Türkiye’de güzel gelişmeler oluyor. Biri de yerli otomobil projesidir. Bu projenin uygulanabilmesi için kollar sıvandı ve imzalar atıldı. “Beş babayiğit” devletin desteğiyle 2021 yılında üretime geçecek. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, yerli otomobil projesini yapmaya talip beş şirketi açıkladı. Beş büyük şirketin patronları, oluşturulan ‘konsorsiyom’un sözleşmesini canlı yayında Erdoğan’la birlikte imzaladı. İşte şirketler: Anadolu Grubu, BMC, Kıraça Holding, Vestel ve Turkcell. Proje kapsamında devletin teşvik vereceği şirketler ortak girişim grubu kuracak. 2019’da ilk otomobil prototipi üretilecek. Hedef 2021’de otomobillerin trafiğe çıkmasıdır.
Bu girişim güzel bir girişim, inşallah muvaffak olurlar. Türkiye’nin ayağa kalkmasında ve sanayideki tabuların yıkılmasında büyük payları olur. Bunu niçin söyledim? Türkiye üretemez, tüketir. Türkiye devlerle rekabet edemez, montaj sanayi ile yetinmesi gerekir. Garp kafası araba yapar, şark kafası yapamaz anlayışı hâkim. Nitekim bu gerçeği 1960 ihtilalinin başı eski Genel Kurmay Başkanı ve Devlet Başkanı Cemal Gürsel şöyle dile getirdi: “Garp kafasıyla araba yaptık, şark kafasıyla benzin koymayı unuttuk.”
“Devrim Arabaları” filmini izlemiştim. Bu filimde verilmek istenen mesaj şudur: 1960 ihtilalini gerçekleştiren zihniyet, gayrimeşru müdahalelerini meşrulaştırmak, Adnan Menderes ve arkadaşlarının darağacında sallandırılmaları için halkın dikkatini başka yere çevirmek ve istediklerini yapabilmektir.
“Herkes yapıyor, biz niye yapamıyoruz?” diyerek yüzde yüz yerli otomobil üretme girişiminde bulunarak, gecelerini gündüzlerine katarak sadece yüz otuz günde iki adet otomobil yaptılar, adına da devrim dediler. Otomobiller Ankara'ya getirildi. Meclis'in önünde, halkın huzurunda Devlet Başkanı Cemal Gürsel Devrim’lerden birine bindi. Yüz metre kadar ancak gidebildi. Otomobilin benzini bitmişti. Halkın ve dünyanın gözü önünde proje fiyaskoyla sonuçlandı. Bunun üzerine şöyle dedi: “Garp kafasıyla araba yaptık, şark kafasıyla benzin koymayı unuttuk.”
“Beş babayiğit, devletin desteğiyle 2021 yılında üretime geçebilmesi için Garp kafası üretir, şark kafası tüketir anlayışından sıyrılmalı aksi halde bu proje fiyaskoyla sonuçlanabilir. Nitekim bu kafaya sahip olan CHP milletvekili Tahsin Tarhan, Türkiye’nin dev markalarıyla yarışamayacağını projenin başarısızlıkla sonuçlanacağını söyledi.
1978 yılında İstanbul Tuzla Piyade Okulu’nda askeri öğrenci iken albayımız tank dersi verirken bize şöyle dedi: Evlatlarım, şu gördüğünüz tankı biz üretemiyoruz. Her bir parçasını bir NATO ülkesi üretiyor, biz de montajını yapıyoruz, yarın bir harp olsa ilgili ülkeler bu tankın parçalarını vermedikleri takdirde bu tankı çalıştıramayız, yolda kalırız.
Türkiye son yıllarda tankını, tüfeğini, uçağını kendi imkânlarıyla yapmaya çalışması sanayide değil kafada büyük bir devrimdir. Söz konusu proje de hayata geçirilirse kafada büyük bir zihniyet değişimi gerçekleşecektir. Şark kafası üretir, garp kafası tüketir zihniyeti yerleşmiş olacaktır. Çünkü İngilizlerin, Uzak Doğu’yu sömürerek maliyesi düzelince Osmanlı’nın maliyesi bozulmuştur, halen devam etmektedir. Bu proje hayata geçince İngilizlerin maliyesi bozulacak, Türkiye’nin maliyesi düzelecektir. Almanların bu projeye karşı çıkmasının sebebi budur.
Unutmayın ki bu projenin akamete uğraması için içerden ve dışarıdan büyük oyunlar devreye sokulacaktır. Beş babayiğit ve bunlara öncülük yapan devlet istikametten ayrılmazlarsa bu proje hayata geçebilir.
Rahmetli Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın, ağır sanayi hamlesi ve Pancar Gümüş Motor Projesi’nin akamete uğratılması için iç ve dış güçler ellerinden geleni yaptılar. Erbakan Hoca, istikametten ayrılmadığı için İstanbul’da Pancar Gümüş Motor Fabrikası, Konya’da TÜMOSAN Motor ve Traktör Fabrikası kuruldu. Bu fabrikaların üretime katkılarını kim inkâr edebilir?
Hülasa beş babayiğidin, başarılı olmasının manası, İngiliz’in maliyesinin bozulması Türkiye’nin maliyesinin düzelmesidir. Garp kafası üretir, Şark kafası tüketir anlayışının emperyalist bir anlayış olduğunun ortaya çıkmasıdır. Hoşça kalın.