TSYD'nin Antalya seminerlerini seviyorum...

Dostlarla biraraya gelmek, birarada bulunmak, iki satır da olsa, hoş sohbet etmek, bir bakıma kendimizi yenilemek gibi bir şey...

İyi de oluyor...

Bu sene 51.sini gerçekleştirdik...

Konuşmacılarla birlikte 300'ün üzerinde spor adamı, sporcu ve spor gazetecisi katıldı seminere...

Spor Genel Müdürü Mehmet Baykan ile Tekvando Federasyonu Başkanı Metin Şahin, seminerde konuşmacı olarak bilgi birikimlerini aktardılar oturuma katılanlara...

Konyalılar olarak gururlandık...

Hem Spor Genel Müdürü Mehmet Baykan, hem de Tekvando Federasyon Başkanı Metin Şahin, derslerine iyi çalışmışlar...

Sağolsunlar...

xxx

Naci Arkan Başkanlığındaki TSYD Genel Merkez Yönetimi'nin bu seminerde de iyi organize olduğunu, gelen konukların keyifli bir 3 gün geçirdiklerini düşünüyorum...

Aksini söyleyeni Allah çarpar...

TSYD Anka kuşu gibi...

Naci Arkan'la, Faik Gürses'le, Oğuz Tongsir'le, Nezir Önal'la ve diğer yöneticilerle küllerinden yeniden doğdu...

Bunu da inkar edeni Allah çarpar...

Hem de iki kere çarpar...

Dizlerinin üstüne çökmüş TSYD'yi ayağa kaldırmak, yürütmek, koşturmak kolay iş değildi...

Sağolsunlar zoru başardılar...

Ne diyebilirim ki “Helal olsun” demekten başka...

Tabi ki çalışanlara da...

Örneğin dünya güzeli Gülen ablaya...

“Gülen abla” deyince...

Sadi-i Şirazi, “Güzel kadın bir mücevher, iyi kadın ise bir hazinedir” demiş...

Anlayacağınız Faik abi, hem bir mücevhere, hem de bir hazineye sahip...

Şanslı yani...

Daha ne olsun ki...

Birgül hanım mesala...

TSYD'nin “birşey”i değil, “herşey”i...

Ankara'dan Figen kardeşimiz...

Dünya tatlısı bir çalışanımız...

İzmir'den Nuran hanım...

Erhan, Yunus ve Murat...

Hepsi TSYD'nin kıymetlileri...

Sağolsunlar...

7/24 çalıştılar...

Hakları ödenmez...

Fedakarlardı...

Özetle, TSYD'nin karşı kıyıya geçmesinde köprü oldular...

xxx

Seminere katılan konuşmacılara da değinmek gerekirse, hepsi de Türk sporunun ya da Türk futbolunun ağır abileri...

Şenez Erzik'ten Fatih Terim'e, Mehmet Baykan'dan, Mancini'ye, Yılmaz Vural'dan Samet Aybaba'ya, Şota'dan Slaven Bilic'e, Samet Aybaba'dan Carlos'a, Metin Şahin'den Nazmi Avluca'ya kadar sporun önemli isimleri, seminere katılanları ilgilendirdiler, bilgilendirdiler...

Kim ne derse desin, spor bizim vazgeçilmezimiz...

Sevgili Başkan Naci Arkan'ın açılış konuşmasında söyledi gibi...

“Her ne kadar üzüntülerin olduğu platform olsa da spor yine de asla vazgeçemeyeceğimiz bir sevdadır. Bizle de bu büyük sevdanın bir parçası olarak aşkımızı daha pekiştirmek adına bu seminerde eksilerimiz ve artılarımızı masaya yatırarak milyonlarca insanın yakın takibinde ki güzelliğe artılar katmak istiyoruz.”

Naci Başkana katılmamak mümkün mü?

xxx

Herşey dört dörtlük müydü?

Tabi ki değil...

Bazı üyeler oturumlara “tat” verirken, bazıları içlerindeki “zehri” kustular...

Bazıları ise oturumları takip etme yerine, zamanlarını otelin sunduğu hizmetlerden yararlanma yoluna gittiler...

Bir nevi tatil modundaydılar...

Bu da hoş olmadı tabi ki...

Seminerin yapılabilmesi için, “nokta” gibi insanlara “virgül” gibi eğildiklerini anlattı Faik abi...

Hem de içi acıyarak...

Yani...

Yanisi şu; TSYD seminerlerine “bedava tatil” düşüncesiyle katılanların, hem mesleğe, hem de kendilerine ihanet ettiğini düşünüyorum...
Beğenirler ya da beğenmezler...
Bu da benim düşüncem...

xxx
Artılarının çokça olduğu bir semineri daha geride bıraktık...

Emeği geçen herkese Bağdat'tan Basra'ya, yeryüzünden gökyüzüne kadar selam olsun...

Ne diyeyim ki başka.