Türkiyemiz bu günlerde, içte ve dışta çok büyük sorunlara karşı mücadele veriyor. Bir kısmını kendimiz üretiyoruz. Bir kısmını da kucağımızda buluyoruz.
İçeride, adalet arayan ana muhalefet partisi genel başkanı ile birlikte CHP yürüyüşe devam ederken, körfezde tefeci ABD Arap kardeşleri kullanarak hasılat topluyor. Diğer yandan Büyük şeytan ABD’nin maddi ve manevi destekleriyle PKK-PYD sınırlarımızda harakiri yapıyor.
Peki, biz ne yapmalıyız dersek? Bunu da Rabbimiz Enfal 26’da bize şöylece yol gösteriyor; “O vakti hatırlayın ki siz yeryüzünde güçsüz ve zayıf idiniz. İnsanların sizi kapıp götürmesinden korkuyordunuz. Derken Allah sizi barındırdı, yardımıyla destekledi ve sizi temiz şeylerden rızıklandırdı ki şükredesiniz” Bize düşen sabırlı olmak ve şükür halinde yaşamaktır. Elbette bir takım sıkıntılarla imtihan olacağız. Katlanmamız gerekiyor. Çünkü karşılığında ebedi hayat olan ahiret hayatı cennet vardır. Orada zahmet, mihnet, minnet, zorluk gibi kavramlar yoktur.
Siyaset adamları da toplumu gerecek söz fiiliyatlardan şiddetle kaçınmalıdır. Birlik ve beraberliğimize önem vermek mecburiyetindeyiz. Bu konuda inisiyatif kullanama gibi bir lüksümüz yoktur. İşte o zaman gücümüz azalır, mağlup oluruz. Biz birlikte olursak, AP (Avrupa Parlementosu) AB (Avrupa Birliği) müzakereleri askıya almış ne önemi var. Zaten ne yapsak almayacaklar. Almasalar da iyi olur. Bizim küfür topluluğunda ne işimiz var. Bunların hepsi Müslüman düşmanı. Ne yaparsak yapalım bizden memnun olmazlar. Allah fırsat vermesin, dünyada bir tane canlı Müslüman bırakmazlar.
Hak dostu derki; “Unutmayalım ki, ilâhî rahmet, daima tecellî hâlindedir. Mühim olan, her an o rahmete ulaştıracak sâlih amellerin arayışı içinde bulunmaktır.”
Türkiyemiz bu cenderen de sağ salim ve de güçlü bir şekilde çıkacaktır inşallah. Milli şairimizin dediği gibi;
Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez;
Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez.
Yeter ki birlikte olalım.
Cumanız mübarek olsun. Allah’a emanet olunuz.