Enes b. Malik (r.a)’ten gelen rivayette Nebî (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
“Allah (c.c), bir şeyi yiyip içtikten sonra hamd eden kulundan razı olur.” (Ahmed, el-Müsned, 3/100.)
Hasan-ı Basri hazretleri şöyle anlatmaktadır:
“Hz. Musa (a.s) bir gün duasında,
⁃ Ya Rabbi! Âdem (a.s)’a değişik ve güzel nimetler verdin. Bunun şükrünü nasıl yerine getirdi? Sen, Âdem (a.s)’e kendi ruhundan üfledin ve O’nu kudretinle yarattın. Sonra onu cennetine koydun ve meleklere secde etme emri verdin. Allah (c.c),
⁃ Ya Musa! Âdem (a.s), kendisine verdiklerimin hepsini benden bildi ve hamd etti. O, bunu yapmakla bana şükretmiş oldu.”
Katade (r.a)’den gelen rivayette Nebî (s.a.v) şöyle buyurdu:
“Şu dört şeye kim sahipse, ona ahiret ve dünya hayırları verilmiş demektir. Bunlar;
1. Allah’ı devamlı zikreden bir dil,
2. Allah’a devamlı şükreden bir kalp,
3. Allah için sabreden bir beden,
4. Saliha bir eş.” (Beyhaki, Şuabu’l İman, nr. 4429.)
Anlatılır ki, Dâvud (a.s) şöyle dua ederdi:
“Ya Rabbi! Senden dört şeyi talep ediyorum ve dört şeyden de sana sığınıyorum.
Talep ettiğim dört şey;
1. Allah’ı devamlı zikreden bir dil,
2. Allah’a devamlı şükreden bir kalp,
3. Allah için sabreden bir beden,
4. Hem dünyam hem ahiretim için hayırlı bir eş.
Sana sığındığım dört şey;
1. Bana efendilik taslayan çocuk,
2. Ben yaşlanmadan beni yaşlandıran kadın,
3. Bana günah olacak mal ve zenginlik,
4. İyiliklerimi sır gibi saklayıp kötülüklerimi açığa vuran komşu.”
Şükretmek Allah’a olacaktır. Rabbimizin dünya üzerine göndermiş olduğu nimetleri israf etmemek, o nimetleri O’nun rızasına uygun bir şekilde kullanmaktır.
Rabbimizin dünyaya göndermiş olduğu nimetlerin adaletli bir şekilde dağılımı çok önemlidir. Bizim vazifemiz yalnızca verilen nimetlere karşı şükretmek değil, bu adaletli dağılımı da gerçekleştirmektir.
Gününüz bereketli olsun.