Recep Çınar

Recep Çınar

Tek kazanan ismail Küçükkaya oldu!

Tek kazanan ismail Küçükkaya oldu!

Pazar gününe kadar gündemden düşeceğini sanmıyorum…

Isıtılıp ısıtılıp sofraya konacak…

İster yersiniz, ister ertesi güne bırakırsınız...

23 Haziran’a kadar menüde, İsmail Küçükkaya’nın moderatörlüğünü üstlendiği, Binali Yıldırım ile Ekrem İmamoğlu’dan başka birşey yok…

Olsa dükkan sizin.

xxx

Efendim...

Acayip, ilginç, dişe dokunur bir program ya da bir karşılaşma olmadı…

Ne demokrasi kazandı, ne Yıldırım...

Ne İstanbul kazandı, ne İmamoğlu...

Kim ne derse desin, bu oturumun ya da programın tek kazananı var, o da İsmail Küçükkaya…

Hem “ün”ünü hem de “un”unu ikiye katladı!

Hemen hemen bütün köşe yazarları, bütün televizyon yorumcuları, dahası ulusal medyanın yüzde 99’u İsmail Küçükkaya’nın taraflı ya da tarafsız moderatörlüğünü yorumladılar, yorumlamaya da devam edecekler gibi...

Kimisi dudak bükmüş, kimisi göz kırpmış, kimisi gerdan kırmış!

Olabilir…

Beğenen de olmuş, beğenmeyen de...

Ben meseleye daha farklı yaklaşanlardanım...

Bana göre gecenin kazananı ne demokrasi, ne İstanbul, ne şu ne bu, yukarıda da altını çizdiğim gibi, gecenin kazananı, dolayısıyla da parsayı toplayanı İsmail Küçükkaya oldu…

Sadece İsmail Küçükkaya değil, çalıştığı televizyon kanalı da, bu pastadan öyle ya da böyle nasiplendi, nasiplenmeye de devam edecek gibi...

Gerisi lafı güzaf…

Çünkü, hem Ekrem İmamoğlu, hem de Binali Yıldırım, bu program vesilesiyle heybelerine tek bir “azık” bile koyamadılar…

31 Mart’taki oylarını artıracak, minicik olsa da, bir performans sergileyemediler…

Ne konuşmalarıyla, ne beden dilleriyle, ne mimikleriyle, en önemlisi de İstanbul’un geleceği ile ilgili projeleriyle vasatın üzerine çıkamadılar…

Bana göre sınıfta kaldılar...

İki adayın, yani Yıldırım ve İmamoğlu’nun projeleri de eski parti liderlerinin projelerinden çok farklı değildi…

Bir zamanlar Tansu Çiller’in, “herkese biri ev biri araba olmak üzere her eve iki anahtar” dediği gibi, İstanbul’u kaybetmeyi göze alamayanların vaadleri de üç aşağı beş yukarı aynısıydı!

İstanbullu bunu yer mi?

Yiyeceklerini sanmıyorum, çünkü sütten ağızları yandı, yoğurdu üfleyerek yiyeceklerdir.

xxx

Bence bu programda en güzel üç “o an” vardı…

İlki iki adayın karşılaşmaları ve samimi bir şekilde selamlaşmaları…

İkincisi hediyeleşmeleri…

Üçüncüsü de, programdan sonra gecenin kazananı İsmail Küçükkaya’nın da dahil olduğu aile fotoğrafı…

Benim bu programda hoşuma giden en güzel üç “o an” bunlardı…

Özellikle hanımların birbirlerine olan anne-kız tavırları benim çok hoşuma gitti…

Ekrem İmamoğlu’nun eşi Dilek İmamoğlu, bir gazetecinin, “Sosyal medyada bazı hesaplardan sizin ve Binali Yıldırım’ın eşi Semiha Yıldırım’ın fotoğrafları yan yana getirilerek kıyaslama yapılıyor, bu konuda neler söyleyeceksiniz?” sorusuna, “bu tarz paylaşımların iyi niyetli olduğunu düşünmüyorum. Eğer bir aşağılama veya güzelleme yaptıklarını sanıyorlarsa bilmeliler ki beni de aşağılıyorlar. Çünkü ben Semiha Yıldırım’ın fotoğrafına bakınca kendi annemi, kendi ablamı görüyorum. O nedenle bu tür paylaşımları hiç iyi niyetli bulmuyorum” yanıtını vererek tarihi bir cümle kurmuş ve herkesin takdirini kazanmıştı…

Sonuç olarak; dağın fare doğurduğu bu programın tek kazananı İsmail Küçükkaya oldu…

Nokta.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Recep Çınar Arşivi