Hocam! Yılbaşı kutlamaları câiz midir?
Hıristiyan inancına göre Hz. İsa (a.s)’ın doğum günü esas alınarak miladi takvim başlangıcı olarak belirlenmiştir. Ancak Hz. İsa (a.s)’ın doğum günü 1 Ocak değildir. Hıristiyanların kendi kitapları olan İncil tahrif olunduğundan, İncil’de belirtilen bilgilerde de çelişkiler vardır. Dünyada bir çok farklı İncil mevcuttur. Bu husustaki bilgilerde farklıdır. Bir kısmında Hz. İsa (a.s) çarmıha gerilip öldürülünce 3 gün sonra dirildi diye yazar. Bunun için Hıristiyanlar 15 Nisanda Paskalya yortusu yaparlar. Bir kısım Hıristiyanlar da 27 Aralıkta Hz. İsa (a.s) dirildi diye ayinler yaparlar. Bu hususta tam bir birlik yoktur. Müslümanlar ise Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in Mekke’den Medine’ye Hicretini esas almışlardır. Bu hususta İslâm âleminde hiçbir ihtilaf yoktur.
Hıristiyanların bile kendi aralarında ittifak sağlayamadığı bir günü biz nasıl kutlayabiliriz? Kaldı ki bizim yılbaşımız 1 Muharremdir. Yılbaşı kutlanması uygun olsaydı Sahabe-i Kiram bunu uygularlardı. İslâm’da yılbaşı kutlaması yoktur. Bu bir Hıristiyan adetidir. Müslümanların Hıristiyan adetlerini kutlamaları câiz değildir. Peygamber Efendimiz (s.a.v); “Kim bir kavme benzerse o’da onlardandır.” Buyurmuştur. Kur’an-ı kerimde Cenabı Hakk (c.c); “Bir kavim kendini değiştirmedikçe Allah (c.c) o kavmi değiştirmez.” Buyurmuştur. Biz Müslümanlar olarak o gün normal yaşantımıza devam ederiz. Evimize bir misafir gelirse ikramda bulunuruz. O gün ikramda bulunduğumuz için Hıristiyanlara benzemiş olmayız. Çünkü İslâm da niyet önemlidir. Biz yılbaşını kutlamak niyetiyle ikramda bulunmayız. Yılbaşı gecesi Batı âlemi çamlar keserler ve süslerler. Biz asla böyle bir şey yapmayız. Çevreye ve doğaya önem verdiklerini söyleyen Batı âlemi, bir gecede milyonlarca ağaç katliamı yapmaktadır. Müslümanlar asla çevreye zarar vermezler. Müslümanların Kurban bayramında hayvan katliamı yaptığını iddia eden Batı âlemi, yılbaşı gecesi milyonlarca hindi katliamı yapar kendilerini görmezler. Müslümanlar yılda bir kurban keser o’nu da fakirlerle paylaşır. Batı âlemi hindileri fakirlerle paylaşmazlar. Müslümanlar yılda bir havyan keserken onlar balina katliamı, fillerin dişleri için fil katliamı, samur kürkü için samur katliamı, kürkleri için kaplan katliamı ve diğer hayvanları her gün katlederler. Dünya’ya insancıl görünmek için yılda bir defa, bir yerde karaya oturmuş bir balinayı kurtarma operasyonunu göstererek, hayvan haklarına ve doğaya ne kadar değer verdiklerini göstermeye çalışırlar. Yılbaşında su gibi içki tüketerek sarhoş olup, çevreye ve İnsanlara zarar verirler. Bir gecede trilyonları harcayıp israf ederken, Afrika da açlıktan ölenleri görmezler. Filistin’de ambargo altında zulüm gören, üzerlerine kimyasal bombalar atılan Gazze halkını görmezler. Daha doğrusu görmezlikten gelirler. Biz nasıl olurda onların bayramını kutlarız? Nasıl onlara benzemeye çalışırız? Onlar bizim bayramlarımızın birini dahi bizimle birlikte kutlarlar mı? Bilakis, Kurbanda hayvan katliamı yapıyorlar diye Müslümanları eleştirirler. Saygı değer okurumuza teşekkür ediyoruz. Önemli bir konunun açıklanmasına vesile oldular.
Hocam! Doğum günü kutlamaları yapılıyor, Pastalar yapılıyor, mumlar yakılıyor, doğum günü kutlamak câiz midir?
Bu tür adetler bize Batıdan gelmiştir. İslâm inancına göre doğum günü kutlama merasimi yoktur. Biz doğum günümüzde güzelce bir abdest alıp seccademizin üzerine oturup tefekkür ederiz. Hangi yaşımıza girmişsek geçmiş yıllarımızın ve bir yılımızın muhasebesini yaparız. Biz, bu yaşımıza kadar acaba Rabbimizin rızasına kazanacak hangi amelleri işledik?. Bir yıl daha yaşlandık, ömür yaprağımızdan bir yaprak daha düştü. Adım adım ölüme yaklaşıyoruz. Belki yarın öleceğiz. Rabbimizin huzuruna hangi amelle gideceğiz? Rabbimize Ahdi Misak’ta verdiğimiz sözümüze sadık kalabildik mi? Rabbimizin bunca nimetine karşı ne kadar şükredebildik.? Üzerimizdeki kul haklarını ödeyebildik mi?. Ömrümüzü nerede tükettik, Rabbimizin razı olduğu şekilde mi tükettik?. Gençliğimizi nerede harcadık?. Vücudumuz bizim için emanetti, biz sağlığımızı koruyarak, kötü alışkanlıklardan uzak durarak, bu vücut emanetini koruya bildik mi? Tüm bunları tefekkür edip, Nefs muhasebesi yaparız. Günahlarımıza tövbe ederiz. Kendimize çeki düzen veririz. Bu yıl ben Rabbimin razı olacağı şu şu amelleri yapmalıyım diyerek, bir yıllık kulluk planı hazırlarız. İşte en güzel doğum günü kutlamak budur. Pasta yiyip, mum yakarak biz, Rabbimizin rızasını kazanamayız. Rabbimiz bizlere feraset, basiret ve şuur versin. Rabbimiz bizleri hidayetten ve istikametten ayırmasın. Tüm okurlarımıza Rabbimden hayırlı uzun ömürler, sağlık ve afiyet diliyorum.
Hıristiyan inancına göre Hz. İsa (a.s)’ın doğum günü esas alınarak miladi takvim başlangıcı olarak belirlenmiştir. Ancak Hz. İsa (a.s)’ın doğum günü 1 Ocak değildir. Hıristiyanların kendi kitapları olan İncil tahrif olunduğundan, İncil’de belirtilen bilgilerde de çelişkiler vardır. Dünyada bir çok farklı İncil mevcuttur. Bu husustaki bilgilerde farklıdır. Bir kısmında Hz. İsa (a.s) çarmıha gerilip öldürülünce 3 gün sonra dirildi diye yazar. Bunun için Hıristiyanlar 15 Nisanda Paskalya yortusu yaparlar. Bir kısım Hıristiyanlar da 27 Aralıkta Hz. İsa (a.s) dirildi diye ayinler yaparlar. Bu hususta tam bir birlik yoktur. Müslümanlar ise Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in Mekke’den Medine’ye Hicretini esas almışlardır. Bu hususta İslâm âleminde hiçbir ihtilaf yoktur.
Hıristiyanların bile kendi aralarında ittifak sağlayamadığı bir günü biz nasıl kutlayabiliriz? Kaldı ki bizim yılbaşımız 1 Muharremdir. Yılbaşı kutlanması uygun olsaydı Sahabe-i Kiram bunu uygularlardı. İslâm’da yılbaşı kutlaması yoktur. Bu bir Hıristiyan adetidir. Müslümanların Hıristiyan adetlerini kutlamaları câiz değildir. Peygamber Efendimiz (s.a.v); “Kim bir kavme benzerse o’da onlardandır.” Buyurmuştur. Kur’an-ı kerimde Cenabı Hakk (c.c); “Bir kavim kendini değiştirmedikçe Allah (c.c) o kavmi değiştirmez.” Buyurmuştur. Biz Müslümanlar olarak o gün normal yaşantımıza devam ederiz. Evimize bir misafir gelirse ikramda bulunuruz. O gün ikramda bulunduğumuz için Hıristiyanlara benzemiş olmayız. Çünkü İslâm da niyet önemlidir. Biz yılbaşını kutlamak niyetiyle ikramda bulunmayız. Yılbaşı gecesi Batı âlemi çamlar keserler ve süslerler. Biz asla böyle bir şey yapmayız. Çevreye ve doğaya önem verdiklerini söyleyen Batı âlemi, bir gecede milyonlarca ağaç katliamı yapmaktadır. Müslümanlar asla çevreye zarar vermezler. Müslümanların Kurban bayramında hayvan katliamı yaptığını iddia eden Batı âlemi, yılbaşı gecesi milyonlarca hindi katliamı yapar kendilerini görmezler. Müslümanlar yılda bir kurban keser o’nu da fakirlerle paylaşır. Batı âlemi hindileri fakirlerle paylaşmazlar. Müslümanlar yılda bir havyan keserken onlar balina katliamı, fillerin dişleri için fil katliamı, samur kürkü için samur katliamı, kürkleri için kaplan katliamı ve diğer hayvanları her gün katlederler. Dünya’ya insancıl görünmek için yılda bir defa, bir yerde karaya oturmuş bir balinayı kurtarma operasyonunu göstererek, hayvan haklarına ve doğaya ne kadar değer verdiklerini göstermeye çalışırlar. Yılbaşında su gibi içki tüketerek sarhoş olup, çevreye ve İnsanlara zarar verirler. Bir gecede trilyonları harcayıp israf ederken, Afrika da açlıktan ölenleri görmezler. Filistin’de ambargo altında zulüm gören, üzerlerine kimyasal bombalar atılan Gazze halkını görmezler. Daha doğrusu görmezlikten gelirler. Biz nasıl olurda onların bayramını kutlarız? Nasıl onlara benzemeye çalışırız? Onlar bizim bayramlarımızın birini dahi bizimle birlikte kutlarlar mı? Bilakis, Kurbanda hayvan katliamı yapıyorlar diye Müslümanları eleştirirler. Saygı değer okurumuza teşekkür ediyoruz. Önemli bir konunun açıklanmasına vesile oldular.
Hocam! Doğum günü kutlamaları yapılıyor, Pastalar yapılıyor, mumlar yakılıyor, doğum günü kutlamak câiz midir?
Bu tür adetler bize Batıdan gelmiştir. İslâm inancına göre doğum günü kutlama merasimi yoktur. Biz doğum günümüzde güzelce bir abdest alıp seccademizin üzerine oturup tefekkür ederiz. Hangi yaşımıza girmişsek geçmiş yıllarımızın ve bir yılımızın muhasebesini yaparız. Biz, bu yaşımıza kadar acaba Rabbimizin rızasına kazanacak hangi amelleri işledik?. Bir yıl daha yaşlandık, ömür yaprağımızdan bir yaprak daha düştü. Adım adım ölüme yaklaşıyoruz. Belki yarın öleceğiz. Rabbimizin huzuruna hangi amelle gideceğiz? Rabbimize Ahdi Misak’ta verdiğimiz sözümüze sadık kalabildik mi? Rabbimizin bunca nimetine karşı ne kadar şükredebildik.? Üzerimizdeki kul haklarını ödeyebildik mi?. Ömrümüzü nerede tükettik, Rabbimizin razı olduğu şekilde mi tükettik?. Gençliğimizi nerede harcadık?. Vücudumuz bizim için emanetti, biz sağlığımızı koruyarak, kötü alışkanlıklardan uzak durarak, bu vücut emanetini koruya bildik mi? Tüm bunları tefekkür edip, Nefs muhasebesi yaparız. Günahlarımıza tövbe ederiz. Kendimize çeki düzen veririz. Bu yıl ben Rabbimin razı olacağı şu şu amelleri yapmalıyım diyerek, bir yıllık kulluk planı hazırlarız. İşte en güzel doğum günü kutlamak budur. Pasta yiyip, mum yakarak biz, Rabbimizin rızasını kazanamayız. Rabbimiz bizlere feraset, basiret ve şuur versin. Rabbimiz bizleri hidayetten ve istikametten ayırmasın. Tüm okurlarımıza Rabbimden hayırlı uzun ömürler, sağlık ve afiyet diliyorum.