Türk Hava Kuvvetleri 113 yaşında

Türk Hava Kuvvetleri 113 yaşında

Türkiye'nin gökyüzündeki etkin ve caydırıcı gücü olan Türk Hava Kuvvetleri, kuruluşunun 113'üncü yılını HÜRJET, Akıncı İHA, Aksungur İHA ve KAAN gibi yerli ve milli ürünlerin göklere attığı imzayla kutluyor.

Türkiye'nin gökyüzündeki etkin ve caydırıcı gücü olan Türk Hava Kuvvetleri, kuruluşunun 113'üncü yılını HÜRJET, Akıncı İHA, Aksungur İHA ve KAAN gibi yerli ve milli ürünlerin göklere attığı imzayla kutluyor.

Milli savunma bakımından havacılığın gelecekteki önemini gören dönemin Harbiye Nazırı Mahmut Şevket Paşa'nın emriyle iki ordu mensubunun yurt dışında eğitim alması planlandı. Bu kapsamda yurt dışına gönderilecek personelin seçimini yapmak ve havacılık işlerini yürütmek amacıyla 1 Haziran 1911'de "Tayyarecilik Komisyonu" kuruldu.

Aynı yıl, komisyonun sınavında en yüksek notu alan Süvari Yüzbaşı Fesa ile İstihkam Teğmeni Yusuf Kenan Beyler, eğitim için Fransa'daki Bleriot Fabrikası uçuş okuluna gönderildi.

Böylelikle, 17 Aralık 1903'te Wilbur ve Orwille Wright kardeşlerin ilk motorlu uçağı havalandırmayı başarmalarından 8 yıl sonra Türk Hava Kuvvetlerinin temelleri atıldı. ABD, Fransa, İngiltere, Almanya, İtalya, Avusturya ve Rusya ile hemen hemen aynı yıllarda Türk askeri havacılık teşkilatı da kurulmuş oldu.

Türk ordusu 1912'de ilk pilotlarına kavuştu

Yüzbaşı Fesa Bey ve Yusuf Kenan Bey'in 1912'de Fransa'daki uçuş eğitimlerini başarıyla tamamlayarak yurda dönmesinin ardından Türk ordusu ilk pilotlarına kavuştu. Aynı yıl 8 subay daha uçuş eğitimi için Fransa'ya gönderildi, Yeşilköy'de Hava Okulu açıldı.

Askeri havacılığın gelişmesi ve güçlenmesinde en önemli aşamalardan biri olan Hava Okulunun açılmasıyla bu alandaki çalışmalar hızlandı, personel sayısı çoğaldı ve 1'inci Dünya Savaşı başında hava bölükleri kurularak havacılar aktif kıta görevi yapmaya başladı.

Bu dönemde Türk Hava Kuvvetleri, Çanakkale'den Hicaz'a, Kafkasya'dan Filistin'e kadar Türk askerinin çarpıştığı hemen her cephede savaşa katıldı. Ancak Osmanlı İmparatorluğunun 1'inci Dünya Savaşı'nda yenilgiyi kabul etmesinin ardından imzalanan Mondros Mütarekesi uyarınca orduda terhis işlemlerine başlandı, bu kapsamda Hava Kuvvetleri Genel Müfettişliği kadroları boşaldı.

Osmanlı Hükümeti Harbiye Nezareti, 21 Haziran 1920 tarihli emriyle, Hava Kuvvetleri Genel Müfettişliğini lağvetti ve personelini dağıttı. Bu da Türk askeri havacılığının teşkilatsız, personelsiz, araç ve gereçsiz bırakılmasına neden oldu ve dolayısıyla Osmanlı dönemi Türk havacılığı sona erdi.

Türk havacılığında yeni dönem

23 Nisan 1920'de TBMM'nin açılmasıyla Türk havacılığında da yeni bir döneme girildi. Milli Savunma Bakanlığının (MSB) 13 Haziran 1920'deki emriyle, Harbiye Dairesine bağlı olarak Hava Kuvvetleri Şubesi kuruldu.

Yeni Türk devletinin ilk hava teşkilatının faaliyete geçirilmesinden sonra, eldeki kırık dökük uçakların onarılması, malzeme temin edilmesi adına çalışmalar yürütüldü ve bu tarihlerden itibaren Türk havacıları yokluklar içinde görevlerini yerine getirdi.

1921'de teşkilat değişikliği yapılarak Hava Kuvvetleri Şubesi, önce Hava Kuvvetleri Genel Müdürlüğü daha sonra ise 1922'deki değişiklikle Hava Kuvvetleri Müfettişliği adını aldı.

29 Ekim 1923'te Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasından sonra, çağdaş havacılığa uyum sağlayacak güçlü bir hava kuvvetinin kurulması için çalışmalara başlandı ve Türk Hava Kuvvetlerinin gücü sürekli artırıldı. Aynı zamanda uçuş eğitimi için diğer ülkelere personel gönderilmeye de başlandı.

Eskişehir'de 1925'te kurulan Hava Okulu da aynı yıl ilk mezunlarını verdi.

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.