Tunahan Dağaşan

Tunahan Dağaşan

Toplumun karakalem tablosu

Toplumun karakalem tablosu

Her çevreden muhatap olduğunuz insanlardan sözler ve bir toplumun karakalem tablosu...
Keşke hiç büyümeyip hep çocuk kalsaydınız.( Bu tablo dışında)
Çocuklara camilerde kızmak.( Onların cıvıltısı camilerde olmamalı sanırım, başınıza çıksalar dahi kızmayın fakat öğretin. Bırakın bu kızma işlerini filan, çocuğa camide oynadı ses çıkardı diye kızılmaz, orası senin evin değil kardeşim.
Kızma, onunla beraber oyna. Onların cıvıltısı senin ruhuna ıstırap değil neşe ve umut vermeli. Ona güzelce açıkla, öğret. Kendini düşünme, sadece kendi ibadetini düşünme, bencil olma... Mademki bu kadar hassassın, huşunu hiç bir ses bozamamalıydı. Oynayacaklar, öğrenecekler, güzelce açıklayıp hem oyna hem öğret. Ama kızmayacaksın. Eğer böyle yaparsan senin yüzünden çocuk camiye gelmez, bakışı değişir. Böyle saçmalık olmaz. Bunu görmemek akla aykırıdır. Güzelce açıkla. Her şey bitti de bu kalmıştı.)
Hazır gençken yiyip içip eğlenmene bak, alemlere ak ve benzeri şunu bunu yap...
Hazır gençken ibadetlerini güzelce yapmaya çalış, yaşlanınca elin ayağın tutmaz, zor olur. Gençken daha kıymetli.
Evlenip de ne yapacaksın, başına bela mı alacaksın? Şimdiki aklım olsaydı geç evlenirdim filan...
Rakı adabıyla içilir. Edebimizle içtik. (Rakı ile edep kelimelerinin bir arada kullanılması beni rahatsız ediyor)
Anne baba olunca anlarsın.
Ebu Lehebin tohumları, Ermeni tohumları, gavur tohumları, kâfir zındıklar...
Yobazlar, örümcek kafalı, gerici, cahiller...
O kemalist, o ateist, o İslamcı, o radikal, o komünist, o putperest...
Siyaset pis iştir.
Zengin olunca karı boşamalar, kuma alma düşünceleri , iş yerine Porsche ile gidip hava atmalar filan...
Gelinden memnuniyetsiz, kaynanadan memnuniyetsiz... Görümceler...
Şu şuna atlamış, bu buna saplamış...
Baldız baldan tatlıdır.
Fiziği iyi değil, taş gibi, at gibi, kısrak gibi...
Sokağa tükürmeler, balgamlar...
Duvara yazmalar, tuvalet kapısına numaralar yazılar, araçlara beylik sözler...
Tıkabasa dolmuşlar, iş makinasi seyredenler...
Hoca okusunlar, muska yazsınlar, büyü bozsunlar, bağlasınlar...
Hem sövsünler hem izlesinler diziler, filmler, magazinler,reytingler...
Sürekli inşa edilen içi boş camiler...
Marka tutkusu, pahalı ve lüks düşkünlüğü...
Aklını kullan, sende onlar gibi ol filan...
Kısır partileri, altın günleri, ayakkabılar...
Oğlum göster amcana bakalım .....
Kızım, zengin kocalar... dans et...
Evi arabası var mı?
Namaz kılıyor musun? Kılıyorum, tamam.
Maaş 3000 bin yemek takımı on bin, kanepe markası 20000 bin... Israrlar...
Benim kızım en iyisine layık, benim oğlum şöyle böyle...
İstikbal, Beko bilmem ne... Atışmalar, ayrılıklar... Cart curt...
Kurbanın bütün etleri derin dondurucu...

Hasat parası bir gece ve pavyon....
Şunu şöyle yaptım bunu böyle yaptım övünçleri,erkeklik nümayişleri...
Adamın olacak, torpilin var mı, devir böyle... Horozlanmalar...
Sıraya kaynayan ve köpüren insanlar...
Kadrolu cami cemaati, yaşlılık...
Hacca geç gidip arınma düşüncesi...
Pis para çeşme, cami, okul, vicdan aklama....
Dürüstlük, edep, doğruculuk; enayilik, budalalık, neredeyse tekfir...
Memleketi kahvehaneden kurtarm
ak...


 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tunahan Dağaşan Arşivi