Tarımın ve hayvancılığın son şansı
Geçen yılın aynı aylarında tıkanan yollar ve soğuk hava akımlarından bol bol bahsediyor ve özlediğimiz kış aylarının pandemi sonrası tekrar karşımıza çıktığını düşünüyorduk. 2023 yılı Türk tarım ve hayvancılığı için hiç sevinçli başlamadı. Ocak ayında Konya ovasında çiftçiler tekrar borularını serip sulama telaşına başladı. Hayvancılık için geçen sene çeşitli yazılarda bahsettiğim hayvan kıtlığı tehlikesi şuan kapıya dayanmadı, çoktan içeriye girdi bile.
Konya ovasının çeşitli bölgelerinde karşımıza çıkan obruk olayları herkesin hatırındadır. Bu tarla çöküşlerinin hikmetini sorgulayan insanların, şuanda tarımın ve hayvancılığın yaşadığı obruk faciasına bir yorumu elbette vardır. Obruk oluşumu sadece tarımsal bir denklem gibi görünse bile çöküşün resmine bakılacak olursa, yıllardır devam eden hayvancılık politikasıda aynı obruk çöküşünü andırıyor.
Nesillerdir devam eden hastalıktan ari üretim gayretlerini, düzgün genetikle yüksek süt verimi amacı gibi hedefleri yerin altında birikmiş su sayarsak, şuan o su çekilerek toprak çökertildi. Peynir fiyatlarının et fiyatını geçmesi bu çöken politikanın resmi oldu.
İnsanoğlu betonun yenilip yenilmeyeceğini tartışmaya devam etsin. Rahmet ve bereket bu sene daha gözükmedi. Böyle giderse bu ambargo misali tablo hiçbir şirketin, üreticinin, piyasa sahibinin yaptığı spekülasyona benzemez. Hepimiz gıdayı mumla arar hale geliriz. Allah korusun.
Kuraklıkla mücadele için önemli çizgi nemli alanların arttırılması. Dünya üzerine her yıl düşen yağış miktarı değişmemekle birlikte sadece yağış alan bölgelerin istatistikleri değişkenlik gösteriyor. Bu yıl Mekke ve Medine dağlarında yeşil örtüleri görmek, yağmur ve kar görselleri izlemek mümkün olurken Konya ovası hala kuru, kıraç görüntüye devam ediyor. Tohumların çürümesi gerçekleşirse üretimin ciddi oranda düşüşü ve yıllık arz sorununun karşımıza çıkması muhtemel gözüküyor.
Eti ve sütü oluşturan herşey topraktan geliyor. Oluştursak yönetimi kahrediyor, oluşmasa beklemek kahrediyor. Koşturmaya devam ahali yokuşlar kaybolur çıkarız düze kavuşuruz sonu gelmez gündüze. Köşeye düşen bu kadar.
Üretilse pazarı oturmaz, üretilmese zaten yok. Anlatmaya yazamaya devam. Bakalım ne zaman duyulurda yükselişe geçeriz göreceğiz.