27 Aralık’ta Gebze’de teknoloji üssümüz Bilişim vâdisinde ülke olarak milli gurûrumuz yerli otomobilimizin hem de elektrikli olarak tanıtım töreni yapıldı. Cumhurbaşkanımızın isteği ve desteği üzere Türkiye Otomobil Girişim Gurubu tarafından ülkemizin tam 60 yıldır rüyâsı olan son teknoloji kullanılarak elektrikli tamâmen kendi tasarımlarımızla yerli ve milli, devrin otomobili ortaya kondu. Bu her Türk vatandaşı için gurur verici, onur duyucu bir hâdise. Çok sevindik, mutlu olduk. Emeği geçen herkesi tebrik ediyor, başarılarının artarak devam etmesini temenni ediyoruz.
Hakikiaten ülkemizin kendi markasıyla, kendi teknolojisiyle belirli bir plan ve program dâhilinde kendi otomobilini üretecek seviyeye gelmesi bizleri gelecek adına çok heyecanlandırdı. Aracın şimdilik prototipi gösterildi ve oldukça beğeni ve sipariş aldı. Araç bizzat üretime geçtiğinde ileri teknoloji ve temiz enerji öncelikli olması yerli otomuzun en mükemmel tarafı. Yanı sıra görsel ve müşteri memnuniyetini karşılayabilecek yeterlilikte hatta pek çok özellikleriyle dünya markası bir ürün olma potansiyeline sâhip. Bir nevi lokomotif sektörü olan otomotiv alanında ülkeyi gelişmişliğe taşıyacak olan milli ve yerli otomobilimiz diğer sahalara da sıçrayarak memleketimizin gelişme hamlesine seviye atlatabilecek.
Biz milli gurûrumuz olan bu husustaki gayretli ve fedâkar çalışmaları takdir ederken milli olmayan karşı cephe yine ‘istemezük’ siyâsetini güdüyor. Üçüncü köprü, İstanbul Havalimanı, Marmaray, Avrasya Tüneli, İzmir Otobanına da ‘istemüz’ yapılmasın dediler. Yerli otomobile de ayni tavrı sergilediler. Şimdi de ‘Kanal İstanbu’a ‘istemezük’ diyorlar. Artık onlarda devlet tarafından halk adına ne kadar hayırlı hizmet varsa anlamadan, anlamaya çalışmadan derhal karşı çıkma ve itibarsızlaştırma yapmayı âdet hâline getirmişler. Üzücü hakikaten içimiz yaralanıyor. Ne olur bir kere de anlamaya çalışın. Bu ülke adın büyük bir gururdur. Karşı çıkma gerekçeleri de yok. Tutarlı, geçerli, saygın bir görüş ortaya koyamıyorlar. Sâdece karşı olsunlar bu onlara yetiyor. Bu ne basit bir siyâset!
Memleketin kalkınması, milli birlik ve berâberliği adına alın teri, emek, fedâkarlık dökerek ülke içi ve ülke dışı bizi şaha kaldıracak projeler üretiliyor, ülkeyi kalkındıracak, dünyâ sahâsında parmak ısırtacak hamleler yapılıyor sen kalkacaksın ‘hayır istemiyorum yapma’ diye boş boş elle tutulur bir gerekçe sunmadan hep itiraz edeceksin. Ülkenin İHA ve SİHA ‘larını görmezden geleceksin, elektrikli traktörü ve yerli otomobili ‘istemzük’ diyeceksin hem kendin bir proje üretemeyeceksin. Bu nedir ya? Yazıklar olsun!
Bunlar bizim milli ortak sevincimiz olmalı hangi yandan hangi görüşten olursak olalım. Ne zaman bu memlekete yapılan güzelliklere sevineceksiniz? Halk için inşa edilen hastanelere dahi ne lüzum var diyen bir güruh bunlar. İstanbul’a 1.köprü inşa edilirken Mimarlar Odası; ‘Boğaziçi Köprüsü, Türkiye ve İstanbul’un başına bir felâkettir. Çevre yolu ve asma köprü fantastik ve politik tasavvurlardır.’ Bugüne kadar Boğaziçi köprüsünün bir felâket oluşturmadığı aksine İstanbul’u pek çok açıdan rahatlattığını cümle âlem biliyor. Şimdi de ‘Kanal İstanbul’ için benzet şeyler söylüyorlar. Adamlar tam 8 senedir bu konuda her türlü her çeşit araştırmayı binlerce yetkili kişilerle yaparak yola çıkıyor en ufacık olumsuzluğun hesâbını yaparak bu işe girişiyorlar. Yâbiri câizse ‘bodoslama’ gitmiyorlar. Araştırıyorlar, sahada deliler gibi çalışıyorlar sonra yapıyorlar. Biraz insaflı olmak gerek.
Eski Cumhuriyet Gazetesi Başyazarı Boğaziçi köprüsü için; ‘Lüks ve gösterişten başka bir şey değil. Biz bu köprüyle ne övünebiliriz ne de çocuklarımız. Bu boğazın iki yakasında evleri olan zenginlere tüketim malları taşımaktan başka bir işe yaramaz.’ Deniyordu. Ne kadar gülünç ve komik değil mi? Ve bunu söyleyen de o zamanın profesörü… Varın gerisini siz düşünün. Bunların sözüne ne kadar itimat edilir. Şimdiler de benzer acâip fikirler ‘kanal İstanbul’ için de söyleniyor. Gene o dönem de başka bir prof. ‘Köprü yapacağınıza birkaç araba vapuru yapın’ diyor. Ağlanacak hâlimize gülesimiz geliyor doğrusu…
Yerli ve milli devrin elektrikli arabasının prototipi gösterime sunuldu. Hani fabrikası nerede? Diyorlar. Yahu elbette bu işin planı ve programı böyledir önceden prototipini yapar, tasarlarsın sonra üterimi için gerekenler yapılır nitekim bu konudaki bütün alt yapı hazır. Bu adamlar her konuyu –eğitim konusu- hâriç enine-boyuna düşünerek en ince ayrıntısına kadar hesap edip öyle halkın karşına çıkıyorlar. İğneden ipliğe her husûsun hesâbı kitâbı yapılıyor.
Boşuna her yeniliği baltalamaya çalışmayın. Biliniz ki konuştukça batıyorsunuz. Güneş balçıkla sıvanmaz.