Fezadan mı nereden gelmişse “Dünya” şehri olan Konya için “Konya İçin Müşahedeler” başlığı ile bir şeyler yazıp devam edeceğiz demiştim.
"https://www.merhabahaber.com/Ahmet_Guldag+Konya_Icin_Musahedeler_yazi5574.html
Bu günde. Hatırladığımız müşahedelerin bendenizce veya okur ile dostlar olarak yapılan müşahedelere devam edelim derim.
***
Malumunuz YHT’nin Ankara Konya arası siyasi reklamla 1.15 saat deniliyor ama 1.45 saat den aşağı şimdilik düşemiyor.
Fark zamanı içinde nedense Bakanın öncelik verdiği Ankara – Eskişehir YHT’nin geçişi sırasında beklemek(!) mecburiyetinde kalışı. Ayrı hat değil de ekonomik olsun diye tek hatta çalıştırmalarından doğuyor galiba!
Ankara’dan gelen dost müşahedelerini söylüyor.
“Garda indim. Mevlâna’yı öncelikle ziyaret etmek istedim. Ne ile gidecem diye etrafıma baktığımda belediye otobüsü diye bir şey göremedim. Birisine sorunca…
“Aha şorda duruyo” cevabını alıp bakınca sanki saklambaç oynanırmış gibi, diğer şehirlerin terminal çıkışlarının hemen yanında durabilen otobüs, çok gerilerde iki bina arasına sıkıştırılmış olarak gördüm ve yürüdüm ama mübarek hareket ediverdi hem de içi yarı boş yanımdan geçerken el salladım ama nafile.
Tekrar sorduğumda üzülme binemediğine dediler. Zaten yollarda inemez doğruca seni Alâeddin durağına götürür. En iyisi Stadyuma kadar yürü Konak’ta in yine tabanvayına binip ulaşırsın müzeye deyiverdiler.
“Peki, başka hangi havaliye gidilir” soruma “hiçbir yere değil” deyiverdiler.
Eh hızlı gelmiştik ama gideceğim yerlere hayli saatler sonra gidile bilinecek işlemden ne anladım deyip hayıflandım” diyordu.
Bendenizde merak edip gördüm ki doğru idi neyin nesi de saklanır gibi görünmeyecek yere durak yapılmıştı. Bunu düzenleyenlerde Zafer’deki akıl almaz kimseye faydası olmaz yer saati ile Hükümet yanındaki sahada sözde işaretleme vb. havuzu(!) diye yapanların düşüncesi mi? Diye düşündüm.
Bir düşüncem daha oldu. Bu memlekete yalnız YHT’le mi gelenler insan ve baş üstünde yerleri vardı.
Akşama kadar diğer dört beş defa gelen trenlerle gelen yolcular onurlu insan mı değildi ki onlar için hiç otobüs yoktu gar önünde? İnsaf ki insaf…
Biz belediye hizmeti mi yapıyoruz? Yoksa keyfi düşünceler serdedip milletin parasını hele hele mübarek günlerde zil zurna çaldırıp göbek attırırken sanatkâr kisvesi altında gösterilenlere trilyonları çarçur etme ile mi vazifelendirdik? Anlaşılır gibi değil.
Elbette. Hamala urganın hesabı sorusu sorulunca dünya nimetinden vazgeçişe de benzemiyor bu hareketler zahir.
***
Bendeniz de defalarca yazmakla kalmayıp ilgili Daire başkanlığı ile de fikir teatisinde bulunmuştum ama herhalde bir kulaktan girip diğerinden çıkmış ola ki netice de değişiklik olmayan şehir otobüsleri için okuyuculardan sayın Sadi beyefendi de yakınmakta idi
“Diğer şehirler merkeziyetçiliği çoktan bırakmış iken Konya yıllardır belli merkez otobüs kalkış varış yerlerinde neye ısrar eder anlaşılır gibi değil
Keza Konya’nın büyük alış veriş sitelerinden olan Kule Sitesi’ne herhangi bir yerden gelebilmek için üç vasıta + tabanvay ilavesi ile ulaşabilen bu memleketin insanlarına bu eziyet neye…” mealinde uzun uzunca olan mailin de belirtiyordu..
Okuyucu yerden göğe kadar haklı değil mi?
Düşününüz bir.
Merkez olan Meram otobüs kalkış durağından kalkan otobüslerle. Çevre yollarına, Karaman Cad. Sedirler, Araplar, Binkonutlar vb. semtlerine gidebilme imkânınızın yokluğu bir tarafa.
Hiçbir hastaneye hatta Büyükşehir ve ilçe belediye binaları, vergi daireleri gibi önemli yerlere gidebilir misiniz?
Mutlaka uzak noktalardan iki veya üç otobüse binmekle ve zaman kaybetmekle hallederken tabanvayınızı asla unutmayınız!
Bu merkeziyetçiliğin kaldırıldığını 1961’de Bursa’da gördüm her dış semtte otobüs noktalarından her yere gidebiliyordunuz. Keza Antalya’da da 2000 yılında karşılaşmış her yere turlu şekilde giden otobüsler size hizmet veriyordu. Halen daha da çoğaltmışlar modern otobüslerle
Onlar nasıl yapıyor? Sık sık beş yıldızlı Antalya havalisi otellerde Konya Belediye mensupları ile işlerine gelen basın mensuplarını aileleri ile öğrenim toplantıları için devletin kesesinden harcarken birde ora şehir otobüsler hatta minibüslerine binseler de gezip öğrenseler ne olur ki?
Bakınız bir şey daha
Bazı şehirlerde ikinci otobüse binişte bedel alınmıyor. Buna İstanbul’da aktarma ismi altında 1947’de tanık olmuştum. Konya’da 2002’de idi galiba %75’i alınıyordu oda kalktı. Antalya’da kaç yaşında olursa olsun emekli ve eşine, öğrenciye, öğretmene indirim. 65 yaşından yukarı olanlara ise gerek otobüs gerek minibüsler bedava servis yapıyor. Yazarlara ise keza bedava.
Konya’da köşe yazarlarının S. sigortalı olup prim ödemesi şart koşulmakta! Yaşlı ve emekli olanlar için Garip ve garabet bir düşünce!
Hani yerel seçim başında 65 yaş yukarısı olanlara bedava servis sözü! hangi damakta yutkunurken kalıverdi acaba?
Tutturmuşuz “Dünya Şehri Konya” serlevhalarını gözler illaki görsün diye her yere koca koca yazmaktayız.
Eeee. Bu şehir dünyanın dışında idi de şimdi mi geldi sayenizde acaba? Bütün şehirler dünyanın üstünde değil de havada mı?
Ya şu neye göre değerlendirme yaptığını tam saptayamadığımız kuruluşların Konya’yı “yaşanılacak şehir” içine sıralamayıp ismini bile en aşağıya yazmazken
Hangi Beledî işlemimizle övünmekteyiz ki?
Geçenlerde, hakikaten şehir için hayli çalışan Başkanımız Sayın Akyürek’le sohbet ederken şöyle demiştim.
“Şehircilik üzerinde fevkaladesiniz tebrik ederim.
Ama beledî hizmetlerde eksiklikler var”
Elbet her işe başkanlar değil ekipler koşar ileri adım atarlar.
Ekip adım atamazsa başkanlar ne yapsın?
***
Sağlık ve esenlik içinde sevdiklerinizle yaşam dileğimle…
"https://www.merhabahaber.com/Ahmet_Guldag+Konya_Icin_Musahedeler_yazi5574.html
Bu günde. Hatırladığımız müşahedelerin bendenizce veya okur ile dostlar olarak yapılan müşahedelere devam edelim derim.
***
Malumunuz YHT’nin Ankara Konya arası siyasi reklamla 1.15 saat deniliyor ama 1.45 saat den aşağı şimdilik düşemiyor.
Fark zamanı içinde nedense Bakanın öncelik verdiği Ankara – Eskişehir YHT’nin geçişi sırasında beklemek(!) mecburiyetinde kalışı. Ayrı hat değil de ekonomik olsun diye tek hatta çalıştırmalarından doğuyor galiba!
Ankara’dan gelen dost müşahedelerini söylüyor.
“Garda indim. Mevlâna’yı öncelikle ziyaret etmek istedim. Ne ile gidecem diye etrafıma baktığımda belediye otobüsü diye bir şey göremedim. Birisine sorunca…
“Aha şorda duruyo” cevabını alıp bakınca sanki saklambaç oynanırmış gibi, diğer şehirlerin terminal çıkışlarının hemen yanında durabilen otobüs, çok gerilerde iki bina arasına sıkıştırılmış olarak gördüm ve yürüdüm ama mübarek hareket ediverdi hem de içi yarı boş yanımdan geçerken el salladım ama nafile.
Tekrar sorduğumda üzülme binemediğine dediler. Zaten yollarda inemez doğruca seni Alâeddin durağına götürür. En iyisi Stadyuma kadar yürü Konak’ta in yine tabanvayına binip ulaşırsın müzeye deyiverdiler.
“Peki, başka hangi havaliye gidilir” soruma “hiçbir yere değil” deyiverdiler.
Eh hızlı gelmiştik ama gideceğim yerlere hayli saatler sonra gidile bilinecek işlemden ne anladım deyip hayıflandım” diyordu.
Bendenizde merak edip gördüm ki doğru idi neyin nesi de saklanır gibi görünmeyecek yere durak yapılmıştı. Bunu düzenleyenlerde Zafer’deki akıl almaz kimseye faydası olmaz yer saati ile Hükümet yanındaki sahada sözde işaretleme vb. havuzu(!) diye yapanların düşüncesi mi? Diye düşündüm.
Bir düşüncem daha oldu. Bu memlekete yalnız YHT’le mi gelenler insan ve baş üstünde yerleri vardı.
Akşama kadar diğer dört beş defa gelen trenlerle gelen yolcular onurlu insan mı değildi ki onlar için hiç otobüs yoktu gar önünde? İnsaf ki insaf…
Biz belediye hizmeti mi yapıyoruz? Yoksa keyfi düşünceler serdedip milletin parasını hele hele mübarek günlerde zil zurna çaldırıp göbek attırırken sanatkâr kisvesi altında gösterilenlere trilyonları çarçur etme ile mi vazifelendirdik? Anlaşılır gibi değil.
Elbette. Hamala urganın hesabı sorusu sorulunca dünya nimetinden vazgeçişe de benzemiyor bu hareketler zahir.
***
Bendeniz de defalarca yazmakla kalmayıp ilgili Daire başkanlığı ile de fikir teatisinde bulunmuştum ama herhalde bir kulaktan girip diğerinden çıkmış ola ki netice de değişiklik olmayan şehir otobüsleri için okuyuculardan sayın Sadi beyefendi de yakınmakta idi
“Diğer şehirler merkeziyetçiliği çoktan bırakmış iken Konya yıllardır belli merkez otobüs kalkış varış yerlerinde neye ısrar eder anlaşılır gibi değil
Keza Konya’nın büyük alış veriş sitelerinden olan Kule Sitesi’ne herhangi bir yerden gelebilmek için üç vasıta + tabanvay ilavesi ile ulaşabilen bu memleketin insanlarına bu eziyet neye…” mealinde uzun uzunca olan mailin de belirtiyordu..
Okuyucu yerden göğe kadar haklı değil mi?
Düşününüz bir.
Merkez olan Meram otobüs kalkış durağından kalkan otobüslerle. Çevre yollarına, Karaman Cad. Sedirler, Araplar, Binkonutlar vb. semtlerine gidebilme imkânınızın yokluğu bir tarafa.
Hiçbir hastaneye hatta Büyükşehir ve ilçe belediye binaları, vergi daireleri gibi önemli yerlere gidebilir misiniz?
Mutlaka uzak noktalardan iki veya üç otobüse binmekle ve zaman kaybetmekle hallederken tabanvayınızı asla unutmayınız!
Bu merkeziyetçiliğin kaldırıldığını 1961’de Bursa’da gördüm her dış semtte otobüs noktalarından her yere gidebiliyordunuz. Keza Antalya’da da 2000 yılında karşılaşmış her yere turlu şekilde giden otobüsler size hizmet veriyordu. Halen daha da çoğaltmışlar modern otobüslerle
Onlar nasıl yapıyor? Sık sık beş yıldızlı Antalya havalisi otellerde Konya Belediye mensupları ile işlerine gelen basın mensuplarını aileleri ile öğrenim toplantıları için devletin kesesinden harcarken birde ora şehir otobüsler hatta minibüslerine binseler de gezip öğrenseler ne olur ki?
Bakınız bir şey daha
Bazı şehirlerde ikinci otobüse binişte bedel alınmıyor. Buna İstanbul’da aktarma ismi altında 1947’de tanık olmuştum. Konya’da 2002’de idi galiba %75’i alınıyordu oda kalktı. Antalya’da kaç yaşında olursa olsun emekli ve eşine, öğrenciye, öğretmene indirim. 65 yaşından yukarı olanlara ise gerek otobüs gerek minibüsler bedava servis yapıyor. Yazarlara ise keza bedava.
Konya’da köşe yazarlarının S. sigortalı olup prim ödemesi şart koşulmakta! Yaşlı ve emekli olanlar için Garip ve garabet bir düşünce!
Hani yerel seçim başında 65 yaş yukarısı olanlara bedava servis sözü! hangi damakta yutkunurken kalıverdi acaba?
Tutturmuşuz “Dünya Şehri Konya” serlevhalarını gözler illaki görsün diye her yere koca koca yazmaktayız.
Eeee. Bu şehir dünyanın dışında idi de şimdi mi geldi sayenizde acaba? Bütün şehirler dünyanın üstünde değil de havada mı?
Ya şu neye göre değerlendirme yaptığını tam saptayamadığımız kuruluşların Konya’yı “yaşanılacak şehir” içine sıralamayıp ismini bile en aşağıya yazmazken
Hangi Beledî işlemimizle övünmekteyiz ki?
Geçenlerde, hakikaten şehir için hayli çalışan Başkanımız Sayın Akyürek’le sohbet ederken şöyle demiştim.
“Şehircilik üzerinde fevkaladesiniz tebrik ederim.
Ama beledî hizmetlerde eksiklikler var”
Elbet her işe başkanlar değil ekipler koşar ileri adım atarlar.
Ekip adım atamazsa başkanlar ne yapsın?
***
Sağlık ve esenlik içinde sevdiklerinizle yaşam dileğimle…