl düzeyinde geleneksel tuz uygulamalarının yoğun olduğu bölgelerde, etnik gruplara yönelik özel eğitim programları yürütülecek.
10- Tuz tüketiminin azaltılmasına yönelik bilgilendirmeler için Diyanet İşleri Başkanlığı ile işbirliği yapılacak.
11- Marketlerde tuz tüketiminin azaltılmasına yönelik uyarıcı bilgilendirmelerin yer alması sağlanacak.
Özel Selçuklu Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Tuba Nergiz, iyodun vücuda elzem olarak alınması gerektiğini belirterek, tiroit hormonlarının yapısında bulunması dolayısıyla büyüme başta olmak üzere üremeden, metabolizma hızının attırılıp ya da azaltılmasına etki ettiğini söyledi. Bu nedenle günlük olarak yeterli miktarda alınması gerektiğini ifade eden Tuba Nergiz, “Yaklaşık olarak bir erişkinin 150 mikrogram kadar iyot alması gerekmekte bunu ise ortalama olarak 2–3 gram tuzdan karşılıya bilmektedir. Bunu karşılamak içinse tuz miktarını çok arttırmaması gerekiyor” dedi.
“AŞIRI TUZ FELÇ OLASILIĞINI ARTIRIYOR”
“Yemeklerde kullandığımız tuz sodyum klorürden oluştuğu için sodyum miktarına da çok dikkat edilmesi gerekmektedir” diyen Nergiz, sodyumun aşırı miktarda alındığı zaman kan basıncını arttırıcı etki yaptığına bu durumun hipertansiyon ve aynı zamanda vücutta ödem yapabildiğine dikkat çekti. Nergiz, “Ayrıca felç olasılığını, böbrek hastalıklarını arttırmaktadır. Bu yüzden insanlar her şeyi gereksinimden fazlasını almaması gerekiyor. Günlük olarak 2 bin 400 miligram sodyum alınması gerekmekte bu da ortalama 6 gram tuzdan karşılanabilmektedir ama besinlerimizde de sodyum içerikli besinler olduğu için dışardan alınan tuza aslında çok fazla ihtiyacımız yoktur. Özellikle böbrek hastalarında et tüketimi, süt tüketimi ve sebze tüketimi varsa bunlardan sodyum ihtiyacı karşılanabilmekte. Dolayısıyla dışardan tuz tüketimi kesinlikle kısıtlanmalıdır. Son zamanlarda da ekmeklerde tuz içeriği yüksek olduğu için ekstradan tuz tüketimi yapılmamalı, en fazla sağlıklı bir birey olsa bile bir tatlı kaşığı tuz tüketimini kesinlikle geçmemesi gerekiyor” diye konuştu.
“YANLIŞ İYOT KULLANIMI TİROİT HASTALIKLARINI TETİKLİYOR”
Nergiz, bugüne kadar Türkiye’de de tuzla ilgili çok sayıda araştırma yapıldığının altını çizerek, tuz konusunda ilk başta besinlere iyot eklendiğini ancak insanların iyodu uygulama aşamasında yanlışlıklar yaptığı için tiroit hastalıklarına çok fazla rastlanıldığını kaydetti.
İnsanlar gerçekten iyodu sağlıklı bir şekilde kullanmak istiyorlarsa bunu çok güzel saklamaları gerektiğini aktaran Nergiz, şunları kaydetti: “İyot ısıdan, nemden çok çabuk etkilenmektedir. O nedenle yemek pişme esnasında kesinlikle eklenmemesi gerekiyor. Tamamen nem almayacak ısısı çok yüksek olmayacak yerlerde saklanması ve ışığa karşı duyarlı olmayan malzemeden yapılmış bir kaptan saklanmalıdır. İyot olayını çözdükten sonra insanlar sofralarda artık tuz kalkma yasası var bunun nedeni dediğimiz gibi insanlar doğal besinlerden sodyum ihtiyaçlarını alabilmekteler. Yeşil yapraklı sebzelerde, sütte, ette yüksek sodyum içeriği bulunuyor. İnsanlar zaten bu besinlerden rahatlıkla karşılayabilirler. Bu nedenle Sağlık Bakanlığı’nın bu çalışması yerinde bir çalışmadır ve mutlaka hayata geçirilmelidir” dedi.
Sağlık Bakanlığı tarafından, tuz tüketiminin azaltılması için belirlenen bazı faaliyetler ise şöyle:
1- Türk Silahlı Kuvvetleri, Emniyet, SHÇEK’e bağlı kurumlar, okullar, kredi yurtlar kurumu, üniversite kafeteryaları, işyerleri ve yemek fabrikalarındaki mönülerin tuz içerikleri incelenecek.
2- Zincir restoran, fast-food ve lokantalardaki menülerin tuz içerikleri inceleme altına alınacak.
3- Geleneksel gıdalardaki tuz miktarı belirlenecek. Ekmekte tuz kademeli olarak azaltılacak.
4- Peynir, et ürünleri, işlenmiş tahıl ürünleri, bisküvi, kahvaltılık gevrek gibi çok tuzlu ürünlerdeki tuz oranı azaltılacak.
5- Patates kızartması, salata, ayran gibi yiyeceklere hazırlama sırasında tuz eklenmeyecek.
6- Az tuzlu gıdaların üretimi teşvik edilecek, vergi indirimi yapılması koşulları araştırılacak.
7- Mönülerinde tuz içeriğini azaltan ve masalarından tuzlukları kaldıran restoran ve fast food zincirleri logo, bayrak veya sertifikayla ödüllendirilecek.
8- Toplu yemek yenen yerlerdeki masalardan tuzlukların kaldırılması, küçük poşetlerde iyotlu tuzların bulundurulması sağlanacak.
9- İl düzeyinde geleneksel tuz uygulamalarının yoğun olduğu bölgelerde, etnik gruplara yönelik özel eğitim programları yürütülecek.
10- Tuz tüketiminin azaltılmasına yönelik bilgilendirmeler için Diyanet İşleri Başkanlığı ile işbirliği yapılacak.
11- Marketlerde tuz tüketiminin azaltılmasına yönelik uyarıcı bilgilendirmelerin yer alması sağlanacak.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.