Türkiye’de verimliğin Hububatta ve diğer tarım ürünleri ve et üretiminde, Avrupa’ya, ABD’ye diğer dünya devletlerine göre düşük olduğu resmi rakamlara göre belirlenmiştir.

Türkiye'de sığır karkas ortalama verimimiz 237 kilogramken, bu rakam İngiltere 328, ABD’de 371 kilogramı buluyor. Buğday üretimine baktığımızda dekar başına 270 kilogram verim alınırken, Fransa 735, Almanya 862 kilogram Çin 400 kilogram, Meksika’da 519 kilogram, Belçika'da ise 1000 kilograma yaklaşmış olması, ülkemiz adına oldukça düşündürücüdür.Ülkemizde (ortalama buğday verimi sulu tarım ve kıraç tarım ortalaması alınarak verilmiştir. Kıraç arazilerde ise üretim ortalama 150 kilogram civarındadır.

Girdi fiyatları ülkemizde, tarımda gelişmiş çoğu ülkeden yüksek seyrediyor. ABD’de litresi 2 lira 38 kuruş, Rusya’da 2 lira 22 kuruş olan mazotun Türkiye fiyatı 4 lira 30 kuruşu buluyor.

ABD’de toptan fiyatlarla DAP gübresinin tonu 1100 lira, Avrupa’da 1270 lirayken, Türkiye’de 1600-1700 liraya çıkıyor.

Girdi fiyatları yüksek, verim düşükken son günlerde kafaların karma karışık olduğu ve üreticinin (gümrük vergilerinin de indirilmesi noktasında) nasıl hareket edeceğini bilmediği,Üreticilerde gündemin ilk sırasında bu olaylar yerini korumaya devam ediyor. Çiftçimiz, bu şartlarda nasıl rekabet edecek?

Şu hikayeyi, Bu olayla ne kadar alakası var? Deseniz de… okurlarımla paylaşmak istiyorum

İlçenin birine yeni mezun bir Kaymakam atanmış, Kaymakam o bölgenin mülki amiridir.Genç de olsa,birgün köyleri gezmek köylülerle tanışmak ister,o zamanın bölük komutanını Başçavuşu alarak başlarlar gezmeye.bir köye yaklaşırlar.Köylünün kucağında yeni doğmuş eşek yavrusu vardır.Eşek yavrularına Anadolu da sıpa derler. Kucağında sıpa ile köylüyü gören

Kaymakam:Başçavuşa: –Şununla bir dalga geçeyim der

Başçavuş:

---Aman efendim bu köylü lafın altında kalmaz mümkünse selam verin hal hatır sorun

--Ben mürekkep yalamış insanım benimle nasıl baş eder komutan der -Komutan siz bilirsiniz der Kaymakam arabadan iner köylüye yaklaşır

--selam verir kucağındaki sıpayı işaret ederek

--Yavru senin mi?--evet

--Okula yazdırmaya mı götürüyorsun .köylü kafa sallar şaşkın bir şekilde

–Boşuna götürme okumaz emeğine yazık –okur efendim der köylü--kardeşim okumaz

--efendim ben okula götüreyim yazdırayım okursa Kaymakam Okumazsa Başçavuş olur der

Bu hikaye aslında sizleri bir nebzede olsa güldürdü ama neler ifade ettiğini okurlarım anlamış durumda,yeri ve zamanı mı bilmiyorum ama takdir siz okuyucularımın

Sonuç: Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımız, yetkisini kullanmalı, hem ette hem kasaplık hayvanda hem de buğday, arpa ve mısırda ithalat kontrol belgesi vermeyerek ithalatı önlemelidir

üreticilerimiz piyasanın bu tedirginliği karşısında TMO’nun biran evvel piyasaya girmesini ve buğday alımı yapmasını istiyorlar. Alın terini makul fiyatlarda değerlendiren bir fiyattan TMO’nun bugünün şartları göz önünde bulundurularak biran evvel piyasaya girmesi çok önemlidir.