Konyaspor’da bana göre tarihi bir kongreden sonra yönetim belirlendi. Bahattin Karapınar başkanlığındaki yönetimde yeni isimler ve yeni yüzlerle de tanışmış olduk. Benim sözü getirmek istediğim nokta “kişiler” değil, “yöneticilik” profili…
Türkiye’de sadece futbol sektöründe değil, bir çok sektörde karşılaştığımız ya da baş başa kaldığımız sorunların, çözümsüzlüklerin ya da başarısızlıkların altında yöneticiler yatıyor. Özellikle spor kulüplerinde yöneticilik aslında öyle kolay bir şey değildir. Öncelikle kulüp sevgisi ister, samimiyet ister, sorumluluk ister, bilgi ister, birikim ve sektörü çok iyi tanımak ister.
Bunlardan yoksun bir yöneticinin ismi, Sakıp Sabancı ya da Vehbi Koç olsa da, bu tip yöneticilerden bir nane olmaz. Cüzdanlarının şişkin olması, kulübü akıllı uslu yönetmeye yeterli olmaz.
Bilgi ve birikimlerinin olması şart.
Aksi takdirde, kişiler ve kulüpler yıpranmaya mahkumdur.
Özetle, yöneticilik kolay bir iş değildir. Sektörü bilen, özellikle futbolun içinden gelen insanlar, keşke menajerliği ya da teknik direktörlüğü değil, kulüp yöneticiliğini seçseler. Futbolcuyken ya da antrenörlük yaparken doğru yönetilmediğine inanan insanların yönetmeye talip olması daha mantıklı olmaz mı?
Bunun örneğini Konya’da yaşadık. Konyaspor’da hem yöneticilik hem de başkanlık yapan Mehmet Oktut…
Allah uzun ömürler versin, yöneticilik ve başkanlık dönemlerinde yaptıkları ortada. Hem de cep delik cepken delikken. Kulübün bir kuruş bile geliri olmadığı dönemlerde, bu kulübü insan içine çıkarmayı ve yaşatmayı bildi.
Oktut başkan hiçbir zaman işin “ün”ünde olmadı.
Bu kulübün bir şekilde Oktut gibi başkanlara ve yöneticilere ihtiyacı var. Bizim şehrimizde Oktut gibi işin “un”unda olan yöneticiler çoğalırsa, bu kulübün iki yakası işte o zaman bir araya gelecektir. Değilse, her yeni sezonda aynı sorunlar, aynı sıkıntılar karşımıza gelecektir.
Artık Konyaspor’un, yönetim içinden ya da yönetim dışından mutlaka “zihni dolu” insanlara ihtiyacı var. Konyaspor’a “alternatif eğlence” gözüyle bakan yönetici tipleri, bu kulüpten içeriye adımlarını bile atmamalıdır.
Belediye ve federasyon gelirleri yerine, gelirleri artırmanın yollarını üretecek, kulübü şahıslara ya da kurumlara el açmaktan kurtaracak, üretken, “zihni dolu” dahası işin “un”unda olanlar bu işe soyunmalıdır.
Sorunu bilen ve çözen insanların sayısı artmalı. İçeriden ya da dışarıdan olması fark etmiyor. Önemli olan kulübe getireceği artılardır.
***
Bahattin Karapınar başkanlığındaki yönetim, deyim yerindeyse “cicim” aylarında. Hoş, ne kadar “cicim” ayında olsalar da, “ekonomik” anlamda çok rahat değiller. Dolayısıyla, bu yönetimi de “sıkıntı”lı günlerin beklediği gün gibi ortada.
Şimdi, başta Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek olmak üzere, şehrin ileri gelenleri ile “hele bir seçilin, göç yolda düzülür” diyenler, Konyaspor’u, dolayısıyla da bu yönetimi desteksiz bırakmamalıdır.
Konyaspor bu sezon sonunda hedefine ulaşamazsa, yani süper lige çıkamazsa, Konya’nın sporu, dolayısıyla da bu şehir çok şey kaybedecek. O nedenle, bugün samimi bir şekilde el ele vererek, takımı sıçratmak herkesin asli görevi. Sadece yönetimden beklemek, hem onlara hem de Konyaspor’a yapılacak en büyük kötülüktür.
***
Geçtiğimiz Cumartesi günü Tekvando camiasının muhteşem bir düğünü vardı. Tekvando Federasyonu Genel Koordinatörü, dahası başkan Metin Şahin’in eli ayağı, her şeyi sayılan sevgili dostum Ramazan Erçin, oğlu Fevzi’yi evlendirdi. Bu düğünde sporun gücünü, sporun birleştiriciliğini, sporun dayanışmasını gördü, düğüne katılanlar.
Ramazan Erçin’in iyi bir dost olduğunu, 81 ilden düğüne koşa koşa gelenleri görünce daha iyi anlamış olduk. Sporun ve tekvandonun üst düzey yöneticilerinin dostumuzun sevincini paylaşmalarını, onunla aynı heyecanı duymalarını anlatmaya ne kelimeler ne de kelimelerin gücü yetmez.
Ramazan Erçin’e yakışan bir düğün oldu. Bu vesile ile Ramazan-Fatma Erçin çiftini gönülden kutluyor, genç evlilere de ömür boyu mutluluklar diliyorum.
Bunlardan yoksun bir yöneticinin ismi, Sakıp Sabancı ya da Vehbi Koç olsa da, bu tip yöneticilerden bir nane olmaz. Cüzdanlarının şişkin olması, kulübü akıllı uslu yönetmeye yeterli olmaz.
Bilgi ve birikimlerinin olması şart.
Aksi takdirde, kişiler ve kulüpler yıpranmaya mahkumdur.
Özetle, yöneticilik kolay bir iş değildir. Sektörü bilen, özellikle futbolun içinden gelen insanlar, keşke menajerliği ya da teknik direktörlüğü değil, kulüp yöneticiliğini seçseler. Futbolcuyken ya da antrenörlük yaparken doğru yönetilmediğine inanan insanların yönetmeye talip olması daha mantıklı olmaz mı?
Bunun örneğini Konya’da yaşadık. Konyaspor’da hem yöneticilik hem de başkanlık yapan Mehmet Oktut…
Allah uzun ömürler versin, yöneticilik ve başkanlık dönemlerinde yaptıkları ortada. Hem de cep delik cepken delikken. Kulübün bir kuruş bile geliri olmadığı dönemlerde, bu kulübü insan içine çıkarmayı ve yaşatmayı bildi.
Oktut başkan hiçbir zaman işin “ün”ünde olmadı.
Bu kulübün bir şekilde Oktut gibi başkanlara ve yöneticilere ihtiyacı var. Bizim şehrimizde Oktut gibi işin “un”unda olan yöneticiler çoğalırsa, bu kulübün iki yakası işte o zaman bir araya gelecektir. Değilse, her yeni sezonda aynı sorunlar, aynı sıkıntılar karşımıza gelecektir.
Artık Konyaspor’un, yönetim içinden ya da yönetim dışından mutlaka “zihni dolu” insanlara ihtiyacı var. Konyaspor’a “alternatif eğlence” gözüyle bakan yönetici tipleri, bu kulüpten içeriye adımlarını bile atmamalıdır.
Belediye ve federasyon gelirleri yerine, gelirleri artırmanın yollarını üretecek, kulübü şahıslara ya da kurumlara el açmaktan kurtaracak, üretken, “zihni dolu” dahası işin “un”unda olanlar bu işe soyunmalıdır.
Sorunu bilen ve çözen insanların sayısı artmalı. İçeriden ya da dışarıdan olması fark etmiyor. Önemli olan kulübe getireceği artılardır.
***
Bahattin Karapınar başkanlığındaki yönetim, deyim yerindeyse “cicim” aylarında. Hoş, ne kadar “cicim” ayında olsalar da, “ekonomik” anlamda çok rahat değiller. Dolayısıyla, bu yönetimi de “sıkıntı”lı günlerin beklediği gün gibi ortada.
Şimdi, başta Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek olmak üzere, şehrin ileri gelenleri ile “hele bir seçilin, göç yolda düzülür” diyenler, Konyaspor’u, dolayısıyla da bu yönetimi desteksiz bırakmamalıdır.
Konyaspor bu sezon sonunda hedefine ulaşamazsa, yani süper lige çıkamazsa, Konya’nın sporu, dolayısıyla da bu şehir çok şey kaybedecek. O nedenle, bugün samimi bir şekilde el ele vererek, takımı sıçratmak herkesin asli görevi. Sadece yönetimden beklemek, hem onlara hem de Konyaspor’a yapılacak en büyük kötülüktür.
***
Geçtiğimiz Cumartesi günü Tekvando camiasının muhteşem bir düğünü vardı. Tekvando Federasyonu Genel Koordinatörü, dahası başkan Metin Şahin’in eli ayağı, her şeyi sayılan sevgili dostum Ramazan Erçin, oğlu Fevzi’yi evlendirdi. Bu düğünde sporun gücünü, sporun birleştiriciliğini, sporun dayanışmasını gördü, düğüne katılanlar.
Ramazan Erçin’in iyi bir dost olduğunu, 81 ilden düğüne koşa koşa gelenleri görünce daha iyi anlamış olduk. Sporun ve tekvandonun üst düzey yöneticilerinin dostumuzun sevincini paylaşmalarını, onunla aynı heyecanı duymalarını anlatmaya ne kelimeler ne de kelimelerin gücü yetmez.
Ramazan Erçin’e yakışan bir düğün oldu. Bu vesile ile Ramazan-Fatma Erçin çiftini gönülden kutluyor, genç evlilere de ömür boyu mutluluklar diliyorum.