Yusuf’un ağabeyleri, Mısır hazine bakanı Nazır’dan zahireyi (yiyecek maddelerini) aldılar ve Kenan iline doğru yola çıktılar. Bir taraftan da seviniyorlar ve diyorlardı ki;
“Mısır’ın hazine nazırı gerçekten iyi yürekli bir insanmış. Biz fazla yormadan hemen zahireyi bize verdi” Bir diğeri ise;
“Dikkat ettiniz mi bu Nazır bize sanki çok yakınıymışız gibi davrandı” Bir başkası ise;
“Sizi bilmem ama benim bu Nazıra “kanım ısındı” dedi.
Ağabeyler kervanı, “az gitti, uz gitti. Dere tepe düz gitti” sonunda Kenan iline geldi. Gecikmeden babalarına vararak;
“Babacığım” dediler. “Senin söylediğin gibi Mısır Nazırı iyi bir insanmış. Bize zahireyi hemen verdi” dediler. Ancak istediğimiz kadar değil, onun yarısı kadar verdi” dediler. “Bu zahire bize ve akrabalarımıza fazla dayanmaz. Mısır Nazır’ı da tekrar gelmemizi ve yeniden zahire vereceğini söyledi” dediler.
Sonra çekine çekine “ağızlarından baklayı çıkardılar-bir sırrı açıkladılar.”
“Babacığım” dediler. “Nazırla konuşma esnasında bir küçük kardeşimiz olduğunu da söylemiştik. Nazır bize, -Bir daha gelişinize o kardeşinizi de getirmezseniz size zahire vermem- dedi” dediler ve ilave ettiler;
BÜNYAMİN DE GİDİYOR
“Hiç çekinme biz onu koruruz “ dediler. Yakup ise;
“Ben size inanır mıyım hiç” dedi. “Yusuf’u da böyle söz vererek götürmüştünüz ama sonunda Yusuf’u kaybettiniz” dedi. Ve ilave etti. “Allah, en hayırlı korucudur” dedi.
Kardeşler babalarının yanından ayrılıp kervanda ki develerinin yanına geldiler. Develerin sırtındaki yükleri indirerek erzakı depoya götürmek istediler. Bir de ne görsünler, Mısır Nazırına verdikleri erzak bedeli olduğu gibi erzaklarının içinde duruyor.
Buna daha çok sevindiler ve “Nazır gerçekten Kerim (iyiliksever) insanmış. Erzakın bedeli olarak kendisine verdiğimiz paraları bize iade etmiş” dediler. Babalarına dönerek;
“Ey babamız! Daha ne isteriz. İşte sermayemiz de bize iade edilmiş! Biz onunla tekrar ailemize erzak alırız” dediler. “Zira getirdiğimiz bu erzak azdır, ailemize uzun zaman gitmez”
“Biz Mısır’dan ayrılırken Nazır bize, eğer küçük kardeşinizi getirmezseniz size erzak vermem, demişti” dediler. Babaları Yakup onlara;
“Etrafınız kuşatılmadıkça, onu bana getireceğinize Allah adına yemin ederseniz gönderirim. Yoksa göndermem” dedi.
Oğullar da Allah adına yemin vererek, “bütün zorluklara rağmen Bünyamin’i koruyacaklarına ve onu babalarına sağ – salim getireceklerine…” söz verdiler. Yakup;
“Allah bu sözünüze şahittir” dedi. Ve ilave etti;
“Mısır’a hepiniz aynı kapıdan girmeyin. Değişik kapılardan girin. Allah’ın kaderi değişmez ama bizimki bir tedbirdir (önlemdir)” dedi.
TEKRAR MISIR’A GİDİŞ
Kenan ilinde erzak azalmaya başlayınca kervan, Mısır’a doğru tekrar yola çıkar. Ama bu sefer kervanda küçük kardeşleri Bünyamin de vardır.
Mısır’a gelince kervan birkaç parçaya bölünür ve her bir parça başka bir kapıdan içeriye girer. Şehrin içinde birleşirler.
Zaman kaybetmeden Mısır hazine nazırına haber göndeririler ve huzuruna çıkmak istediklerini söylerler. Nazır yani Yusuf da onları huzuruna kabul eder.
Kardeşler, büyükten başlayarak sıra ile kendilerini Yusuf’a takdim ederler. En küçüklerinin takdimi de bitince Nazır;
“Sen en küçükleri, benimle şu yan odaya gel” der ve onu ağabeylerinden ayırarak yan odaya alır. Aralarında şöyle bir konuşma geçer.
Yusuf, Bünyamin’e sorar, “Senin adın nedir?”
Bünyamin de; “Adım Bünyamin dir” der.
Nazır; “Bünyamin ne demektir” diye sorar. O da,
“Doğduğu zaman anası ölüp kaybolan yani yitiktir” der. Nazır;
“Ananın ismi nedir” diye sorar. Bünyamin;
“Râhıl’dır” der. Nazır (Yusuf) Bünyamin’e;
“Kaybolan kardeşin Yusuf’a karşılık benim sana kardeş olmamı arzu eder misin” diye sorar. Bünyamin ise;
“Ey… Hükümdar. Senin gibi değerli bir kardeşe sahip olmak benim için büyük mutluluktur” der. “Ama…” der “Seni ne Yakup ne de Râhıl dünyaya getirmiş değil ki”
Bu söz üzerini Yusuf başlar ağlamaya… Bünyamin’i kucaklar, bağrına basar ve ağlar, ağlar… Bu arada kardeşine sırrını da açıklar;
“Ben senin kardeşin Yusuf’um. Ağabeylerimin geçmişte bize yaptıkları için üzülme ve bu açıklamamı ağabeylerine söyleme” der.
Sevgili çocuklar, hikâyenin devamı gelecek haftaya öğrenelim.