TANZİMAT AYDINLARI BENZERLİĞİ
2022 yılında Türkiye’nin son 25 yılına bakıldığında tam anlamı ile ikinci defa bir tanzimat döneminin yaşandığı gibi bir düşünceye varmak mümkündür.
Osmanlıyı modernleştirmek, geliştirmek, Avrupa seviyesine çıkarmak için kendilerini görevli sayan tanzimat dönemi yöneticilerinin içinde bulundukları ruh halleri ve davranışları ile siyaseten yaptıkları ile son dönem öne çıkan siyasetçiler nerede se birbirinin kopyası olacak kadar birbirlerine benzemektedirler.
“Tarih ders alınsa hiç tekerrür eder miydi” sözü bilinmesine ve her fırsatta söylenmesine rağmen bu söz bu memlekette asla hayata geçirilememiştir.
Aslında böyle bir durumu önlemek için söylenen bir atalar sözümüzde var olmasına rağmen bu benzeme gittikçe de artarak devam etmektedir.
Osmanlıyı yücelteceğim derken yıkan tanzimat döneminin yönetici kadrosu ile bu günkü yönetim kadrosuna bakıldığında şekil olarak öne çıkan ilk benzerlik dünya görüşü olarak birbirine benzemezlerin bir araya gelmiş halidir.
İslamcısından milliyetçisine, dincisinden dinsizine, tarikat ehlinden muhafazakâr demokratına ve kapitalistinden masonuna kadar her görüşten kişiyi bulmak mümkündür bu yapılanmada.
Birbirine benzemezlerin tanzimat yöneticileri ile ikinci benzeşmeleri meslek grupları açısından aralarında bir uyumun olmamasıdır.
Nasıl ki tanzimat dönemi idarecilerinin iştigal ettikleri meslekler açısından devlet yönetmeye elverişli bir halleri yoksa son dönem birbirine benzemezlerin de meslekleri açısından devlet yönetmeye hazır olmadıkları görülmüştür.
Tanzimatın yönetim kadrosu ile Türkiye siyasetinde son 25 yılda yönetimde bulunan siyasetçilerin meslek ve dünya görüşü açısından olmasa bile uyum yönünden bir birliktelikleri var iddiasında bulunulabilir.
Ama bu iddia da havada kalmaya mahkûmdur.
Çünkü aralarında var olduğu söylenen uyum olmadığı halde var kabul edilse bile yönetim kadrosunda yer alanların yönetim mantığı bakımından bir ve beraber oldukları söylenemez.
İkinci problem ise aralarındaki uyumun yönetim ve ülkenin geleceğinin ve kalkınmasının hangi sistemle ve nasıl olacağı açısından değil de sadece kendi cenahında olanlara işi ve aş temin etmeye yönelik bir birlik olduğunun söylenebileceğidir.
Aslında bu günlerde aralarında bir birlik ve uyum olduğu söylenen siyasetçilerin geçmişine bakınca tanzimat yöneticileri olarak ortaya çıkan aydın kesimin birbirleriyle olan görüş ayrılıkları ve çekişmelerini hatta zaman zaman Uzakdoğu, Rusya ve Afrika ile Güney Amerika parlamentolarında görülen siyasi kavgalar ve atışmaları aratacak şekilde de bir benzerlik içinde olduklarını unutmamak gerekir.
Son 25 yılda siyasi sürtüşmeleri arasında yapılan reformları da tanzimat yönetim kadrosunun 19. yüzyılın ortalarında gerçekleştirdiği reformlara benzetmek mümkündür.
Tanzimat yönetiminin kadrosu da son 25 yılda olduğu gibi devletin tüm organlarına kendilerinden daha önce yerleştirilmiş geleneksel düşünceli devlet kadrolarıyla gerçekleştirmiştir.
Cumhuriyet döneminde en önemli siyasi ve dini başarı olarak gösterilen başörtüsü yasağının kaldırılması ve Ayasofya’nın asli hali olan cami haline dönüştürülmesi de devlet kadrolarında yer alan seküler düşünceli kişilerin varlığına rağmen gerçekleştirildiği söylense de buradaki benzerlik de tıpkı tanzimat dönemi yönetimin yaptığı ile aynıdır.
Başörtüsünün okullarda ve devlet dairelerinde serbest bırakılmış olması yönetim açısından başarı olarak görülse de başörtüsü son dönemde içinde artık herhangi bir İslami ve ahlaki kaygı taşımayan başları sadece örten bir örtü olmaktan ileri gitmemektedir.
Ayasofya Cami konusu daha da içler acısı bir duruma gelmiştir.
Camileri yeryüzünde Allah’ın(cc) evi olarak kabul ettikleri Kâbe’nin birer şubeleri olarak gören başı örtülü Müslümanlar Ayasofya Camii Kebirinin kapılarını ve duvarlarını kemirerek elde ettikleri parçaları kendileri için bu kutsal(!) saydıkları ziyaretin hatırası olarak görmektedirler.
Osmanlı İmparatorluğunun çağdaşlaştığını zanneden toplum ile 2022 yılında mensup oldukları din tarafından inanç, ibadet, ahlak ve yönetim konularında red edilen her türlü bidat ve yasağı çağdaş Müslüman olmanın gereği olarak yapan bu toplumun okumuş yazmış aydın kesimi arasında var olan benzerlikler bunlarla sınırlı değildir.
Başka bir yazıda benzemezlerin benzerliklerini yazmaya devam ederiz.
FARKINDA MISINIZ?
Osmanlı İmparatorluğu bünyesinde her çeşit dil ve dinden insanlar var ve biz kırmadan dökmeden bir yönetim şekli oluşturmak istiyoruz diyenlerin sonunda insanları bir birine düşman ederek Osmanlıyı parçaladıkları gibi şimdilerde de toplumda aynı şekilde bir düşmanlık düşüncesi hâkim kılınmaya çalışılmaktadır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.