'Yerli tohum üretimini artırmak zorundayız'

Türkiye’nin yerli ve milli tohum üretimini artırması gerektiğini belirten Prof. Dr. Ercan Ceyhan, “Pandemi sürecinde tarımın önemi daha çok anlaşıldı. Tohumda dışa bağımlılığın azalması için yerli tohum üretimini teşvik etmeliyiz” dedi

Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Tahıllar ve Yemeklik Baklagiller Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ercan Ceyhan, Covid-19 salgınıyla birlikte dünyada büyük çapta ekonomik sorunlar ortaya çıktığını ve tarımın en çok etkilenen sektörlerden biri olduğunu belirterek, bu süreçte tarımın öneminin daha iyi anlaşıldığını söyledi. Prof. Dr. Ceyhan, bu süreçte gıda arz-talep dengesinin bozulmasından kaynaklı besin bulmada zorluklar yaşandığını da kaydetti. Ceyhan, alınan sert tedbirler nedeniyle üretim zincirinin bozularak çiftçi gelirlerinde düşüşler yaşandığını anlattı. Ortaya çıkan bu salgınla birlikte tüm gelişmiş ülkelerin tarıma devasa yatırımlar yaptığını ifade eden Ceyhan, tarımın insan hayatı ve ülke ekonomisi için vazgeçilmez olduğunu söyledi. Prof. Dr. Ceyhan, çiftçi çocuğu olmanın da verdiği avantajla üretim aşamasının her basamağına hâkim olduğunu, bunun yanında ıslahın iyi bilinmesi durumunda farklı bitkilerle de çalışma imkânının artacağını ifade etti. Ceyhan, çiftçilerin isteklerini karşılamak amacıyla yemeklik baklagiller haricindeki mısır, pamuk ve buğday gibi bitkileri de ıslah ederek ürün yelpazesini genişlettiğini anlattı.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ’NİN ALT YAPISI ÇOK ELVERİŞLİ

Ceyhan, KOP, Selçuk Üniversitesi BAP (bilimsel araştırma projeleri) koordinatörlüğü ve Tarım ve Orman bakanlığından almış olduğu desteklerle kurduğu seranın tam kontrollü olduğunu belirtti. Yeni kurulacak olan ve mevcut seradaki tam kontrollü sistemi anlatan Ceyhan, her iki seranın da -250C ile + 400C arasında sıcaklık ayarını kontrol edebilme şansının ve her türlü testi yapabilme imkânının olduğunu ifade etti. Ceyhan, klasik ıslah yöntemleriyle 15 yıl gibi uzun bir sürede geliştirdikleri çeşitleri, kurdukları tam kontrollü seralar sayesinde 3-5 yıla indirdiklerini, klasik ıslah yılı içerisinde en az 3 çeşit geliştirebileceklerini söyledi. Bir yıl içerisinde bitki çeşidine göre değişmekle birlikte 2-3 jenerasyon atlatabildiklerini belirten Ceyhan, bu uygulamayla daha fazla çeşit geliştirdiklerini de dile getirdi. Çiftçiye istediği özelliğe sahip tohumluk üretebilme fırsatı sunan seraların Selçuk Üniversitesinin alt yapısını sağlamlaştırdığını anlatan Prof. Dr. Ceyhan, “Hem klasik ıslah hem de yeni ıslah yöntemleri uygulayarak dünyada ne yapılıyorsa bizde aynı teknikleri uygulayabiliyoruz” dedi. Ceyhan özellikle Türkiye’de bitki ıslah enstitülerinin kurulması gerektiğini Selçuk Üniversitesinin alt yapısının buna müsait olduğunu anlattı. Biyoteknolojik yöntemler, marker seleksiyonu ve gen aktarımı konusundaki sıkıntıları belirten Prof. Dr. Ceyhan, bu sorunların giderilmesi halinde Türkiye’de rahatlıkla her tohumun yetiştirilebileceğini söyledi.

ISLAH ZORDUR VE SABIR GEREKTİRİR

Ceyhan, kaliteli, verimli, dayanıklı ve bitkinin eksik yönlerinin tamamlanarak istenen özellikte bir tohum elde edebilmenin yolunun bitki ıslahından geçtiğini vurguladı. Islahı anlamanın ülkenin ekonomik sorunlarını ve çiftçileri anlamak olduğunu söyleyen Ceyhan, ıslahın hem ıslah yapanı hem de ülkeyi ihya edeceğini ifade etti. Ceyhan, ülke ekonomisinin sağlam temeller üzerine inşası için tohuma ve ıslaha önem vermemiz gerektiğini belirtti. Ceyhan, çeşit elde ederken birçok zorlukla karşılaştığını bunlara tahammül eder çalışmaya devam edersen, mükâfatının ve mutluluğunun büyük olacağını söyledi. Selçuk Üniversitesi’nde kurmuş olduğu tohumluk laboratuvarı ve seraların, ıslah yapmak isteyen gençlere açık olduğunu ifade eden Ceyhan, gençlere her zaman kapılarının açık olduğunun altını çizdi. Yeni teknolojilerle, yeni inovasyonlar yapma isteği ve heyecanıyla bu zorlukları tolere edebileceklerine işaret eden Ceyhan, kendi döneminde doktora yaptığı yıllarda ıslahta çeşit geliştirmek için teknolojinin bu kadar gelişmediği halde yeni çeşitler çıkardığını belirtti.

ATA TOHUMLARI KORUMA ALTINA ALINMALI

Ülkemizde ata tohumlarının üretilmesine önemine vurgu yapan Prof. Dr. Ceyhan, “Bu tohumlukların verimliliklerinin düşük, maliyetinin yüksek olmasından dolayı çiftçilere önemiyoruz. Üniversitelerin çalışmalarıyla ürettikleri tohumluklar kaliteli ve yüksek verimli tohumlar. Ata tohumları düşük verim ve yüksek fiyatının diğer tohumlarla aynı seviyeye gelmesi halinde rahatlıkla üretilip tüketilebilir. Devletimiz ata tohumlarını koruma ve üretme kanunu çıkararak yerinde bir uygulama yapıyor” diye konuştu.

TOHUMLAR İNSANLARI KISIRLAŞTIRMAZ

“Tohumların insanlar üzerinde kısırlık yaptığına dair söylentilerin hepsi uydurulmuş bir şehir efsanedir. Lütfen bunu GDO’lu (Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar) tohumlarla karıştırmayalım” diyen Prof. Dr. Ercan Ceyhan, şunları söyledi: “Devlet GDO’lu ürünlerin yetiştirilmesini yasakladı. F2 tohumluklarında kısırlık olduğu için değil genetik açılmalar olacağı, üniform çeşitler elde edilemeyeceği için tercih edilmediği açıklandı. Verimde değişkenlik gösteren bu tohumların homojen olmamasından kaynaklı çiftçilerin pazar bulamayacağı belirtiliyor. Hibrit tohumların hiçbir zararı yok aksine çok verimli.” Ceyhan, insanların oluşturduğu Türkiye İsrail’e bağımlı, tohumluk satın alıyor algısının değişmesi gerektiğini, bunların devletlerarası politikalar olduğunu belirtti. Ceyhan, sadece İsrail’den değil birçok ülkeden tohum alındığını ve Türkiye’nin de diğer ülkelere tohum ihraç ettiğini, Türkiye’de yeterince verim artışı gözlenemeyen tohumların yerine ikame edebilecek verimli tohumlar ithal edilerek ülkenin ihtiyaçlarını karşılandığını da sözlerine ekledi.

İBRAHİM BÜYÜKEKEN

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri