Bakü’nün mü Erivan’ın mı? Diyeceksiniz ki bu savaş, Azerbaycan ile Ermenistan arasında yapılmıyor; ABD ile Rusya arasında yapılıyor. Bazınız da sanki şöyle diyor: İşin içinde Çin de var. Dolayısıyla bu savaş, ABD ile Rusya arasında değil; ABD ile Çin arasında gerçekleşiyor. Çünkü insanî ateşkesin ilan edilmesine rağmen Erivan’ın ateşkesi bozmasının sebebi budur. ABD, Rusya’ya şunu demek istiyor: “İp senin elinde değil, benim elimdedir.”
Mesele İpek Yolu’nu ele geçirip, Akdeniz Havzası’na hâkim olmaktır. Çünkü mümbit topraklar, yeraltı ve yerüstü zenginlikler, enerji yatakları ve madenler bu havzada depo edilmiştir. Bu sebeple Akdeniz Havzası’nı ele geçiren, dünya hâkimiyetini ele geçirmiş demektir. Bunu adımız gibi bilelim.
Tarihe bir göz attığımız zaman Akdeniz ve Karadeniz, şimdiki tabirle, Osmanlı’nın birer mavi vatanı idi. 28 Eylül 1538 tarihinde yapılan Preveze Deniz Muharebesi ile Akdeniz bir Türk gölü haline geldi. 1461’de Trabzon’un, 1475’de de Kırım'ın fethiyle de Karadeniz bir Türk gölü haline geldi. Böylece Karadeniz’deki Ceneviz üstünlüğü sona erdi. Bunun neticesi İpek Yolu’nun tüm denetimi Osmanlı Devleti’nin eline geçti.
1.Dünya Savaşı’nın çıkmasının sebebi işte budur. Bu savaşla Osmanlı devleti enerji kaynaklarının dışında kalacak şekilde cetvelle sınırlar çizilmiştir. Müstevliler, Türkiye’yi bu politika ile kendilerine bağımlı hale getrdiler. Yani sürekli cari açığı büyüyen ve bu cari açığı IMF’den borç alarak kapatmaya çalışan bir Türkiye istediler.
Türkiye son yıllarda bu durumdan kurtulup, tarihte olduğu gibi tekrar İpek Yolu’na hâkim olmak için hamle yapınca müstevliler harekete geçti ve Türkiye’nin önünü kesip yüz sene öncesinde olduğu gibi bir Türkiye istemektedirler.
Rusların, ilk defa 1783’te Kırım’ı, Bolşevik Rusya dağıldıktan sonra 16 Mart 2014’te tekrar yasa dışı olarak ilhak etmesinin sebebi budur.
Rusya’nın, “Irmağı geçerken at değiştirilmez” prensibini adı gibi bildiği halde Bakü, kendi öz toprağı olan Dağlık Karabağ’ı ele geçirmeden 10 Ekim 2020 tarihinde insanî ateşkes ilan ettirmesinin sebebi de budur.
Bakü tarafından Dağlık Karabağ azad edilirse o zaman Kırım’da da hareketlilik başlayacak bu durum tüm Kafkasya’yı saracak. Oradan Balkanlara sıçrayacak ve böylece Türkiye Akdeniz ve Karadeniz de tek hâkim bir güç haline gelecektir.
Emin olun, bu gün Balkanlar ve Kafkaslar diken üzerindedir. Müstevliler tarafından sülük gibi kanları emilmektedir.
2018 yılında Konya Anadolu İmam Hatip Lisesi olarak Balkanlara bir gezi tertip etmiştik. Gördük ki bu ülkelerin sırtı toprak ile bir olmuştur.
Bu acıklı manzarayı bize rehber şu şekilde izah etmişti: Balkanlar ve Kafkaslar Osmanlı’nın adaletini özlediler; çünkü Osmanlı senede bir vergi alırdı ve aldığı vergiden fazla yatırım yapardı. Kapitalizm ise yılda çok vergi almaktadır.
Biz de gezip gördüklerimizi 09 Ekim 2018Evlad-ı fatihan Balkan ülkeleri isimli bir şiir yazmıştım. İki dörtlük şöyleydi:
Osmanlı yılda alırdı bir kere vergi
Kapitalizm yılda alır çok kere vergi
Canına tak etti Balkan ülkelerin
Özlüyorlar Osmanlının adaletini
Osmanlı yılda vergi aldı bir- iki akçe
Bu sürede yatırım yaptı dört misli akçe
Binlerce vakıf, medrese kurdu Balkanlara
Kanunî dönemi şahittir bu icraata
Sonuç olarak diyoruz ki; bu savaş, zahirde Bakü ve Erivan arasında devam etmektedir. Batında ise müstevliler arasında. Hedef Türkiye’dir. Türkiye’yi yüz yıl öncesi haline geri çevirmektir. Bakalım zafer kimin olacak? Türkiye’nin mi Müstevlilerin mi?
Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulur: Eğer siz (Uhud'da) bir acıya uğradınızsa, (Bedir'de de düşmanınız olan) o kavim de benzer bir acıya uğramıştır. O günleri biz insanlar arasında döndürür dururuz (zaferi bazen bir topluma bazen öteki topluma nasip ederiz.) Ta ki Allah, iman edenleri ortaya çıkarsın ve aranızdan şahitler edinsin. Allah zalimleri sevmez.”( Âl-i İmrân,140)
Bu ayetin devamında ise şöyle buyrulur: “Bir de (böylece) Allah, iman edenleri günahlardan temize çıkarmak, kâfirleri de helâk etmek ister.”
Gerisi lâfu güzaftır. Hoşça kalın.