Yüksekdağ: Hükümeti Yaşanacak Olaylar Konusunda Uyarmıştık

HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, hükümeti daha önce yaşanabilecek olaylar karşısında uyardıklarını söyledi. Yüksekdağ, Çözüm Süreci’nin sürdürülmesi için de şiddetinin bölgede son bulması gerektiğinin altını çizdi....

HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, hükümeti daha önce yaşanabilecek olaylar karşısında uyardıklarını söyledi. Yüksekdağ, Çözüm Süreci’nin sürdürülmesi için de şiddetinin bölgede son bulması gerektiğinin altını çizdi.

HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, DİSK Genel Başkanı Kani Beko ile çeşitli demokratik kitle örgütü ve siyasi parti başkanlarının da katılacağı Mülkiyeliler Birliği’ndeki basın toplantısında açıklamalarda bulundu. Yüksekdağ, “Nasıl sürükleniyoruz sorusuna doğru cevap vermek zorudayız?” diyen Yüksekdağ, kendilerinin gelen bu günlere işaret ettiğini ve konu ile ilgili siyasi iktidara doğrudan mesajlar verdiklerini anlattı. Doğrudan uyarılar yaptıklarının ve Kobani’nin herhangi bir gelişme olmadığını, bütün bölgenin bütün Türkiye’yi tehdit edeceğini, bölgeyi ve ülkeyi kaosa sürükleyecek bir sürecin yaşanmaya başladığını ve bunun önüne geçilmesi gerektiğini belirttiklerini aktaran Yüksekdağ, şunları kaydetti: “IŞİD’in ilerleyişi yeni değildi. Önce Şengal soykırımı yapıldı. IŞİD yüzünü Kobani’ye yüzünü döndüğünde bu saldırganlığa son vermek gerekiyordu. Bunu durdurması gereken asli güç Türkiye’dir. Biz bunun için siyasi iktidarı uyardık. Ancak, bütün çağrılara rağmen siyasi iktidar sorumluluğunu gerçekleştirmedi. Ortaya koyamadı. Doğrudan ve dolaylı yollarla bunun engellenmesi gerekmektedir. Bütün dünya kamuoyu bakımından farklı değildi. Uluslararası güçler, İŞİD mevzilerini etkilemeyecek havadan bombardımanı yaptılar. Kobani yalnızlaştırıldı. Çok daha ağır bir katliam tehlikesini yaşanmasını terk edildi. Silahların eşitsizliğe rağmen, kahramanca öz savunma gücü geliştirilmiştir. Türkiye sınırları içerisinde kurulan sınır nöbet hattı kuruldu."

Uluslararası topluma da gereken çağrıyı yaptıklarını, ve bölge halkına Kobani için sokağa çıkmayı çağırdıklarını anlatan Yüksekdağ, "IŞİD’in durdurulması için çağrı yaptık. Bu çağrıyı yapmak görevimizdi. Bu görevi siyasi sorumluluğu yüklenmiyordu. Türkiye hükümetin ‘kardeşi’ dediği halkı savunmak için, IŞİD’in önüne geçmesi için bu çağrıyı yapılması lazımdı." dedi.

Türkiye hükümetinin siyasi sorumluluğu göstermediği gibi, başka tutum içerisine girdiğini de vurgulayan Yüksekdağ, şöyle konuştu: "Sınırda sivil halk askerin şiddetine maruz kaldı. Angajman kuralları, İŞİD’e değil, Kobani’ ye karşı yapıldı. Bu karanlık günleri kendi pratik uygulamaları ile çağıranlar bunları görmelidir. Bu üzen gelişmelerin yaşanması yalanlarla, hedef saptırma ile gerçekleştirilemez. Partimiz hedef gösterildi. Dün Diyarbakır’da gerçekleştirdiğimiz toplantılarda bunu ifade ettik. Partimiz siyasi ve ahlaki sorumluğu biz yerine getirdik. Bunun için suçlu ilan edilmek ve siyasi linçe maruz bırakılmaya çalışılıyoruz. Bunu boyun eğeceğimiz beklenmemeli. İnsanlar, linç edildi. Yasal mermilerle, cenazeden dönen bir insan öldürüldü. Dün iki kişi yaşamının kaybetti. Yaşanan sürecin ve bugünkü kaosun siyasi yönetim açısında ciddi sorumsuzluklar olduğunu gösteriyor. Hükümet yetkililerinin yaptığı açıklamalar bellidir."

"ŞİDDETİN DURDURULMASI SÜRECİN SAĞLIĞI AÇISINDAN ÖNEMLİ"

Yüksekdağ, canı burnunda olan bölge halklarının “Kobani düştü düşecek” açıklaması karşısında, halkın duyguları incindiğini, ifade etti. Paramiliter güçlerin sokağa salındığını savunan Yüksekdağ, şöyle devam etti: "Kontra güçler davet edilmiştir. Kürt illerinde meydanlar tanklar tarafından tutulmuş vaziyetteler. Bu muydu misli ile yanıt? Sivil siyaseti geliştirmekle övündünüz. Savunduğunuz, değerler bugün tamamen çökmüştür. Sivil demokrasiyi savunduğu iddiasını bu hükümet sürdüremez. Birilerinin payına daha fazla acı, gözyaşı sürebilir. Siyasi iktidar bu günlerden nasıl çıkacağının hesabını yapmalı. Parti görevlilerinin tamamı, milletvekilleri, bu zulmün karşısında duranlar, tehdit altındadır. Türkiye halklarına şu çağrıyı yaptık: IŞİD Türkiye’de hortladı. Türkiye’de IŞİD’in ayak sesleri duyuluyor. Bizler bu zamana kadar gösterilen siyasi sorumluluğu göstereceğiz. Cenazeler yerden kalkmadan şiddeti durdurun çağrısı yaptık. İnsanlar dinlemeye açık değilken şiddet ortadan kalksın. Yine müzakere ile geçelim. Bu koşullar içerisinde siyasi iktidara sorumluluklarını hatırlatıyoruz. Devlet şiddetinin durdurulması gerektiğini çağrısını yapıyoruz.

Devlet şiddetini durdurulması, sürecin sağlıklı ilerlememesi bakımından belirleyici olacaktır. Halkı, Kobani halkının yanında durmak için çağırıyoruz. Kobani halkının yanında olmaya devam edeceğiz.”

DİSK Genel Başkanı Kani Beko ise konuşmasında, Ortadoğu’da son dönemlerde IŞİD çetelerinin halkalara karşı başlattığı katliamları günlerdir, zaman zaman televizyonlardan izlediklerini belirterek, kendilerinin bölgeye giderek Yezidi’lerin katliamların sonuçlarını hep birlikte gördüklerini anlattı. IŞİD’in sınırlarını giderek genişleterek önce Musul, Kerkük, Şengal ve Kobani’de Kürtlere karşı acımasız bir şekilde saldırılarını sürdürdüğünü aktaran Beko, “Biz sendikalar olarak, mutlaka bu konulara tepkisiz kalamazdık. Yürüyüşler yaptık. AKP hükümetini uyardık. ABD’yi uyardık.” dedi.

“IŞİD’i durduralım Kobani’ye sahip çıkalım.” diyen Beko, IŞİD’in Kobani’de vahşice saldırılar gerçekleştirdiğini aktararak, “ Kobani’ nin yanındayız. Kobani halkı IŞİD çetelerini püskürtmeyi başardı. Durum her geçen gün kritik aşamaya geldi. Orada IŞİD vahşetine karşı insanlık direnişini sürdürüyor. Her yandan 100 binler Kobani ile dayanışmaya giriştiler. AKP hükümeti halkın talebini karşılamaktan ziyade şiddeti tercih etti. Tankların şehir merkezlerine inmesi ile 1990’nın karanlık yollarını girişti. Şiddet her gün yükseliyor. Herkesin görevi sağ duyu ile hareket etmektir. Hükümetin Suriye’ye yönelik savaş ve müdahale yöntemi, IŞİD’ci çeteleri büyüttü. Suriye’nin iç işlerine müdahale devlet politikası haline getirildi. Bugünde aynı şekilde politika sürdürmektedir. Rojava gibi bir bölgenin yok edilmesine yok edersek bu yarın Türkiye’yi dönüp vuracaktır. Pakistan’ın 15 yıldır vuran husus Türkiye’yi de vuracaktır. Kobani’nin yalnızlığı son bulmalıdır. Hükümet Kobani’nin düşmesine seyirci kalmamalıdır. Gerekli yardımların oluşturulması için yaşam koridaru oluşturulmalıdır. Sahra hastanesi sınırda kurulmalı, yaralılar helikopterle taşınmalıdır. Emperyalist müdahalenin karşısında olacağız. Ortadoğu’daki çetelerin karşısında olacağız.” diye konuştu.” diye konuştu. CİHAN

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Türkiye Haberleri