Konya Çevre Koruma Eğitim ve Araştırma Derneği (KONÇED) Başkanı Hülya Şevik, kömür kullanımının artmasıyla birlikte hava da rüzgarsız gidince son günlerde kente hava kirliliğinin arttığını söyledi. Şevik, hava kirliğinin çevre ve insan sağlığına büyük zararlar verdiğini belirtti. Bu yıl hava kirliliğinin artmasında, yüksek doğal gaz fiyatlarından kaçanların kömür yakmaya başlamasının büyük etkisi olduğunu dile getiren Şevik, ''Havanın rüzgarlı olup olmaması durumuna göre hava kirliliği değerleri farklılık gösteriyor. Kömür kullanımının artmasıyla birlikte hava da rüzgarsız gidince son günlerde kentte hava kirliliği arttı'' dedi. Konya'da anlık değerlerde belirlenen kirlilik sınır değerlerinin zaman zaman aşıldığını dile getiren Şevik, hava kirliliğinin birkaç günde önlenmesinin mümkün olmadığını, bunun için orta ve uzun vadeli tedbirlerin alınması gerektiğini sözlerine ekledi.
Konya Özel Selçuklu Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Musa Ekin de hava kirliliğinin çocuk sağlığını ciddi oranlarda tehdit ettiğini söyledi ve geciken önlemlerle karşılaşılacak sorunların daha da artacağını ifade etti. Dr. Musa Ekin hava kirliliğinin doğum öncesi çocukları etkilemeye başladığını intrauterin ölümlere (anne karnında ölümlere), doğumsal anomalilere, erken doğum ve düşük doğum ağırlıklı bebeklere sebep olabileceği uyarısında bulundu.
Konya Özel Selçuklu Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Musa Ekin şöyle devam etti: “Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde hızlı kentleşme, endüstrileşme ve motorlu araç sayısında artma sonucunda solunan havanın kalitesi giderek kötüleşmekte, solunan havadaki zararlı maddeler sadece akciğerlerde değil kan dolaşımına geçerek vücudun diğer organlarında da olumsuz etkilere neden olmaktadır. Hava kirliliğinin zararlı etkileri çocuklarda daha doğum öncesi başlamakta, intrauterin ölümlere, doğumsal anomalilere, erken doğum ve düşük doğum ağırlıklı bebeklere neden olmaktadır. Doğum sonrasında da büyümekte olan bir çocuğun solunum yolları havadaki kirletici maddelere hem daha geçirgen hem de bebek akciğerlerinin savunma mekanizmaları yeterince gelişmemiş olduğundan zararlı maddelerden daha çok etkilenmektedir. Ayrıca çocukların fiziksel aktiviteleri erişkinlere göre daha fazla olduğundan akciğerlere daha fazla hava ve buna bağlı olarak daha fazla kirletici madde girişi olmaktadır. Fiziksel aktivite esnasında akciğerlerde kirletici madde depolanması da istirahat durumuna göre 5 kat artmıştır. Hava kirliliğine bağlı zararlı maddeler vücuda sadece solunum yolu ile değil deri yoluyla da alınabilmektedir.”
Dr. Musa Ekin, hava kirliliğinin aynı zamanda hem doğrudan alerjik hastalıkların uyarılmasına hem de doğal alerjen maddelerin alerji yapma potansiyellerinin artmasına neden olduğunu vurguladı. Dr. Ekin, yapılan çalışmalar sonucunda hava kirliliğinin sadece astımı ve alerjik hastalıkları olan çocuklarda değil sağlıklı çocuklarda da solunum fonksiyonlarının bozulmasına neden olduğunu sözlerine ekledi.