Star gazetesi yazarı Ahmet Taşgetiren, hükümetin dış politikasının yanlış oduğunu savunan Zaman yazarı Ali Bulaç'ın, Mavi Marmara olayının ertesinde AK Parti ve İHH'yı savunduğu 14 Haziran 2010 tarihli yazısını köşesine taşıdı.
İHH aleyhine haberlerin cemaate yakın medyada yer alması, Adana'da durdurulan TIR ve 6 ilde yapılan El Kaide operasyonuna İHH'yı katma çabası çok konuşuldu, tartışıldı. İşte bu yaşananları ve 17 Aralık sürecini bugünkü yazısında hatırlatan Taşgetiren, şöyle devam etti:
ALİ BULAÇ BUGÜN YAZABİLİR Mİ?
"Sizce Ali Bey, bugün yazabilir mi bu yazıyı?
Mesela Hatay’da yakalanan ve Today’s Zaman’ın saniye sektirmeden İHH’ya mal ettiği, ancak sonra “Devlete ait” çıkan TIR olayını yorumlarken...
Ali Bulaç: İçimizdeki İsraillilerle eşgüdüm kampanyası İslamiyet’e muhalefet” saikiyle hareket edenler olduğu gibi, İsrail’in AK Parti’yi devirmek için geliştirdiği plan çerçevesinde hareket edenler de var. Bunlar basılan düğmeye göre faaliyete geçmiş bulunuyorlar. 1948’den, ama özellikle 6 gün savaşından beri “içimizde İsrailliler” var. Anlaşılan yeni plana göre önce İHH’yı “terörist veya terörizmle ilişkili örgüt” ilan ettirmek, sonra işin içine AK Parti’yi katmak istiyorlar. “İHH’nın hedef tahtasına yerleştirilmesi İsrail’in içimizdeki İsraillilerle eşgüdüm halinde başlattığı kampanyanın bir parçasıdır. Amaç, önce İHH, sonra AK Parti’yi bertaraf etmektir.” |
Mesela, 6 ilde El Kaide’ye baskın yapma görüntüsü içinde, Kilis’te de, taaa Van’dan gelip İHH deposuna baskın yapmayı yorumlarken?
Ne kadar derin bilinç yüklü yukardaki Ali Bulaç yorumu değil mi? Her şey tabak gibi ortada. İsrailliler’in, ama “İçimizdeki” İsraillilerin İHH’ya, ama aynı zamanda AK Parti’ye yönelik “bertaraf etme operasyonu.”
DUMANLI: YOLSUZLUK HABERLERİ KAMUOYU OLUŞTURMA YÖNTEMİ
Taşgetiren'e göre Ali Bulaç gibi sürece uygun yazanlardan birisi de Ekrem Dumanlı. Taşgetiren, 2009 yerel seçimleri öncesi Dumanlı'nın o zaman yolsuzluk haberlerine “kamuoyu oluşturma yöntemi” olarak baktığını yazdı. Yazar daha sonra o yazıdan bir bölüm alıntıladıktan sonra sorularla yazısını tamaladı:
“.....seçime çok az bir süre önce yolsuzluk kampanyaları açmak çok sayıda soru işaretlerinin oluşmasına da sebeptir. İki kritik konu var zamanlamada: Bir, bahsi geçen (daha doğrusu geçecek olan) dosyalar niçin bu zamana kadar bekletildi? İki, bu kadar kısa bir süre kalmışken yapılan yolsuzluk suçlamasına cevap vermek için yeterince savunma süresi kaldı mı? Açık söyleyeyim, bu saatten sonra yapılacak olan yolsuzluk suçlamaları doğruyu arama ve yoksulluktan arınma talebinden daha çok siyasette belli bir imaj ve hava oluşturmak içindir ve güvenilir olma özelliğini kaybetmiştir. Bu konuda samimi olan, seçim sonuçlarının sabahında elindeki dosyaları kamuoyuna arz eder...”
Şu an bakıyorum, Caima’ya yoğun bir yolsuzluk propagandası pompalanıyor. Zaman’dan, Bugün’den, Samanyolu’ndan... 30 Mart öncesinde ne anlam taşıyor sevgili Ekrem Bey kardeşim bu yolsuzluk kampanyası? CHP kampanyasının uzantısı mı?