Recep Çınar

Recep Çınar

Tahir Başkana Mektup!

Tahir Başkana Mektup!

Sevgili Tahir Başkan...

Size bu mektubu mecburiyetten dolayı yazıyorum... Bu şehre kattıklarınızdan ne kadar eminsem, bu mektuba duyarsız kalmayacağınızdan da bir o kadar eminim... Çünkü, içeriden ve dışarıdan organize saldırılara ve linç girişimine maruz kalan şehrim ve şehrimin takımı ile ilgili maruzatım değil,  maruzatlarım var.

xxx

Sevgili Başkanım...

Biliyorum ki, gazetelerinden olsun, internet sayfalarından olsun, kendi sosyal paylaşım hesaplarından olsun, size yazan yazana...

Kimi mektup yazıyor, kimi hikaye...

Kimi destan yazıyor, kimi de senaryo...

Mutlaka bir sebebe dayanarak yazıyorlar bu yazıları...

Allah'ın selamının bile esirgendiği bu devirde, kimse çıkarı olmadan, daha doğrusu durup dururken, ya da “laf olsun torba dolsun” maksadıyla yazmıyor...

Ben mi?

Yutkunmadan yazmaya karar verdim...

xxx

Sevgili Başkanım...

Malumunuz Atiker Konyaspor'un, sizin de verdiğiniz büyük destek(ler)le 2015-2016 sezonunda  başlayan yükselişi, 2016-2017 sezonunda da devam etti. Yeşil-beyazlı temsilcimiz, hem Avrupa Kupalarına katıldı, hem de Türk futbolunun en büyük iki kupasının sahibi oldu...

Tabi ki, bunlar sportif başarılar...

Bunun yanısıra, hem de en önemlisi, 2-3 yıl öncesinin ekonomik olarak yerlerde sürünen, daha doğrusu borç batağındaki  kulübü Atiker Konyaspor, bugün Gençlerbirliği gibi bu ligin tek borçsuz ve kasasında parası olan bir kulübü haline geldi...

xxx

Sevgili Başkanım...

Kulüp Başkanı Ahmet Şan'ın yanlış anlaşılan “İzmir Marşı” ile başlayan linç süreci, herkesin olduğu gibi, sizin de malumunuz olduğu üzere, Samsun'da oynanan “Süper Kupa” maçında bir denzisin sahaya attığı “kelebek” tabir edilen “çakı” ile, bazı kesimlerin, Konya ve  Atiker Konyaspor'a olan linç girişimlerinin dozunu da artırmıştır...

Bütün bu olumsuzlukların yanısıra kulüp başkanı Ahmet Şan'ın isminin hain terör örgütü ile anılması, kulüp başkanının istifasına rağmen, bu linç girişiminin ipe sapa gelmez gerekçelerle sürmesini engelleyememiş, aksine Atiker Konyaspor'un içinde bulunduğu kaosu, maalesef daha da derinleştirmiştir...

xxx

Sevgili Başkanım...

Sizin de malumunuz Atiker Konyaspor hem sportif, hem de yönetimsel olarak sıkıntılı bir sürecin içerisinde... İlgi ve alakaya, daha doğrusu şefkatli ellere dünden daha çok ihtiyacının olduğu bir gerçek... Dışarıdan yapılan “organize linç” girişimlerinin bir başka ayağıda içeriden yapılmaktadır...  Konya'yı ve Atiker Konyaspor'u seven, Konya'ya aidiyeti olan herkesin yapması gereken öncelikli görev, çıkarsız ve beklentisiz kulübün arkasında durmak olmalıyken, maalesef böyle bir duruşun tam tersi sergilenmektedir... Üç kulvarda yarışan bir kulübe sahip çıkmak gerekirken, şehrin ve kulübün çıkarlarını korumak dururken, birilerinin yaktığı ateşe odun taşımak ne kadar Konyalılık ne kadar Konyasporluluktur?

Sevgili Başkanım...

Atiker Konyaspor'umuz hem stadıyla, hem taraftarıyla hem de bütün camiasıyla çok özel ve çok güzel bir kulüp olarak bu şehrin hem misyonuna hem de imajına büyük katkılar sundu... Ancak, malum sebeplerden dolayı içeriden ve dışarıdan büyük saldırılara da maruz kaldı... Dolayısıyla yumuşak karnı çok büyük bir kulüp haline geldi Atiker Konyaspor... Şu da bir gerçek ki, bu saldırılar şehrin ve şehrin takımının ne kadar değerli, ne kadar güzel, ne kadar güçlü bir şehir ve ne kadar güçlü bir takıma sahip olduğunu  hatırlattı bize...

Sevgili Başkanım...

Sizin de bildiğiniz gibi, Atiker Konyaspor hem futbol takımı, hem de kulüp olarak içinde bulunduğu sıkıntılı süreçten çıkmanın çabasını gösteriyor... Ancak, bu şehrin üzerinden ya da bu takımın üzerinden kimlik sahibi olmuş kişilerin nemelazımcı tavırları, Atiker Konyaspor  gibi koskoca bir camiayı incitiyor... Sizin ve bu şehrin akil insanlarının, özellikle Antalyaspor maçı öncesinde motivasyon açısından futbolcularla biraraya gelerek yemek yemesi önemli bir hadisedir... Ama, en önemli hadise şehrin Valisi ile şehrin Emniyet Müdürü ile şehrin Başsavcısı ile ve şehirin Milletvekilleriyle biraraya gelerek, özellikle de içerideki çekişmelerin ortadan kalkması için, yutkunmadan ve tökezlemeden bir adım atılmasıdır... Bugün bu kulüp marka olduğu için iştahları kabartıyor olabilir... Artı öyledir... Allah göstermesin bu kaos devam eder, Atiker Konyaspor beklenmedik bir şekilde bir alt kümeye  giderse, bunun altından kimse kalkamaz...

Sevgili Başkanım...

Uzatmayacağım...

Konya'nın trafik ve toplu ulaşım sorununu çözmek için verdiğiniz çabayı,  “Konya'da alt ve üst geçitler yetersiz kalıyor” diye, daha çok alt ve üst geçit yapmak için attığınız adımları, Konya'da sosyal hayat neredeyse sıfır, dolayısıyla sosyal tesislerin sayısını çoğaltmak için sürdürdüğünüz arayışları, Konya'nın acil bir “Metro”ya ihtiyaç duyduğunu, bunun için de çalışmalar yaptığınızı takdirle karşılıyoruz...

Sevgili Başkanım...

İstiyoruz ki, Atiker Konyaspor için de birşeyler yapın... Çünkü, Atiker Konyaspor'da sıkıntı büyük... Pansuman tedavilerle olacak gibi de değil... Bu şehre ve bu kulübe aidiyeti olan bir kişi olarak, “gün kulübe sahip çıkma günüdür” diyerek bu mektubuma noktaya koyuyorum...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Recep Çınar Arşivi