Yetkin'in "Bahçeli, Erdoğan’dan çok şey mi istiyor?" başlığıyla yayımlanan yazısının bir kısmı şöyle:
Bahçeli partisi bir ölçüde dağılmış, İYİ Parti'ye kan kaybetmiş ve artık yüzde 10’u bulup Meclis’e girmeme sınırına gelmişken AK Parti’den acaba çok şey mi istiyor?
Seçim ittifakı anayasaya göre mümkün olsa sorun olmayacak. AK Parti-MHP ittifakı ile hem Mart 2019’daki belediye seçimlerinde –özellikle “Hayır” demiş büyük şehirlerde sonuç alabilir, hem Kasım’daki Cumhurbaşkanlığı seçiminde belki de daha ilk turda Erdoğan’a yüzde 50 artı 1 oyu garantileyip yeniden seçilmesini sağlayabilirler. Üstelik aynı gün yapılacak Meclis seçimlerinde MHP’liler de yüzde 10 endişesi olmadan milletvekili sıralarını doldurabilirler.
Ya da Erdoğan, Bahçeli’nin yıllarca direndikten sonra İYİ Parti sonrasında talep etmeye başladığı yüzde 10 barajını düşürmeye razı olsa, yine sorun kalmayacak MHP bakımından. Ama o zaman da HDP sorunu çıkacak, belki Saadet sorunu çıkacak; Erdoğan yeni sorun istemiyor.
Geriye Bahçeli dâhil MHP’lilerin 1993’te yapıldığı üzere, AK Parti listesinden seçime girip, tıpkı zamanında DEP’lilerin SHP’ ile yaptığı gibi milletvekili seçilip sonra MHP olarak ayrılma formülü kalıyor. Üstelik AK Parti’nin de buna açık bir itirazı görünmüyor.
Ama bu durumda MHP’nin aldığı oy belli olmayacak. Bunun ne önemi var diyecek olursanız, dün Bahçeli’nin basın toplantısında söylediklerini bir daha değerlendirmenizi öneririm. Hazine yardımı yalnızca seçime girip yüzde 7 almış siyasi partilere veriliyor. Başkaları gibi yapıp “dükkânı çevirmek” gibi bir deyim kullanmayalım ama partiyi ayakta tutmak için önemi var Türkiye koşullarında.
O nedenle Bahçeli’nin dünkü çığlığını iyi okumak lazım. İşin seçmen iradesi, Bahçeli’nin 2015’te Erdoğan’ı başkan yaptırmamak üzere oy istemesini filan hesaba katmadan soruyorum: Bu kadar destek ve fedakârlıktan sonra Bahçeli, Erdoğan’dan çok şey mi istiyor?