Türk futbolunda kötü gidişin tek çözümü, teknik kadro ile yolları ayırmak.
Dahası, kulüp yönetimleri yaptıkları yanlışların, hataların faturasını ne yazık ki teknik adamlara keserler. Bunun adı da kan değişikliği olur.
Gelenek hale gelen bu uygulama yıllardır devam edip gitmekte. Hiçbir kulüp Başkanı ve yöneticisi kalkıp, ‘sorumluluk bizde, kötü gidişin yolunu biz açtık istifa ediyoruz’ demez.
Bunun sonucu da en kolay yol seçilir, teknik direktörü göndermek.
Atiker Konyaspor’da daha önce de yaşanan bu olay Kayserispor yenilgisinin ardından yinelendi ve yanlış bir kararla sezon öncesi takımın başına büyük umutlarla getirilen Mustafa Reşit Akçay ile yollar ayrıldı.
Bu ayrılık, Konyaspor’da uygulanan sosyal sorumluluk projesinin, Kayserispor maçının da önüne geçti.
Maç hakkında ne yazılabilir ki, ilk 45 dakikada iyi mücadele eden ve yine ileriye gidemeyen bir Konyaspor vardı sahada.,
İkinci yarıda, ev sahibi ekip risk alarak yüklendi, ne yazık ki Ali Turan hiç olmayacak bir şekilde! penaltıya neden oldu ve gol perdesi açıldı. Ardından ikinci gol geldi.
Atiker Konyaspor’un son dakikalardaki uyanışı ve atakları sadece bir gol getirdi ve bu da maçın sonucunu değiştirmedi.
Kayserispor yenilgisi bardağı taşıran son damla oldu.
Aslında, Osmanlıspor maçından sonra değişimin olabileceğini düşünmüştüm. Ama, yönetim bunu bir hafta önceye çekti.
Konyaspor’a geldiği günden buyana yaptığı hatalarla ve uygulamalarıyla sürekli eleştirilerin hedefinde olan teknik direktör Mustafa Reşit Akçay ile yolların ayrılmasında asıl suçlu kim? Yönetim mi, teknik kadro mu?
Önce transfer konusunu aydınlatmak lazım.
Araştırmalarımıza göre, transferin büyük bölümünü yönetim yapmış.
Son iki sezondaki çıkışıyla sıra dışı takım olan ve Türk futboluna damga vuran Atiker Konyaspor’a yakışan transferler yapıldığını hiç kimse söyleyemez.
O zaman, tüm sorumluluğu teknik kadroya yükleyerek göndermekte etik dışı bir davranış olsa gerek.
Hayır yanlış anlamayın, Mustafa hocanın kalmasından yana değilim. Takımın içerisinde bulunduğu konumdan sonra gitmesi belki de en doğru karar oldu.
Ama, hoca ile birlikte yönetim kurulu da gitmeliydi.
Eğer başarılı olamıyorsan kulübe zarar vermemek adına genel kurul kararı alacaksın ve gideceksin. Başkan ve yöneticiler neden istifa etmiyorlar. Çekindikleri, korktukları bir durum mu var, hesap verememekten mi çekiniyorlar?
Mustafa Reşit Akçay, büyük ümitlerle getirilmişti takımın başına.
O dönemde ’bekleyip göreceğiz’ demiştik. Doğrusu içimize sinmemişti bu seçim.
Hocayı haftalar boyunca sürekli eleştirdik. İş yapmaktan çok bilimsel antrenman sistemleri konusunda açıklamalar yaparak yönetimi ve futbol severleri oyaladı, kandırdı. Maçlarda ters giydiği şapkası da uğur getirmedi kendisine. Konyaspor’a daha fazla zarar vermesini, takımda kalmasını Allah’ta istemedi, kendi tabiriyle.
Hücum futbolu oynatacağım diyerek takımın sistemiyle ve genetiğiyle oynayarak ne yazık ki çöküşü hazırladı.
Hoca adına üzücü bir olay. Her şeye rağmen çalıştığı dönem için kendisine teşekkür ederiz.
Atiker Konyaspor’da sorun bitti mi?
Tek kelime ile hayır…
Yönetim de şapkasını önüne koyarak düşünmeli ve vakit geçirmeden bir an önce genel kurul kararı almalı. Yoksa lig bu yönetimle gitmez. Sonuçta da olan Konyaspor’a olur.
Başkan Fatih Yılmaz ve yöneticiler Konyaspor’u düşünüyorlarsa hemen bu çağrıya uyarlar. Yoksa takımda kötü gidiş devam etmesi halinde sonucuna katlanırlar
Yeni hoca konusu mu? yazılanlara bakılırsa bence en uygun olanı Hamza Hamzaoğlu. Sergen Yalçın, Ertuğrul Sağlam kısa sürede bu takıma bir katkı sağlayamaz. Yönetim hiç olmazsa bu konuda sağlıklı bir karar alsın.