Geçen haftadan zikrullah konusuna devam etmek istiyorum efendim müsâdenizle. Zira güncel meseleler bizi yoruyor, hayâta olumsuz bakmamıza vesile oluyor. Amacımız zihinlerinizi zikirle dinlendirmek, yüreklerinizi zikirle dinginleştirmektir şu mübârek Hz. Allâh’ın ayında. Ramazan’ı dolu dolu yaşamak için ona hazırlık mesâbesinde olan Recep ve Şaban ayını da aynı dolulukta geçirmek gerekiyor.
Yüce Rabb: “Kim Rahmân (olan Allah)’ı zikretmekten gâfil olursa, yanından ayrılmayan bir şeytanı ona musallat ederiz. Şüphesiz bu şeytanlar, onları doğru yoldan alıkoyarlar da onlar, kendilerinin doğru yolda olduklarını sanırlar. O şeytana dost olan kimse, en sonunda bize (huzûrumuza hesap vermeye) gelince arkadaşına: ‘… Keşke, benimle senin aranda doğu ile batı arası kadar uzaklık olsaydı! Sen, ne kötü bir arkadaşmışsın!...’ der.” (1) Demek ki, zikrullah Hz. Allâh’ı çok sevenlerin tabiatı zikirsizlik ise O’nu sevmeyen nasipsiz, şeytana uyan, yanlışa kayanların tabiatı asliyeleri. Yanı sıra şu âyette de zikirsizlere işâret var: “Kendi kendine, yalvararak ve ürpererek, yüksek olmayan bir sesle sabah-akşam Rabb’ini zikret! Gâfillerden olma!” buyruluyor. Yâni insanın gaflete düşmemesi için her vakit zikir üzere olması lazım. O zaman şu mübârek üç ayların güzelliğinden istifâde ederek gaflete düşmemek, nefse yenilmemek, şeytanının tuzağından kurtulmak için zikre devam etmeli.
Zikirsizlik kalbi katılaştırır. Cenâb-ı Hak: “Allâh’ı zikretmek husûsunda kalpleri katılaşmış olanlara yazıklar olsun!...” derken işin vehâmeti gözler önüne seriliyor. Nitekim Peygamberimiz aleyhisselam’da; ‘Allâh’ı sevmenin alâmeti, Allâh’ı zikretmeyi sevmektir.’ Buyurarak zikrullâhın yüce Rabb’imizi sevmenin göstergesi olduğunu vurguluyor. O halde güzel Mevlâmızın ayı olan Şehrullah ayında dilimizden zikrullah düşmesin derken yine ‘Zikir Reçete’mizden hasta ruhlarımızın iyileşmesi için sizlere seçtiğimiz zikirleri sunalım istiyoruz:
DÜNYÂYA BEDEL ÜÇ KELAM:
Ebu Hureyre (r.a)tan rivâyet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: (2)
Subhânallâhi velhamdulillâhi velâ ilâhe illallahu vallâhu ekber.
Yâni; Allâh’ı tesbih ederim, Allâh’a hamd olsun, Allah’tan başka ilah yoktur ve Allah her şeyden büyüktür, demek; benim için, üzerine güneş doğan her şeyden daha kıymetlidir.
ALLAH NEYDEN HOŞLANIR?
Ebu Zer (r.a) şöyle dedi: – Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bana; ‘Allâh’ın en çok hoşlandığı sözü sana bildireyim mi? Allâh’ın en çok hoşlandığı söz:
Subhânallâhi ve bi-hamdihî.
Yâni; Allâh’ı uluhiyyet makâmına yakışmayan sıfatlardan tenzih ve hamd ederim, demektir.” Buyurdu . (3)
BİN SEVAP KAZANMAKTAN ACİZ MİYİZ?
Sa’d İbni Ebu Vakkas (r.a) şöyle dedi: – Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’in yanında bulunuyorduk. Bize ‘Sizden biri her gün 1000 sevap kazanmaktan aciz midir?’ diye sordu. Yanında oturanlardan biri:– Bir kimse her gün 1000 sevabı nasıl kazanır? diye sordu. Resûl-i Ekrem şöyle buyurdu:– Yüz defa Subhânallah Yâni; Allâh’ı uluhiyyet makamına yakışmayan sıfatlardan tenzih ederim, der, ona 1000 iyilik yazılır veya 1000 günahı bağışlanır. (4)
Bu kadar kâra bu kadar kazanca koşarcasına tâlip olunur değil mi? O zaman haydi zikrullah ile kalpleri diriltmeye…
-----------------
1) Zuhruf, 36-38
2) Müslim, Zikir, 32/ Tirmîzî, 128
3) Müslim, Zikir, 85
4) Müslim, Zikir, 79 / Ebû Dâvud, Vitir, 24