Haber Türk’te geçen cuma akşam haberlerinden sonra MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ile Edebiyatçı Feyza Hepçilingirler Hanım, Osmanlıcanın 10. sınıftan itibaren mecburi ders olarak okutulması konusunda tartıştılar. Bu tartışmadan anlaşıldı ki adı geçen milletvekili, Osmanlıcanın 10. sınıftan itibaren mecburi ders olarak okutulması için Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne kanun teklifi vermiştir. Kendisine teşekkür eder, başarılar dileriz.
Özcan Yeniçeri özet olarak şöyle diyor: Dedelerimizin eserlerini okuyamıyoruz, cami, medrese, han ve hamamların üzerindeki kitabeleri çözemiyoruz. Büyüklerimizin mezar taşlarını okuyamıyoruz. Bin yıllık tarihimizle ilgili yazılan eserler heba olmaktadır. Şimdiki nesil, mazi nedir, ati nedir, istikbal nedir bilmiyor. Ben verdiğim bu kanunun gerekçesinde bunları belirttim.
Feyza Hanım, Osmanlıcanın zorunlu ders olarak okutulmasını istemiyor. Yeniçeri’ye sen MHP’lisin, MHP milliyetçi bir partidir. AK Parti’ye geçecek misin? diye soruyor. Siz Türk milliyetçisiniz; Türk alfabesini ve Türkçeyi savunmanız gerekir. Yoksa siz bu kanun teklifini vermekle AK Parti’nin tabanından oy almak için onlara göz mü kırpıyorsunuz? diye ikinci bir soru sordu. Feyza Hanım sözünü şöyle sürdürdü: Bu dersi mecburi hale getirirseniz Arapça ve Farsça dersini de okutmanız gerekir. Öğrendiğimize göre liselerde Arapça dersi seçmeli ders olarak okutuluyormuş…
Feyza Hanım gerçekleri konuşmuyor; meseleyi çarpıtıyor. 1928’den beri kullandığımız alfabe Türk harfleri değil Latin harfleridir. Ecdadımız bin küsur yıl Arap alfabesini kullanmış ve bu alfabeyi geliştirmiştir ve adına Osmanlıca harfler demiştir. Osmanlıca Türkçe demektir. Osmanlı, Müslümanların ortak olarak yazabileceği ve konuşabileceği bir dil geliştirmiştir. Bu dilin içinde Arapça ve Farsça kelimelerin olmasının sebebi bu yüzdendir. Dinimizin de İslâm dini olmasındandır. Halen konuştuğumuz Türkçede de vardır. Bu kelimeleri atmak mümkün değil; bizimle özdeşleşmiştir. Batılılaşacağız diye birçok Farsça ve Arapça kelimeleri atarak dilimizi kuşa çevirdik; şimdi bunun sıkıntısını çekiyoruz. Şimdiki nesil otuz – kırk sene önce Latin harfleriyle yazılmış eserleri bile okumaktan acizdirler. Bütün Batı dilleri liselerde ve üniversitelerde okutulurken Farsça ve Arapça yabancı dil olarak okutulmasının ne mahzuru vardır? Arap ve Farisilerle komşuyuz, onlarla ticaret hacmimiz küçümsenemeyecek kadar büyüktür. Buna rağmen onlar bizim dilimizden anlamıyor, , biz de onların dilinden anlamıyoruz; bu yüzden aramızda kaynaşma olmuyor. Batılılaşma uğruna onlarla bizim aramıza Berlin duvarı çekildi. Türkiye şimdi bunun farkına vardı. Bu duvarın yıkılması için bu dersin liselerde ve üniversitelerde mecburi ders olarak okutulmasını istemektedir. Söz konusu Feyza Hanım, bu gerçeği ve Batı kültürünün bizi ayrıştırdığını ve bu ümmeti birbirine düşürdüğünü ne zaman öğrenecek?
Özcan Yeniçeri, söz konusu kanun teklifini ne maksat için verirse versin Osmanlıca artık mecburi dersler arasına girmesi gerekir. Türkiye’yi Batılılaşma adına mazisinden koparmanın ne manaya geldiği anlaşılmıştır. Bu konuda Oğuz Düzgün, 15.12.2012 tarihli ve
“Osmanlıca dersinin zamanı gelmiştir” isimli yazısında şu haberi naklediyor: “Atilla İlhan’a Milli Eğitim Bakanlığı’ndan gelip ‘tedrisatta ne yapmak lazım?’ diye sordular. Onlara şöyle cevap vermiştir: “Osmanlıca bütün liselerde mecburi ders olarak okutulmalı. Arapça ve Farsça da ihtiyari (seçmeli) olarak okutulmalı. Eğer bu yapılmazsa 20 yıl sonra Türkler geçmişlerinden hiçbir şey okuyamayacak hale gelecekler ve Türkiye ya Türkiye olacak ya bitecekyit.”
Bu ders 10. sınıftan itibaren değil, İlköğretim ikinci kademeden itibaren mecburi olarak okutulması gerekir. Bu dersler mecburi dersler arasına girdiği zaman okutacak öğretmen bulunamaz demek doğru değildir. Hayrat Vakfı ve MEB ortaklığıyla Türkiye’nin 900 merkezinde Osmanlıca Türkçesi kursları açılmıştır. Ayrıca Belediyelerin bünyesinde de Osmanlıca kursları açılmıştır. Osmanlıca İlahiyat mezunlarının ekseriyetine seçmeli ders olarak okutulması bile esirgenmesine rağmen bizler kendi imkân ve azmimizle öğrendik. Bu dersi okutabilecek durumdayız.
Mevcut partilerin ekseriyeti bu dersin okutulmasından yanadır. Bilim adamlarımızın ve yazarlarımızın ekseriyeti de bu dersin okutulmasından yanadır. Sayın Kadir Mısıroğlu, ve sayın Mehmet Şevket Eygi gibi seçkin yazarlarda bu yazının okullarda mecburi ders olarak okutulması için zaman zaman yazılarında dile getirmişlerdir. Biz de zaman zaman dile getirdik. Halen birçok yazar ve akademisyenler tarafından dile getirilmektedir. Artık gerçeği gördüğü için bu kervana MHP’ de katılmıştır. Hiçbir sağduyu sahibi Türkiye’nin bitmesine seyirci kalamaz. Feyza Hanım da bu gerçeği en kısa zamanda göreceğini ve bu kervana katılacağını ümit ediyorum.
Sayın Özcan Yeniçeri’nin dediği gibi günümüzde ayrışmanın temelinde Osmanlıcanın mecburi ders olarak okutulmamasıdır, mazisinden kopuk bir millet millet olamaz. Atilla İlhan’ın dediği gibi “Eğer Osmanlıca mecburi ders olarak okutulmazsa 20 yıl sonra Türkler geçmişlerinden hiçbir şey okuyamayacak hale gelecekler ve Türkiye ya Türkiye olacak ya bitecektir.”
Osmanlıca dersi İmam Hatip okullarında ve Yüksek İslam Enstitülerinde de okutulmadı. Günümüzde imam hatip liselerinde bile seçmeli ders olarak okutulmamaktadır. Kökümüze düşmanlığın bu derece olması düşündürücüdür. Bunun müsebbibi olan zihniyet bir gün hukuk önünde mutlaka hesap verecektir; ayrıca Mahşer-i Kübra’da da hesap verecektir Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Vakit geçmeden bu dersin mecburi hale getirilmesi elzemdir. Allah’ın selamı ve bereketi üzerinize olsun.