Tarım ve hayvancılıkta dört önemli problem
İlk insan, ilk üretici olduğu için doğal olarak ilk çiftçidir. Dünya var olduğundan bu yana insanoğlu hayatını idame ettirebilmesi , gıda ihtiyacını giderebilmesi için tarım ve hayvancılıkla uğraşan insanların, üreticilerin olması gerekmektedir.
2050 yılında dünya nüfusunun 10 milyarı geçeceği ve üretimin bu günün şartlarını göz önünde bulundurduğumuzda yüzde 60 artması gerektiğini bilim adamları söylemektedir. Tarım alanlarının, ilk insanın yaratılışından bu güne kadar, yerleşim yerlerine, ticari alanlara açılması, tarım arazileri küçüle küçüle bu günkü mevcut duruma gelmiştir. Tarım alanlarının genişleme imkanı olmayacağı hatta daha da daralacağı göz önünde bulundurulursa, dünyayı ciddi tehlikeler beklemektedir
Tarım alanları genişleyemeyeceğine göre, dünya dışında, Ayda Marsta, veya başka bir gezegende tarım arazisi bulunamayacağına göre başımızı öne eğip düşünmek gerekmiyor mu?
Tarımla uğraşan kesim üzerine düşen görev ne ise yapması gerekmektedir.Tarım bakanlığından en küçük üreticiye kadar arasında her kesim, birim alandan en yüksek verimi alması için bakanlık üzerine düşen görev ne ise mühendisler üzerine düşen görev ne ise,bizlerde bilgimize güvenerek üzerimize düşen görev en güzel bilgiyi ulaştırmaksa bunu en güzel şekilde yapmalıyız.
Yıllardır Türkiye'nin çeşitli yerlerinde eğitim verdim. Tecrübelerim ışığında ülkemizde tarım ve hayvancılıkta 4 tane temel problem vardır.
1-Tarımda su problemi
2-Hayvancılıkta yem problemi
3-Bu ikisine bağlı olarak yetersiz eğitim
4-Tarım ve Hayvancılık birinci işimiz değil, bilhassa tarım birinci işimiz değil,nasıl oluyor? İşi ehil insanların yapmayışı en büyük sıkıntıdır.
Ülkemizde Anadolu başta olmak üzere yüzde 50'nin üzerinde arazi sahipleri tarımı birinci işi olarak görmemektedir. Araziler ekiliyor da öylesine
Anadan babadan kalmış arazi, evlat ticaretle uğraşıyor araziyi önemsemiyor
-Öğretmen olmuş avukat olmuş, doktor olmuş dünyayı teknolojik savaşlar değil gıda savaşları beklemektedir. Tarımda söz sahibi olan eya değişik meslek sahipleri mevcut araziden gelen geliri ek gelir olarak görmekte,arazinin nerede olduğunu bilmeyen insanlar var
Ne gelirse Allah bereket versin demek mutlak surette inancın gereğidir ama Akdeniz'de 5 dekar araziden elde edilen gelirle Anadolu'da 300 dekar araziden elde edilen gelir aynı ise burada bir yanlışlık var.
Yukarıdaki dört madde için onlarca kitaplar yazılır.
Bugünkü yazımızı ve yukarıdaki 4 maddeyi şu şekilde özetlersek
Devlet duble yollar yaptı, Marmaray yaptı, Üçüncü hava limanı yapılıyor. Daha sayılamayacak hizmetler yapıldı ve yapılmaya devam edilecektir. Bugün ülkemizde sulanabilir arazi oldukça düşüktür. İnsanlar kıraç alandan dekara 150 kilogram hububat alıyor 17 TL de destek almakta, sulanabilir arazi olsa alacağı verim an az 5 kat artacaktır.Tarım arazilerinden gelirin yüksek olduğunu gören arazi sahipleri mutlak surette tarımı birinci işi olarak görecektir
Hayvancılıkta ise kaba yem giderlerin yüzde 80'i oluşturmaktadır. Ülkemizde tarım arazilerine yakın mera alanları mevcut olup, mera alanlarımızın büyük bir oranı atıl vaziyette, Mera alanları hayvancılık yapan işletmelere ıslah amaçlı kiralama yapılsa bu kiralamanın önü açılsa, kaba yem giderleri yarıdan fazla düşecek ve hayvancılık rantabl olacaktır. Bugün küçükbaş hayvancılık da küpe desteği verilmekte, büyük baş hayvancılıkta değişik destek verilmekte, işletmeler yem ihtiyacının bu şekilde karşılanması sağlanırsa hem para kazanacak hem de et fiyatları düşecektir. Desteğe de ihtiyaç kalmayacağını düşünmekteyim.
Üreticilerin en büyük eksikliği ise eğitimin yetersiz oluşu, hala üreticilerin tavsiye üzerine üretim yapmaları, hala aile büyüklerinin sözünden çıkamaması en büyük problem olarak göze çarpmaktadır. Bu dört sorun çözüldüğü takdirde ülkemiz gerçekten tarımdaki istenilen yeri bulacaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.