Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

Türkiye’nin Mc Carthy’leri

Türkiye’nin Mc Carthy’leri

Türkiye Amerika’ya benzeyecekti ya.

Yine benzedi veya benzettiler.

Aslında biz bu filmi daha önce 28 Şubat sürecinde de görmüştük millet olarak.

Ama Millet olarak hafızamız çok güçlü olmadığı için, her seferinde aynı yerden ısırılıyoruz.

28 Şubatta başörtüsü teferruattır diyenlerin yalnız bıraktığı bir ortamda, Türkiye’nin Mc Carthy’leri türetilmiş ve tabir caiz ise Müslümanlar arasında bir cadı avı başlatılmıştı.

İmam hatip okullarını her sabah teftiş eden valilerden tutunda, okula ders vermek yerine teftişe gelen milli güvenlik hocalarına kadar Mc Carthy’lerimiz olmuştu.

Devlet dairesinde başörtülü ve sakallı memur avına çıkan gönüllü ispiyoncu teftişçiler gördü bu millet.

Kara günlerde Milletin üzerine bir kâbus gibi çökmüştü yerli Mc Carthy’ler.

Mc Carthy kim mi?

1947 ve 1957 li yıllarda benzemeye özendiğimiz Amerika’yı kasıp kavuran Mc Carthy'ciliğin mucidi Amerikalı Cumhuriyetçi parti senatörüydü Joseph Raymond Mc Carthy.

Soğuk savaş döneminde FBI başkanı ile birlikte Amerikan düşmanı ve solcu olarak fişlenen milyonlarca insanın hayatının kararmasına sebep olan ahlaksız bir kişiliktir Mc Carthy.

Amerika’da sahte bir siyasal devlet düşmanlığı korkusu oluşturarak dönemin birçok tanınmış ismini zor duruma soktu veya pek çok kimsenin meslek hayatlarını sona erdirdi.

Yukarıda yazdık. Türkiye politikacılar eliyle küçük Amerika olacaktı ya.

Bir kez daha olduk işte 15 Temmuz sonrasında yaşananlara.

Hem de en kötü taklidiyle.

Amerika’da Mc Carthy ve benzerleri hiç bir günahı olmayan yüzbinler fişlendi ve hayatı zehir edildi.

Türkiye’de ise maalesef 15 Temmuz sonrası ise aynı işlem FETÖ suçlaması ile Türkiye’de yaşanmakta.

Amerikalı Mc Carthy’nin yerli versiyonları hızla devreye girdi.

Millet FETÖ örtüsü altında önüne geleni veya işine gelmeyeni suçlar oldu.

Memuriyetten ticarete kadar pek çok insan önünde engel gördüğü kimseleri haksız bir şekilde FETÖ ile bağlantılıdır diye şikâyet eder oldu.

Bu haksız ve mesnetsiz suçlama öylesine bir hal aldı ki, nihayetinde Cumhurbaşkanı bile isyan ederek “At izi it izine karıştı” demek zorunda kaldı.

Cumhurbaşkanı bu ifadeyi kullandı da işler düzeldi mi? Ne gezer?

Hemen her gün olağanüstü hal nedeniyle yapılan valilik açıklamalarında şu kadar asker, polis, öğretmen ve memur gözaltına alındı diye yapılan açıklamalar yanında, sesini duyurabilenler haksızlığa uğradıkları yönünde feryatlarını ilgililere duyurmaya çalışıyorlar.

Konya’da haksız yere kapatılan derneklerden tutunda, görevden alındıktan bir süre sonra göreve iade edilen il müdürlerine kadar yapılan yanlışlıklar ortadadır.

Kimse de çıkıp bu yanlışlıklara sebep olanlara hesap falan sormuyor.

Sıfır veya 2. el olarak aldığı cep telefonunda şifreli haberleşme programı var diye gözaltına alınanlardan tutun da, geçmişte adı Aycell olan şirketin devlet memurlarına verdiği hattan aile efradına ve yakınlarına aldığı telefon hattına hiçbir haberi olmadığı halde şifreli program yüklendi diye açığa alınanlara kadar haksız ve hukuksuz uygulamalar ayyuka çıkmaya başlamıştır.

Her fırsatta bulanık sularda balık avlamaya yeltenen yerli Mc Carthy’ler yok edilmedikçe Hain FETÖ suçlaması altında yaşanan zulümlerin önü alınamayacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Süleyman Küçük Arşivi