Toplu ulaşımdaki engeller kalksın!
Son yıllarda görme engelli bireylere yönelik yapılan çalışmalarla onların günlük hayatı daha da kolay hale getirildi. Fakat hala toplu ulaşımda, kaldırımlarda engelli bireyler sorunlar yaşamaya devam ediyor. Özellikle de otobüslerdeki ses sistemlerinin çalışmaması, kaldırım işgalleri görme engellilerin hayatlarında büyük bir sorun olmaya devam ediyor. Konya’da 3 yıl önce hizmete giren Rumi Görme Engelliler Derneği üyelerinin sorunlarını zaman zaman gündeme getiriyor.
190 ÜYEMİZE HİZMET VERİYORUZ
Rumi Görme Engelliler Derneği Başkanı Ökkeş Mendilli, 190’a yakın üyeye hizmet verdiklerini söyledi. “Türkiye’de yapılmayanları yapmak, farkındalık ortaya çıkarmak için bu derneği kurduk” diyen Mendilli, şunları söyledi: “Yapılmamışı yapmak için yola çıktık. Sıra dışı işler yapmak istiyoruz. Engelli dernekleri aynı şeyleri tekrarlamaya başladı. 2023 yılı hem Mevlana yılıydı hem de Cumhuriyet’in 100. yılıydı. Farkındalık olsun diye Karaman’dan Konya’ya 100 kilometre pedallıyoruz diye bir etkinlik yaptık. Hz. Mevlana’nın doğum günü olan 30 Eylül’de Karaman’dan Konya’ya arkadaşlarımız bisiklet sürdü. Bizi Mevlana’nın torunu Esin Çelebi karşıladı. Geçen Temmuz’da Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50. Yılıydı. Oradaki dış işleri bakanlığının daveti üzerine Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne davet edildik. 20 Temmuz’da Girne’den Magosa’ya kadar bisiklet sürdük. 12 bisikletçi ile KKTC’ye gittik. Orada KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile görüştük. Çok ses getiren bir etkinlik oldu. Ağaç müzesine gittik. Kanyondan geçen ilk görme engelliler ekibi olduk. Değişik etkinlikler yapmaya çalışıyoruz. Üyelerimizin haklarını sürekli gündeme getiriyoruz.”
DERNEĞİMİZİN ŞUBE SAYISINI ARTIRACAĞIZ
Engelli bireyleri sosyal hayata kazandırmayı hedeflediklerini dile getiren Mendilli, “Bunu yıkmaya çalışıyoruz. 25-30 tane üyemiz ilk defa bizim derneğimizi üye oldu. Daha önce hiç dışarı çıkmamışlar. Daha güvenilir gördüler. Akşamları engelli üyelerimizin ailelerini ziyaret ediyoruz. Bize bir güven oluştu. Güven oluştuğu için çocuklarını rahatça gönderebiliyorlar. Daha ulaşamadığımız daha çok engelli bireyimiz var. Onlara ulaşmaya çalışıyoruz. Merkezi Konya’dan ilk görme engelli derneğiyiz. Diğerlerinin merkezi Ankara. Bizim derneğimizin merkezi ise Konya’dır. İlerleyen yıllarda Türkiye’nin diğer şehirlerine de şube açmayı planlıyoruz. Benim hedefim Doğu illerinde de dernekler açmak. Oradaki insanların bazı materyallere ulaşması zor oluyor. Muş’tan bir öğretmenimiz bizden baston istedi. Buradan oralara da hizmet etmeye çalışıyoruz. Belediyelerimiz de çalışmalarımızda bizlere destek oluyor. Üyelerimizin önemli bir kısmı gençlerden oluşuyor. Özel sektör ve kamuda çalışıyorlar. Gönüllü olarak bize destek olan öğretmenlerimiz var. Hz. Mevlana’nın dediği gibi ‘Dün dünde kaldı cancağızım, yeni bir şeyler söylemek lazım’ felsefesiyle yola çıktık. Rumi adını da buradan koyduk. Yüzümüz Anadolu’ya dönük. Sadece görme engelli bireylerimize diğer engelli bireylere de hizmet için yola çıktık. Ben değil biz olmaya geldik. Gittiğimiz yerlerde diğer engelli bireylerimizin sorunlarını da dile getiriyoruz” dedi.
HEDEFİM BİR AN ÖNCE ATAMAMIN OLMASI
Sosyal Bilgiler Öğretmenliği mezunu Hatice Doğacı da toplu ulaşım araçlarında hala sıkıntılar yaşadıklarını dile getirdi. Üniversite döneminde daha çok teknoloji aletleriyle derslerine çalıştığını belirten Doğacı, “Daha çok bilgisayar ve ses kaydı aracıyla derslerime çalıştım. Brail alfabesini de biliyorum ama çok fazla kullanmama gerek kalmadı. Öncelikli hedefim atamamın olmasını çok istiyorum. Çok korkuyordum öğretmenlik için. Sınıflar kalabalık oluyordu. İçine girdikten sonra bu işin çok farklı olduğunu gördüm. Anadolu Üniversitesi Sosyoloji Bölümünü de bitirmek için çalışıyorum” dedi. Gezmeyi çok sevdiğini kaydeden Doğacı, konser, sergi gibi etkinliklere sık sık katıldığını söyledi.
EN BÜYÜK SORUNU TOPLU ULAŞIMDA YAŞIYORUZ
Günlük hayatta en büyük sorunu toplu ulaşım araçlarında yaşadıklarını kaydeden Doğacı, “Tramvaylarda sesli sistemler var. Durağa ulaştığımız zaman haberimiz oluyor. Otobüslerde de aynı sistemin olması bizim çok önemli. Bazı otobüslerde hala ses sistemi yok. Biz çoğu zaman yanlış duraklarda iniyoruz. Bizim de gezme ve resmi işlerimizi halletme hakkımız var. Toplu ulaşımda pozitif ayrımcılık istiyoruz. Otobüslerde bu ses bizi rahatsız ediyor diyenler var. Bunu tramvaylarda bile yaşadığımız zamanlar bile oluyor. Sesli sistemin olmaması bizi şoföre bağımlı kılıyor. Sistemin açılmadığı yetmiyormuş gibi bize de yardımcı olmuyorlar. Sesli sistemi mutlaka açmak zorundalar. Bazı şoförler duraklarından bile habersiz. Vatandaşlar bazen yardımcı oluyor. Çoğu zaman kendimiz ulaşım uygulamaları kullanıyoruz” diye konuştu. Trafik işaretleri hep kaldırım kenarında olmasını da eleştiren Doğacı, “Direkler yola yakın yerlerde yapılmış durumlarda. Normal hızımızı düşürerek, yürümek zorunda kalıyoruz. Bağımsız bir şekilde yürüyemiyoruz. Kaldırımlar düzgün olsa bile sarı çizgiler yetersiz kalıyor. Esnaf kaldırımlara eşyalar koyuyor ve bizim yürüme hakkımız engelleniyor. Motosikletler sarı çizgi üzerine park ediliyor. Bazen buralarda ufak tefek kazalar yaşıyoruz” dedi.
SOSYAL FAALİYETLER HAYATIMIZA DOKUNUYOR
Dernekteki sosyal faaliyetlerin kendi hayatlarına olumlu katkıda bulunduğunu kaydeden Doğacı, şunları söyledi: “Ben buranın yeni üyelerindenim. Karadeniz turunda derneğimizle tanıştım. Kendi gündelik hayatımda seviyorum dediğim her şeyi burada yapma imkânı buluyorum. Burada sesimizin duyulma imkânı oldu. Daha önce hiçbir dernek geçmişim olmadı. Sürekli bir şehir değişikliği yaptık bu yüzden pek bir dernekle iletişim kurma imkânım olmadı. Rumi Görme Engelliler Derneği hayatıma dokunan bir dernek oldu.” Bir birey görme engelliliğini kabul ettiyse yaşayacağı her türlü olumsuzluğu da baştan kabul ettiğini belirten Doğacı, “Yaşayacağımız her türlü olumsuzluk bizim bir macera oluyor. Biz insan kalkıyor diyor ki; sizi buraya kim saldı diyor. Biz bunlara gülüp geçiyoruz. Bazı şeyler bize çok ilginç geliyor. Yemek yerken ağzını nasıl buluyorsun diye soranlar oluyor. Biz bunlara kahkaha atarak gülüyoruz. Biz yaşadığımız olumsuzluğu baştan kabul ettik. Bunu kabul etmezseniz büyük bir yıkım oluyor. Hayata daha sıkı sarılıyoruz. Bir süreden bunu kabulleniyoruz” ifadelerini kullandı.
HEDEFİM BEDEN EĞİTİMİ ÖĞRETMENİ OLMAK
8. sınıf öğrencisi 13 yaşındaki Osman Dığrak, hayatında yaşadığı zorlukları ve hedeflerini anlattı. Hedefinin beden eğitimi öğretmeni olmak olduğunu dile getiren Dığrak, şunları söyledi: “Şu an için atletimiz ve yüzme ile uğraşıyorum. Spor yaparken bazı yerlerde zorlandığım anlar oluyor. Saati göremiyorum, otobüste sorun yaşıyorum. Kardeşlerim de benim gibi kısmı görme engelli. Konyaspor’u yakından takip ediyorum. Konyasporlu Sitya’nın sıkı hayranıyım. Skubic’i de çok beğeniyordum. Ailem ve dernek her zaman yanımda oluyor. Ailem benim en büyük destekçim. Etkinliklerle birlikte kendimizi geliştirme fırsatı bulduk. Spor kulüpleriyle farklı etkinliklere katılma şansım oldu.”
İBRAHİM BÜYÜKEKEN
Kaynak:İbrahim Büyükeken
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.