Yiyeceğiniz kadar alın!

Her gün binlerce ekmek, tüketilmediği için çöplere bırakılıyor.
Buğdayın önem kazandığı bu dönemde israfın önüne geçmek için tüketilecek kadar ekmek alınması gerektiği vurgulanıyor
Küreselleşen dünyanın herhangi bir yerinde yaşanan buğday sıkıntısı sadece o ülkeyi veya bölgeyi değil, tüm dünyayı etkileyebiliyor. Rusya’da ve Çin’deki buğday sıkıntısı Türkiye’de de buğday fiyatlarını yükseltebiliyor. Buğdayın dünya genelinde böylesine büyük bir önem kazandığı günümüzde ekmek israfı da önemli bir konu olarak karşımıza çıkıyor. Bir taraftan buğday azlığı ve nüfusun artması nedeniyle çeşitli sorunlar yaşanırken, diğer tarafta ekmek israf edilebiliyor. Yapılan araştırmalara göre Türkiye’de üretilen her 10 ekmekten bir tanesi çöpe atılıyor.
10 EKMEKTEN BİRİ ÇÖPE ATILIYOR
Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mithat Direk, yapılan araştırmalara göre her on ekmekten bir tanesinin çöpe atıldığını söyledi. Sadece Konya’da değil Türkiye genelinde ekmek israfının ciddi boyutlarda olduğunu dile getiren Yrd. Doç. Dr. Mithat Direk, “Her gün üretilen ekmeğin yüzde 10’u çöpe atılıyor. Bu da ciddi rakamlara tekabül ediyor. Bu konuyla ilgili bizim birçok önerimiz vardı. Ekmeğin gramajının 200 gramdan 100 grama düşürülmesini önerdik. Ama düşürmek yerine ekmeğin gramajı 300 grama çıkarıldı. Bence ekmek israfının önüne geçmenin birinci yolu ekmeğin gramajının düşürülmesidir. Ya da ekmek türleri çoğaltılmalıdır” ifadelerini kullandı.
İHTİYAÇTAN FAZLASI ÜRETİLİYOR
Ekmek israfının önüne geçmenin diğer bir boyutunun da ihtiyaç fazlası üretimin önüne geçmek olduğunu dile getiren Yrd. Doç. Dr. Mithat Direk, “Konya’da ekmek üreten işletmelerin büyük bir kısmı, ekmek ihtiyacının çok daha üstünde üretim yapıyor. Tüketilen ekmekten daha fazla ekmek üretim kapasitesi var Konya’nın. Ekmek üretiminin tüketimden daha fazla olmaması gerekir. Bu da sıkı bir denetimle olur. Bu denetleme yapılmadığı için sıkıntı doğuyor” dedi. Ekmek üretimini azaltmanın yanında vatandaşı da bilgilendirmeye, bilinç sahibi yapmaya yönelik çalışmalar yapılması gerektiğini kaydeden Yrd. Doç. Dr. Direk, “Vatandaşımıza ekmeğin ne kadar meşakkatli bir süreçten sonra sofralara ulaştığını anlatmamız gerekiyor. Ekmek israfının önlenmesi için insanların konuya duyarlılığını artıracak televizyon programları, reklamlar, gazete ilanları verilmeli. Bir lokma ekmeğin kaç buğday tanesinden meydana geldiği konusu üzerinde yoğunlaşılmalı. Hatta RTÜK tarafından zorunlu hale getirilerek, bu tür bilinçlendirici reklamlar belli zaman aralıkları ile tüm televizyon kanallarında gösterilmeli. Çünkü, ekmek israfının sonuçlarının ne olacağını vatandaşımıza anlatamazsak, bu israfın önüne geçemeyiz” diye konuştu.
ANADOLU’DA BUĞDAYA DAHA ÇOK DESTEK LAZIM
Bir taraftan ekmek israfı yapılırken, diğer taraftan ekmeğin hammaddesi olan buğdayın üretiminde sürekli olarak gerileme gerçekleştiğini söyleyen Yrd. Doç. Dr. Mithat Direk, “Orta Anadolu’nun tipik tarım ürünü olan buğdayın üretimine daha çok destek verilmesi gerekiyor. Bugün uygulanan tarım politikalarına bakıldığında diğer tarım ürünlerine buğdaydan daha çok destek verildiği görülebiliyor. Oysa ki dünya küresel bir buğday krizine doğru gidiyor. Türkiye’nin bu süreçte daha çok buğday üretmesi gerekiyor. Bu da ancak buğdaya verilen desteğin artırılması ile olur. Orta Anadolu’nun tipik tarım ürünü olan buğdaydan kesinlikle vazgeçilmemelidir” dedi.
KÜÇÜK BİR PARÇA DAHİ İSRAF OLMAMALI
Konya Fırıncılar Odası Başkanı Vedah Honça da ekmek israfının daha büyük boyutlara ulaşmadan önlenmesi gerektiğini dile getirerek, “Ekmek israfı 1996 verilerine baktığımız zaman günümüzdekinden çok daha fazlaymış. İsraf şu an yüzde 5 ile 10 arasında değişiyor, bu da çok büyük bir rakam. Ekmeğimizin küçük bir parçasını dahi israf etmememiz gerekiyor. Kültürümüz, dini inancımız bize bunu böyle öğretiyor. Ama ne yazık ki israfın önüne geçilemiyor” diye konuştu.
İsrafın önlenmesi için yapılması gerekenleri de sıralayan Honça, “Fırınlarda üretim talebe göre yapılmalı. Ekmeğin kaliteli olması ve raf ömrünün uzaması sağlanmalı. Ekmeğin fırınlarda veya satış yerlerinde uygun koşullarda muhafazası sağlanmalı. Üretim fazlası satılmayan ekmekler tatlı ve çorbalarda kullanılmak üzere galete unu, dilimlenmiş, gevrekleştirilmiş ekmek haline getirilmeli. Ekmek üreten tüm fırınlarda küçük gram veya çeşitli gramlarda üretim yapılması sağlanmalı. Ekmeğin pişirilmesi ile satış arasındaki süre en aza indirilmeli. Orta derecede bayatlamış ekmeklerin dar gelirli ailelere ücretsiz veya düşük bir ücretle verilmesi sağlanmalı. Ülkemizde ambalajlama standardı yakalanmalı, ekmeğin ambalaja girmesi için kredilerle destek verilmeli. Toplu tüketim yerlerinde ekmeğin dilimlenmiş olarak verilmesi sağlanmalı. Evlere ihtiyaç fazlası ekmek alınmamalı. İlköğretim okullarında ekmeğin önemi anlatılmalı, ev hanımlarının da bu konuda bilinç sahibi olması sağlanmalı” dedi.
İKTİSAT VE İTİDAL DİNİ BİR VECİBE
İsrafın dini boyutu üzerine değerlendirme yapan İl Müftüsü Şükrü Özbuğday da İslam’ın huzurlu bir hayat için benimsediği prensiplerden birisinin de iktisat ve itidal olduğuna dikkat çekerek, “İktisat ve itidal, yeme-içme, harcama, konuşma ve benzeri bütün işlerde ölçülü olmaktır. Bunun zıddı ise israftır. İsraf, ihtiyaç sınırını aşmak, aşırı harcamalarda ve ölçüsüz davranışlarda bulunmak demektir” dedi. Allah’ın Kur’an-ı Kerim’de ‘Yiyiniz, içiniz, ama israf etmeyiniz. Çünkü Allah müsrifleri sevmez’ dediğini ifade eden Şükrü Özbuğday, “Yurdumuzda, özellikle büyük şehirlerde israf edilen, çöplüklere atılan ekmeklerin değeri milyonları aşmakta, yapılan hesaplara göre yalnız, Ankara, İstanbul ve İzmir gibi üç büyük şehirdeki yıllık ekmek israfı ortalama yarım milyon tonu bulmaktadır. Her israf edilenin haram olduğuna inanan bizler, bilhassa temel besin maddesi ekmek söz konusu olunca çok daha, dikkatli olmalıyız. Günümüz dünyasında her gün binlerce çocuk veya kişi açlıktan ölmekte veya sakat kalmaktadır. Bu zaruret karşısında tüm çabaların, verimi arttırmaya yönelmesi ve tüm ham ve mamul maddelerde israfın azaltılmasına yönelik olması gerekir” dedi.
İsrafın önüne geçmek için yapılabilecekleri de anlatan Şükrü Özbuğday, “Bu amaçla ihtiyaçtan fazla ekmeğin alınmaması, fazla ekmek tüketme alışkanlığının bırakılması, alınan ekmeğin yenecek miktarının ağzı testere dişli bıçakla ufalanmadan kesilmesi, arta kalanın içinde maydanoz bulunan naylon torbada buzdolabında muhafaza edilmesi gerekir. Bayatlamış ekmeklerin buhar banyosu yoluyla kullanıma alınarak, atılması önlenip, zayiat düşürülebilir. Ne var ki bugün dünyamızda birçok insan aç iken kaynakların insanların geleceğini belki de yok edecek şekilde kullanılmasını üzüntü ve endişe ile karşılamamak mümkün değildir. Eğer ekmek israfını önleyebilseydik, bazen dış ülkelerden buğday ithal etmek mecburiyetinde kalmayacak, bir ziraat ülkesi olduğumuz halde milyarları bulan alın terimizi yabancılara vermeyecektik” ifadelerini kullandı.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Ekonomi Haberleri