Yerel Yönetimler Kent Konseyleriyle Çalışabilmeli

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Adana İl Koordinasyon Kurulu tarafından Bilgi ve Toplum Merkezli Kent Konseyleri konulu panel düzenledi.Adana Eczacı Odası’nda moderatörlüğünü İMO Adana Şube Başkanı Nazım Biçer’in yaptığı...

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Adana İl Koordinasyon Kurulu tarafından Bilgi ve Toplum Merkezli Kent Konseyleri konulu panel düzenledi.

Adana Eczacı Odası’nda moderatörlüğünü İMO Adana Şube Başkanı Nazım Biçer’in yaptığı panelde, konuşan Çukurova Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğretim Üyesi Prof. Dr. Mahir Fisunoğlu, kent konseylerinin hiç bir yaptırım gücünün bulunmadığı, bu nedenle de bilimsel yöntemleri getirmenin çok zor olduğuna ifade etti.

Türkiye’deki kentleşmenin Batı Avrupa’daki kentleşmeden farklı bir süreç işlediğine dikkat çeken Fisunoğlu, şunları söyledi: “Türkiye’de 15 kentin nüfusu bir milyonun üzerinde. Bu kentlerde 35 milyon nüfus yaşıyor. Türkiye bir taraftan çok hızlı kentleşti, diğer taraftan belli bir iktisadi büyüme de gösterdi. Ortalama eğitim 3.5 yıl yani ilkokuldan terkti. Şimdi 8 yıllık eğitime geldik ortalamada. 3.5 milyon okuryazar olmayan bir nüfus var. Gelir artıyor, eğitim artıyor istekleri talepleri çeşitleniyor.” Siyasetin bu talebi nasıl karşılıyor sorusuna karşılık, siyasi kimliği olan yöneticilerin de belirli süreler için seçildikleri için kısa dönemli hizmeti düşündüğünü ifade eden Prof. Dr. Fisünolu, “Herkesin ufku 4-5 yıl. Bir diğer sorun da kent yönetimlerinde gördüğümüz sınıfsal yapı. Belediyeleri incelediğimizde kent elitlerinden çıktığını görüyoruz. Bunun en güzel göstergesi meclis üyeleridir. Kentleri belirli elit gruplar yönetiyor. Kentin gelişmesi de elit gruplara yarıyor. Belediyecilikte belli kavramlar ortaya çıkıyor. Kent rantları özellikle inşaatlarda görülüyor. Bu konuda ciddi tartışma var. Bu tamamıyla siyasi bir süreç olarak görülüyor. Burada siyasal iktidarlar değişse de, değişmeyen bir durum kamusal alanların genişletilmesi, saydamcılık, yaşanabilir ve sürdürebilir kent anlayışı.” diye konuştu.

Kent konseylerinin özelliğinin kenti yöneten siyasalın tam karşısında bir denge olarak bulunması olduğunu belirten Fisunoğlu, “Siyasi iktidarı denetleyen ve ona yön vermeye çalışan bir yapı olması lazım. Hâlbuki kentin dinamikleri sivil toplum kuruluşları, meslek kuruluşları gibi unsurlar. Uzun süreli yapıya ihtiyaç var. Kent konseyleri böyle bir amaçtan çıktı. Avrupa’da oturmuş yapılar var. Bizim gibi kent konseyleri ile yeni tanışan gelişmekte olan ülkelerin durumu ortada. Elimizde bir kent konseyi kanunu var. Fakat kent konseylerinin yaptırımı yok. Yani iktidar olamamış bir yapıyla karşı karşıya. Hiç bir yaptırımları yok. Çözüm geliştirme konusunda çok fazla mesafe aldığımızı söyleyemeyiz. Müzakereci demokrasi dediğimiz demokrasiyi kullanabilmek yönünde de çok fazla şansımızın olmadığını görüyoruz. Toplumun kent konseyine sahip çıkması da sınırlı. Toplum, halk şunu görmek ister, kent konseyi bir takım projeler geliştirdi, bu projeler hayata geçirilebildi mi, bundan yararlanmaya başladı mı buna bakar? Sonuç görmek ister. Yerel yöneticiler, rol çaldırmak istemiyorlar. Kent konseylerinin bunu yerine getirmesini istemiyorlar. Bu alanda yeni gelişiyoruz. Nasıl bir kent konseyi uygulayalım ki kentleri yaşanabilir hale getirelim, öncelikle bunu düşünebilmeliyiz, uygulayabilmeliyiz. Toplumla bilimi bir yerde buluşturalım. Bu çok zor bir şey. Yerel yönetimlere rağmen, fakat yerel yönetimlerle çalışabileceğimiz bir kültür oluşturabilmeliyiz. Bu sorunu kısa sürede değil, uzun vadede çözebiliriz.”

YASAL ZORUNLULUK HALİNE GETİRİLDİ

Mersin Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. S. Ulaş Bayraktar Mezitli Belediyesi'nde Kent Konseyi Başkanlığı yaptığını, elini taşın altına koymuş biri olarak öncelikle kent konseylerini ve karşılaşılan zorlukları ve bu zorlukları atlatmanın yollarını anlattı. Bayraktar, kent konseylerinin ilk oluşum dönemlerinde özellikle depremlerde çok başarılı hizmetler yaptığını, sonradan Kent Konseylerinin yasal zorunluluk hale geldiğine dikkat çekti.

KENT KONSEYİ NASIL OLMALI?

Adana İl Koordinasyon Kurulu Temsilcisi İnşaat Mühendisi Berdan Dinçyürek, Adana’nın büyüyen ve çözüm bekleyen sorunları bulunduğunu belirterek şöyle konuştu: “Adana sosyal ve siyasi yaşamda, ekonomide, sanayide, tarımda, işsizlik oranında kent planlamasında, kentsel dönüşümde, ulaşım ve alt yapıda hep geriye gitmiş durumdadır. Öyle ki, yaşanabilir kentler sıralamasında 50. sıralara kadar gerilemiştir. Bu karamsar tablonun sorumlusu siyasi iktidarlar olduğu kadar Adana’nın yerel yöneticilerinin ve kentte söz sahibi olanların da sorumluluğu bulunmaktadır.” Yerel yönetimlerin güçlenmediği demokrasi kültürünüm içselleştirilmediği bir ortamda bu sorunları çözmenin imkânının olmadığına dikkat çeken Dinçyürük, “Kent konseyleri yerel yönetimlerin güçlenmesinde, demokratik yönetim anlayışının yaygınlaşmasında önemli bir yer tutmaktadır. Bürokratik bir kent konseyi yerine bilgi ve toplum merkezli etkin bir kent konseyi nasıl olmalıdır? Sorusuna cevap aramaktayız.” ifadelerini kullandı.

CİHAN

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yerel Haberleri