Mardin Valisi Mustafa Taşkesen, Kobani olayları sırasında il genelinde yerli ya da yabancı hiçbir turistin burnunun dahi kanamadığına dikkati çekerek, yerli ya da yabancı turistlerin tedirginlik ya da endişe yaşamadan gezmeye gelebileceğini söyledi.
Mardin’de turizmin yeniden canlanması niçin kolları sıvayan Vali Mustafa Taşkesen, ilçeleri tek tek gezmeye başladı.
Mardin ve ilçelerini kapsayan bölgesel kalkınma ve sürdürülebilir turizm alanında yapılacak çalışmalarla ilgili yol haritasının belirlenmesi ve güncel konularla ilgili görüş alışverişinde bulunmak için ilçeleri ziyaret eden Vali Taşkesen, Mardin ve ilçelerinde meydana gelen olayların geçici olduğunu ve dolayısı ile olayların turizme olan etkisinin de geçici olacağını belirtti. Farklı kültür ve dinlerin bir arada yaşadığı Mardin'de binlerce yıldır farklı din ve dillerin barış içinde yaşadığını ifade eden Vali Taşkesen, Mardin’in birçok kültürü, dini, dili bağrında yaşatan hoşgörü şehri olduğunu söyledi.
Gerek Mardin dışındaki vatandaşların gerekse yurt dışından gelecek olanların herhangi bir tedirginlik, herhangi bir endişe taşımadan Mardin'e gelmelerinin mahsuru bulunmadığını ifade eden Taşkesen, "Hiçbir yerli yabancı turistin endişelenmesine gerek yok. Bu olaylarda hiçbir turistin burnu bile kanamadı. Mardin’deki bu sükunet ve huzur ortamı var. Mardin hem turizm de hem de sanayide bölgenin en gelişen iller arasına girdi. Mardin, turistlerin rahatlıkla gelip gezebileceği bir ilimiz. Bu konuda yerli-yabancı turistlerin içi rahat olsun. İnsanlar buraya, inanç turizmi için geliyor. Yavaş yavaş turizmin buraya hayat vereceği çok net şekilde anlaşılıyor. Kentin turizm sektörü ve sanayi sektörü ile kalkınması için Valilik olarak destek veriyoruz. Mardin rahatlıkla gelinebilir bir şehirdir. Huzur ve güvenli bir kenttir.” dedi.
"MARDİN’DEKİ KÜLTÜR, KAYNAŞMA VE DAYANIŞMA HER ZAMAN MARDİN KODLARINDA MEVCUTTUR"
Mardin Anadolu'nun derin tarihinde birlik, beraberliği ve farklı kültürleri bir arada yaşamanın hazzını yaşadığını vurgulayan Vali Taşkesen,” Bu zenginliği bu gerçeği yaşamak ve yaşatmak için hepimize büyük görevler düşüyor. Mardin’deki kültür, kaynaşma ve dayanışma her zaman Mardin kodlarında mevcuttur. Süryanilerin Arapların Ermenilerin, Yahudilerin, Türklerin bir arada yaşadığı farklı dillerin, kültürlerin beraber yaşadığı örnek bir kenttir. Mardin’de ki bu ortam hem bölgemize hem de dünyaya örnek olmaktadır.”
"TOPLUMSAL FARKLILIKLAR BİR SORUN OLARAK DEĞİL AKSİNE ZENGİNLİK UNSURUDUR"
Mardin'de farklı dinler, diller, etnik gruplar bu kentin zenginliği kabul edilmiş değerler olarak tarihte yerini aldığına dikkat çeken Taşkesen, şöyle konuştu, "Mardin’de insanlar yalnızca inançları gereği ibadethaneleri ve mezarlarını ayrı tutmuştur. Bunun dışında aynı mahallede iç içe kardeşçe yaşamış, aynı çarşıda çalışarak ekmeğini kazanmış, aynı taziyelerde yan yana üzüntülerini, aynı düğünlerde sevinçlerini paylaşmışlardır. Birbirlerinin bayramlarını aynı içtenlikle kutlamışlardır. Neredeyse cami sayısı kadar kilisenin de bulunduğu şehirde ezan sesleri çan seslerine karışmıştır. Şehirde Türkçe, Arapça, Kürtçe ve Süryanice olmak üzere dört farklı dil konuşulmasına rağmen, bireyler arasında bu bir engel teşkil etmemekte, kolaylıkla iletişim kurulmaktadır. Kültürel değerlerimizin, geçmişte bırakılmayarak karşılıklı hoşgörü ile günümüze kadar harmanlanarak yaşatılması bizler için mutluluk vericidir. Birlikte yaşama kültürü kapsamında bireysel ve toplumsal farklılıklar bir sorun olarak değil aksine zenginlik unsuru olarak algılanmasında, dünyaya Mardin güzel bir örnek teşkil etmektedir.” diye konuştu
CİHAN