Sevgili çocuklar,
Mısır Hükümdarı Aziz’in karısı Züleyha, Yusuf’u yanına hizmetçi olarak almıştı ama onun güzelliğinden de çok etkilenmişti.
Kur’an-ı Kerim’in Yusuf suresinde olay şöyle anlatılıyor.
Yusuf’un bulunduğu saraydaki kadın yani Züleyha, Yusuf’un güzelliği karşısında o kadar etkilendi ki onunla evlenmek istedi. Bir gün Yusuf’u yanına çağırdı ve ona;
“Yusuf kapıyı kapat ve yanıma gel” dedi. Sonra Yusuf’a;
Kendisiyle evlenmek istediğini açık açık söyledi. Yusuf ise;
“Allah’tan (c.c) korkarım. Çünkü Mısır Azizi benim efendimdir” dedi. Ve devam etti;
“O bana, güzel bir iş ve mevki vermiştir”
Yusuf, kadının bu isteğinin daha da artacağını bilerek kadından kaçmaya ve kapıya doğru koşmaya başladı. Kadın da peşinden koştu.
Züleyha, Yusuf’un kaçmasını engellemek için onu gömleğinden tuttu. Bu sırada gömlek arka tarafından boylu boyunca yırtıldı.
AZİZ ODAYA GİRİYOR
Yusuf önde Züleyha arkada kapıya doğru koşarlarken o esnada kapı açıldı ve kapıda Mısır Aziz’i karşılarına çıkıverdi.
Allah (.c.c) ileride Peygamber olarak göndereceği Yusuf’u, böyle bir hataya düşmekten koruyordu.
Kadın, kapıdan kocasının girdiğini görünce kendini kurtarmak için O’na;
“Eşine kötülük etmek isteyenin cezası, zindana atılmaktan veya acıklı bir azaptan başka ne olabilir?” dedi. Yusuf da;
“Hayır. Ben Efendime her zaman sadık kaldım ve onun eşine de bir kötülük da yapmayı düşünmüş değilim” dedi.
Aziz’in yanında kendisine danışmanlık yapanlardan birisi;
“Efendim” dedi Aziz’e. “Bunlardan hangisinin doğru söylediğini anlamak için bir yol var” dedi.
“Eğer Yusuf’un gömleği önden yırtılmışsa Züleyha doğru söylüyor. Yok, eğer gömlek arkadan yırtılmış ise Yusuf doğru söylüyor” dedi.
Baktılar ve gördüler ki Yusuf’un gömleği arkadan yırtılmış, kadının yalan söylediğini anladılar. Aziz hanımına;
“Bu sizin oyununuzdur. Ey kadın sen günahından dolayı Allah’a istiğfar et (af dile)” dedi. Yusuf’a da;
“Yusuf sen de bu olayı orada burada sakın söyleme” diye tembih etti.
KADINLAR ELLERİNİ KESİYORLAR
Bu olay ne kadar saklansa da şehirde ki bir kısım kadınların kulaklarına kadar gitti.
“Aziz’in karısının Yusuf adında bir kölesi varmış. Ama kadın bu köle ile evlenmek istemiş. Kadının Yusuf’a olan sevgisi, onu deliye çevirmiş” demekteydiler.
Ve ilave etmekteydiler; “Görüyoruz ki Zülayha, açık bir sapıklık içindedir”
Züleyha, şehirdeki kadınların sözlerini işitti ve onları bir davetçi ile saraya davet etti. Onlara rahatça oturacakları sedirler ve dayanacakları minderler hazırladı. Önlerine sofra çıkardı. Ve her bir misafirlerine, meyveleri soymak için keskin bıçaklar verdi. Sonra iç odada gizlediği Yusuf’a;
“Onların huzuruna çık” dedi.
Misafir hanımlar, Yusuf’u görünce;
“Aman Ya rabbi. Bu (Yusuf) bir insan olamaz. Bu mutlaka bir melek olabilir” dediler ve Yusuf’a hayran hayran bakmaya başladılar.
Bu arada meyve soyacağız diyerek, ellerindeki bıçaklarla kendi ellerini kesmeye başladılar. Bu esnada Züleyha;
“İşte beni ayıpladığınız şeyde ki delikanlı budur. Gördüğünüz gibi ben de sizler gibi bu gence hayran oldum” dedi. “Ancak, Yusuf çok namuslu bir insandır” dedi.
Yusuf ile Züleyha’nın dedikodusu kuşlaktan kulağa yayılmaya başlayınca Mısır Azizi de çok rahatsız olmaya başladı. Zaten Yusuf Allah’a (c.c) dua ederek;
“ Ya Rabbi. Beni zindana koymaları, kadınların beni davet ettikleri şeyden daha hayırlıdır. Sen duaları işiten ve her şeyi hakkıyla bilensin” diyordu.