Sihir ve yıllar
Yıllar sonra karşınıza çıkıveren birisi, sizi, geçmişe götürüp; o yılların henüz yaşanmadığı bir zamanın içine alıp koyabiliyor. Zaman makinesi işlevindeki insanlar…
Yolların ve menzillerin henüz gidilip varılmadığı; kalınıp dönülmediği bir mekana sizi ışınlayabilen , sihirli insanlar…
Yani, o an kullandığınız takvimi, tek eliyle silkeleyip fırlatıveren, ayağınızın altındaki zemini çekip alıveren ve çevrenizdeki dekoru, o, yıllar sonra karşınıza çıkıvermesiyle değiştirip sizi geçmiş bir zamana ve mekana taşıyıveren kişiler… Varlar. İyi ki varlar!
Dışarıya, ancak ve ancak bir “duygulandım” nidasıyla ses verebilen ve bundan başka da pek bir sese ve söze gelip anlatılamayan bu hali, hayatınızda kaç kez yaşarsınız, bilmem. Çünkü o sihirli ve zaman makinesi işlevindeki kişilerin karşınıza kaç kere çıkacağı, şansınızla doğru orantılıdır. Başka bir şeyle değil. Tamamen bir şans işidir bu. Herkes, kendi talihinin nispetinde onları görür, yani.
Genelde, çocukluk döneminin simalarıdır onlar. Ne de olsa, sihir, en çok o dönemde yer bulur bir kişinin hayatında. Eh, çocukluğun bir sihri vardır. Ardından, hayat telaşesi ve meşgalesi derken, onları ya kaybeder, ya da, unutulmaya yüz tutmalarına, bir şekilde izin verirsiniz. Sonra dedik ya, şansın bir eseri hatta şaheseri bir şekilde onlardan birisini bir yerde ve zamanda görüverirsiniz. Dilinizden, ancak bir, duygulandığınızı söyleyebilir; içinizden ise en güzel, nostaljik, hatta romantik şiirleri söylersiniz. Çünkü çocukluğun romantik ve sihirli anılarına sizi döndürüp götürüveren, zaman makinesi işlevindeki sihirli kişiler vardır.
İçteki duygu patlamasının dışarıda kendisine bulduğu peltek dil, ancak ve ancak bir “duygulandım” tadında kem küm edip ses çıkarabilirken, bundan başka, o patlama, göz pınarlarından süzülen birkaç damla göz yaşı olarak, kendisine vücut bulur. Kadınsanız, makyajınızın akması, o an hiç mi hiç sorun değildir.
Cinsiyetten dem vurmuşken…
Aradan geçen o yıllar, vaktinin çiğ, masum çocuk bedenlerini çoktan kendi ateşinde pişirip yakmıştır da, o sihirli kişi eğer ki karşı cinsten birisiyse, ona gönlünüzce sarılmanıza olanak ve yol bulamazsınız. Sevginiz, dilinizde düğümlendiği gibi, bu sefer de, kollarınızda, sarılmanızda ve kucağınızda düğümlenmiş ve ayağınızın kenarına düşmüştür. Eh, cinsiyet farkının ve yetişkin oluşun ahlaki öğretilerine ve toplum önündeki gözcülüğüne, sihir bile meydan okuyamaz, ne de olsa.
Geçen gün, ben de şanslı; hem de çok şanslıydım. Çocukluğumun bir siması büyümüş, küçükken bana getirdiği naneli şekerler dilimde daha da tatlanmış, göz pınarlarım yaşlanmıştı. Bundan bin yıllar öncesinin sihrini hakkıyla yaşamama elbet gönlümce sarılıp öpemeyişim engel olmuş ama makyajımın göz pınarlarımdan yaş diye akmasına, değmişti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.