Türk Eğitim Sen:iktidar, Kendisi Gibi Düşünmeyen Herkesi Kıyıma Tabi Tutuyor

Türk Eğitim Sen:iktidar, Kendisi Gibi Düşünmeyen Herkesi Kıyıma Tabi Tutuyor

Türk Eğitim Sen Antalya 2 Nolu Şube Başkanı Fethi Kurt, hastanelerdeki taşeron firma ile iş görme mantığının Milli Eğitim'de de uygulanmaya çalışıldığını, bunun Türk eğitim ve öğretimini dibe vurduracağını savundu.İktidarın,...

Türk Eğitim Sen Antalya 2 Nolu Şube Başkanı Fethi Kurt, hastanelerdeki taşeron firma ile iş görme mantığının Milli Eğitim'de de uygulanmaya çalışıldığını, bunun Türk eğitim ve öğretimini dibe vurduracağını savundu.

İktidarın, hastanelerdeki taşeron firma ile hizmet verme zihniyetini Milli Eğitim'de de uygulama çalışmasını okul müdürleri tasfiyesi ile ilk adımını attığını ileri süren Fethi Kurt, esas hedefin öğretmenleri 'bendensin' 'değilsin' siyasi anlayışına bağlı kıyıma tabi tutacağını iddia etti.

İktidarın, başka kurumlarda hayata geçirdiği tüccar mantığı ile ülke yönetme anlayışından vazgeçmesi gerektiğini belirten Kurt, "Siyasi iktidarın, hastanelerdeki taşeron çalıştırma mantığını milli eğitimde de uygulamasına izin vermeyeceğiz. İktidarın esas hedefi paralel yapı masalları ile milli eğitimde kendisi gibi düşünmeyen bütün öğretmenleri bir şekilde sindirerek tasfiye etmek. Torba Kanun bunun için yapılıyor. İktidar ya benim gibi düşüneceksin, yada seni kıyma makinesine atarım diyor. Bizde, biz senin gibi düşünmüyoruz, diyoruz." dedi.

Türk Eğitim Sen'li okul müdürlerinin görevden alınması ve başlattıkları hukuki süreç hakkında bilgilendirme yapmak için Antalya Manavgat Baro Temsilcisi Metin Açıkgöz'ü baroda ziyaret etti.

Ziyarette Manavgat Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından görevden alınan okul müdürleri ile Manavgat Baro Temsilciliği avukatlarından Ümmü Telli ve Can Ercan hazır bulundu.

AK Parti'nin Milli Eğitim'deki kadrolaşmasını yandaş ve candaş sendikası Eğitim Bir Sen aracılığı ile yaptığını iddia eden Kurt, Manavgat Milli Eğitim Müdürü Yasin Keklik'in müdür olmadan önce Eğitim Bir Sen'in Manavgat Temsilciliği'ni yaptığını hatırlattı.

İktidarın paralel yapı masalı ile yargı ve emniyet teşkilatının yaptığı kıyımları okul müdürleri ile sürdürdüğünü belirten Kurt, okul müdürlerinden sonra sıranın öğretmenlere geleceğini esas kıyımın öğretmenlerde olacağını kaydetti.

12 yıllık siyasi iktidarı döneminde 5 milli eğitim bakanı değiştiren iktidarın, becerisizliklerini eğitimde paralel yapı masalı ile örtmeye çalıştığını vurgulayan Kurt, iktidar, ülkede gerçek anlamda bir paralel yapı görmek istiyorsa Güney Doğu Anadolu Bölgesi'nde PKK/KCK'lıların nasıl yol keserek kimlik kontrolü yaparak nasıl bir paralel yapılanmaya gittiklerini göreceklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davudoğlu'nun biz 77 milyon Türkiye'yi kucaklayacağız sözünü duyunca 'hayret' diyerek tansiyonunun yükseldiğinin altını çizen Kurt, "Siyasi iktidar, milli eğitimdeki kıyımı yandaş ve hormanlı sendikası eliyle yapıyor. Okul müdürü atamalarında, sendikamıza üye 11 okul müdüründen 10'u tasfiye edildi. Tasfiyelerde yeni milli eğitim müdürü ve 3 ay önce atanan şube müdürleri eliyle yapıldı. Şube müdürleri, okul müdürlerine puan verebilmesi için yasa gereği en az 6 ay o okul müdürüyle çalışması gerekir. Bir hafta sonra okullar açılacak ve Manavgat Milli Eğitim Müdürü 6 aydır görevinin başında ve göreve geldikten sonra okul müdürleri ile bir defa olsun toplantı yapmış değil. Okul müdürlerinin kıyımını yargıya taşıdık. Konunun sonuna kadar takipçisi olacağız. "Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır." hadisi şerifinden hareketle haksızlığa karşı her zaman dik duracağız ve haklının yanında olacağız. " diye konuştu.

Kurt, Manavgat Kaymakamı Emir Osman Bulgurlu'yu, okullarda liyakatları olmadığı halde 500 kişiye gelişi güzel başarı belgesi verdiği için İçişleri Bakanlığı ve Antalya Valisi Sebahattin Öztürk'e şikayette bulunduklarını ifade etti.

Manavgat Baro Temsilcisi Metin Açıkgöz, ülkede her geçen gün yargının üzerindeki baskının arttırdığını söyledi. Son zamanlarda savunmanın susturulmasına yönelik Türkiye Barolar Birliği'ne(TBB) baskı kurulmaya çalışıldığını belirten Açıkgöz, ülkede herkesin bilmesi gerekir ki hiç kimsenin makam ve mevkisi ne olursa olsun savunmaya gücünün yetmeyeceğini kaydetti.

Ülkede insanların huzur ve güven içinde yaşamasınında en önemli önceliğinin her zaman hukuka güven olduğunu vurgulayan Açıkgöz, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun(HSYK) yapısının değiştirilmesi, Adalet Bakanlığı'nın memuriyeti halini gelmesinin ve sulh ceza mahkemeleri yerine sulh ceza hakimlikleri ihsas edilmesinin ülkede yargıya güveni azalttığını söyledi.

Ülkede kuvvetler ayrılığı ilkesinin yürütme eliyle sürekli ihlal edildiğinin altını çizen Açıkgöz, "Maalesef ülkemizde hukuk güvenliği yok edilmiş durumda. Ülkemizde yürütme eliyle yargı baskı altındadır. HSYK'nın yapısının değiştirilmesi ile ülkede hukuk güvenliği tehlike altına girmiştir. Hukuk güvenliği kalmayınca eskiden Yargıtay'da kararlarda genelde içtihat birliğiyle olurdu. Şimdi ise farklı içtihatlarda kararlar çıkıyor. " ifadesini kullandı. CİHAN

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.