BAŞLARKEN
Avrupa Birliği ülkelerinin yerelden kalkınmasını sağlamak üzere kurulan ve Türkiye’de ilk örneklerine 2006 yılında rastlanan kalkınma ajanslarından bir tanesi de Konya ve Karaman illerini kapsayacak şekilde geçtiğimiz aylarda kuruldu. Kalkınma Ajansı’nın Kalkınma Kurulu Başkanlığı’na seçilen Kontv Genel Yayın Yönetmeni Nurettin Bay’a kalkınma ajanslarının işlevleri, kalkınmaya yönelik yatırım faaliyetleri ve işleyişi konusunda sorular yönelttik.
ROPÖRTAJ: RASİM ATALAY
*Kısa bir süre önce kurulan Mevlana Kalkınma Ajansı’nın Kalkınma Kurulu Başkanlığına seçildiniz. Genel olarak bu ajansların kuruluş sürecini açıklayabilir misiniz?
-Türkiye’de çok yeni olan kalkınma ajansları, Avrupa’da 2. Dünya Savaşı’ndan sonra bölgesel dengesizlikleri minimuma indirmek için kurulmuştur. Bölgesel kalkınmayı hedefleyen bu ajanslar daha sonra 1990’lı yıllarda Avrupa Birliği üyesi olan Doğu Blok’u ülkelerinde de kurulmuştur. Zaten ajanslar AB müktesebatının bir gereğidir.
Kalkınma ajansları Türkiye’de ise ilk olarak 2006 yılında İzmir Kalkınma Ajansı ile Mersin ve Adana illerini kapsayan Çukurova Kalkınma Ajansı’dır. Onlar teşkilatlanma süreçlerini tamamladılar. Bu yıl hibe açılımını da sağladılar. Şu an hibe istekleri değerlendirilmeye alındı. Projeler değerlendiriliyor. Yakın zamanda hibe dağılımları başlayacak. Biz ise Konya ve Karaman Kalkınma Ajansı olarak düzey 2 tr 52 olarak geçiyoruz. Sekiz tane kalkınma ajansı olarak 22 Kasım 2008 tarihinde kurulduk. İlk toplantımızı kalkınma kurulu toplantısı olarak 22 Aralık 2008 tarihinde yaptık. Kalkınma ajansları kanun gereği ilk olarak kalkınma kurulu başkan, başkan vekili ve katip üyelerini seçer. Dolayısı ile biz bu toplantıda kalkınma kurulu başkanı, başkan vekili ve katipleri seçtik. Yine, kanun gereği kalkınma kurulu toplantısı altı ayda bir yapılır. Tabiî ki önemli bir gelişme olursa daha önce de yapılabilir. Minimum yılda iki toplantı yapma mecburiyeti var. Biz de ilk toplantımızı 26 Mayıs 2009 tarihinde Karaman’da yaptık. Karamanda yapmamızın nedeni de kanunen harf sırasına göre gitmemizdendir. Bizim iki ilimiz var. Birisi Karaman ve diğeri de Konya. Süreç içerisinde yönetim kurulunun görevleri arasında yer alan, ajansın isminin, logosunun belirlenmesi ve genel sekreterin atanması bu dönem içerisinde yapılmıştır.
*Ajansın yönetim kurulu kimlerden oluşmaktadır?
-Yönetim kurulumuz her iki ilin valileri, belediye başkanları, il meclis başkanları ve ticaret odası başkanlarından oluşmaktadır. 20 Mayıs tarihinde de genel sekreter ataması yapılmıştır. Genel sekreterlik kalkınma ajansları için çok önemlidir. Genel sekreter kalkınma ajansının hemen hemen bütün icraatlarının başında bulunan kişidir. Tabi ki yönetim kurulundan talimat alarak çalışırlar veya yaptıkları çalışmaları yönetim kurulan onaylatırlar. Yine kalkınma kurulunun doğal başkanları da valilerdir. Bizim de şu an başkanımız Konya Valisi Sayın Osman Aydın’dır. Bir yıl sonra da başkanlık Karaman valiliğine geçecektir. Böyle dönüşümlü bir süreç vardır. Altı aylık süreç bu şekilde tamamlanmıştır. İnşallah bundan sonraki süreçte çalışmalarımızı daha da hızlandıracağız.
*Kalkınma ajansının ismi neden Mevlana Kalkınma Ajansı olarak belirlendi?
-Yönetim kurulu üyelerimiz, kalkınma ajansının isminin her iki ilin de ortak değerlerini belirtecek bir isim olması yönünde talepte bulundu. Her iki ilin ortak değeri de bildiğiniz üzere Horasan’dan önce Karaman’a, daha sonra da Konya’ya gelen Hz. Mevlana’dır. Biz de ajansın isminin her iki ilin ortak değeri olan Mevlana Kalkınma Ajansı olmasına karar verdik. Logomuz da yine her iki ili temsil eden iki hilal ve içinde semazeni sembolize eden bir şekilden oluşmaktadır.
Mevlana Kalkınma Ajansı’nın gelir kaynakları neler? Yatırımcılara verecekleri hibeler nereden geliyor, nasıl kullandırılıyor?
-Kalkınma Ajansı Kanunu’nda kalkınma ajanslarının gelir kaynakları belirlenmiş. Avrupa fonları da kalkınma ajansları uktesine alınmış. Dolayısıyla teşkilatlanmayı tamamladıktan sonra biz, kalkınma kurulu olarak merkezden gelen bütçeye, yerelden gelen bütçelerle birlikte Avrupa fonlarından gelen gelirleri de kendi bölgemizdeki projelere kullandıracağız. Her yıl proje ilanına çıkacağız. Örneğin, ‘Biz kırsal kalkınma ve KOBİ projelerinde 2009 yılının son üç ayında proje ilanına çıkacağız’ diyeceğiz. Uzmanlarımız aracılığıyla gelen projeleri değerlendireceğiz. Kurallara uygun olarak hazırlanmış projeler varsa mevzuat gereği bu hibelerden yararlandırılacaktır. Yani hibelerin kullandırılmaması, gelirin yok olması durumu söz konusu değil. Yıllar bazında bütçemiz değişebilir. Ekonomik seyirlere bağlı olarak değişiklik gösterir. Türkiye’deki bütün kalkınma ajansları olarak biz merkezi bütçenin binde beşini alıyoruz. Aynı zamanda Konya’daki bütün belediyelerin, İl Özel İdaresi’nin, sanayi ve ticaret odalarının bütçelerinin ise yüzde birini alıyoruz. Dolayısı ile merkezden gelecek olan bütçe, AB’den gelen hibe ve bizim yereldeki bütçemiz toplanacak ve bölgemizin kalkınması için kullandırılacaktır.
*Proje açılımını nasıl sağlayacaksınız? Hibeden kimler yararlanabilecek?
-Proje ilanına çıkacağız. Projeler bize Konya’daki ve Karaman’daki çiftçiden, sanayiciden, turizmciden ve herkesten gelecek. Ajansımızın diğer kuruluşlardan farkı, bizim her alana açık olmamızdır. Yeter ki proje bizim vasıflarımızda olsun ve projenin sonunda kalkınmayı, istihdamı ve üretimi esas alan uhdeler üzerinde biz kanaat birliğine varalım. Bu kanaate vardıktan sonra gerisi kolay.
Öncelikle bilimsel projelere önem vereceğiz. Bölgemizde bir müteşebbis daha önce denenmemiş, önemli bir proje üretmiş ve bu proje Konya ve Karaman’ın kalkınmasına çok büyük katkı sağlayacaksa bu tür projelere öncelikle ağırlık vermemiz gerekiyor. Ardından tabi ki kapasite artırımını ön gören projelere destek vereceğiz. Yani bir müteşebbisimizin çok güzel bir tesisi var. O tesis Konya ve Karaman’da ekonomik hayatta canlılığın artmasına vesile olacaksa, istihdamın artmasına katkı sağlayacaksa elbette ki biz bu tür projelere de yardımcı olacağız. Tabi ki bu kredileri verirken dikkatli olacağız. Yani bir kere Özal döneminde yaşanan sıkıntılar bu dönemde yaşanmayacak. Kalkınma ajansları AB kuruluşları oldukları için tam teçhizatlı bir şekilde kurumsallaşmış kurumlar. Burada sadece projeyi değil, bu projeleri uygulamaya koyacak olan insanlara ne kadar güvenip güvenmememiz gerektiğini denetleyeceğiz ve projenin her safhasında bizim uzmanlarımız gidip incelemelerde bulunarak o projenin gerçekleşip gerçekleşmediğini kontrol edecek. Dolayısıyla verilecek olan yardımlar son kuruşuna kadar kalkınmaya yönelik olacak ve sonuna kadar takip edilecek.
* Türkiye genelinde şu ana kadar ajanslardan AB hibesi kullanan oldu mu?
-Şu ana kadar Türkiye’deki kalkınma ajanslarından hiçbir tanesinde AB kalkınma hibesi kullandırılmadı. Süreç içerisinde Çukurova Kalkınma Ajansı ve İzmir Kalkınma Ajansı proje ilanına çıktı. Şu an projeler değerlendiriliyor. Sanıyorum birkaç ay içerisinde onlara hibe kullandırılacak. Biz ise yeni kurulmuş bir ajansız. Hibe açılımına çıkmamız için önce teşkilatlanmayı tamamlamamız lazım. 26 mayısta yaptığımız toplantıda üç konunun hemen çözülmesini istemiştik. Birincisi yer sorunu, ikincisi uzmanların işe alınması ve başlaması, üçüncüsü ise 2010 yılına varmadan hibe kullanımının başlaması. Biz umut ediyoruz ki, bu altı ay içerisinde yönetim kurulumuzla beraber bu amaçlarımızı gerçekleştiririz.
*Mevlana Ajansı’nın kapsamında neden sadece Konya ve Karaman illeri var?
-Kalkınma ajansları bölgesel gelişmeyi esas alıyor. Zaman içerisinde yapılan incelemelerde dar alanlı bölgesel planlamalarda başarılı olunduğu görülmüş. Bölgelerin de olabildiğince sosyo ekonomik yapısı, kültürel dokusunun birbirine yakın olmasının bu başarıda önemli rol oynadığı görülmüş. Avrupa Birliği’nde daha dar bölge bazlı kalkınma alanları var. Bizde de ilk etapta Devlet Planlama Teşkilatı tarafından düzey 2 kapsamında 26 tane bölge tespit edilmiş, yani Türkiye’yi 26 bölgeye ayırmışlar. Sonuçta bizimle beraber 10 tanesi kuruldu bunların. Daha 16 tane daha yeni ajans kurulacak. Bunlardan bir tanesi de Konya ve Karaman bölgelerini kapsayan bölge. Biz iki ili kapsayan bir ajansız, dört veya beş ili kapsayan ajanslar da var. Konya ve karaman olarak tek başımıza iki il olarak bir bölge olmuş durumdayız. Bu iki ilin sosyo ekonomik yapı olarak ve kültürel olarak birbirine yakın olması bunun başlıca nedenidir. Karaman il olduktan sonra bu iki il ilk defa kalkınma ajansı çatısında buluştu. Bu da ayrı bir güzellik.
*Bundan sonraki toplantıyı ne zaman yapmayı planlıyorsunuz? Amacı ne olacak?
-6 Kasım’da Konya’da yapılacak bu toplantı. İlk toplantımızda gündemimiz öncelikle kalkınma ajansının teşkilatlanmasıyla ilgiliydi. Çünkü yeni bir kuruluşuz ve mutlaka ilk planda teşkilatlanmanın sağlanması gerekiyor. Tabi ki bu ajans ilk bakışta otuz tanesi uzman olmak kaydıyla kırk elli kişinin çalıştığı bir kuruluş haline gelecek. Sonra hakikaten bütçelerin kullanımına bakıldığında bölgedeki en etkin güçlerden bir tanesi haline gelecek. İkinci toplantıda kalkınma ajansı olarak yapacağımız yatırımların hangi alanlarda yoğunlaştırılacağına karar vereceğiz. Yani, biz hangi alana yatırım yaparsak bölgenin daha iyi kalkınmasını sağlarız. Bölgemizle diğer bölgeler arasındaki dengesizliği en minimuma indirgeriz konusunda çalışma yapacağız. Bu çalışmalar için biz 6 Kasım’daki toplantımızın gündemini iktisas komisyonlarının kurulmasına ayırdık. İktisas komisyonların ne anlama geliyor, biz sanayi, tarım, kültür ve turizm, eğitim, sağlık, spor alanlarında komisyonlar kurarak, her komisyondan kendi alanıyla ilgili bize rapor getirmesini isteyeceğiz. Onlar bizim bölgemizin köyünden iline kadar ince detaylarıyla çalışma yapacaklar. Bu çalışmalarda bize ışık tutacak bilgi ve belgeler getirecekler. Biz de o bilgi ve belgeleri değerlendirerek, kalkınma ajansımıza hangi alanlarda ne miktarda yatırımlar yapılmasına karar vereceğiz. Bu kararlar yönetim kurulu tarafından alınacak.
Bu arada ajansımızın şöyle bir güzelliği var. Ajansımızın yüz tane üyesi var. Yetmiş tanesi Konyalı üyeler, otuz tanesi Karamanlı üyeler. Bunların arasında başta üniversitelerimiz, belediyelerimiz, valiliklerimiz, il özel idarelerimiz, odalarımız, borsalarımız, sivil toplum örgütleri, kaymakamlıklar, ilçe belediyeleri, birlikler olmak üzere her iki ilimizin temel dinamikleri olan kurum ve kuruluşlar, başındaki şahıslar nazarında bizim üyemiz. Dolayısıyla tarımdan sanayiye, turizmden kültüre, spordan sağlığa her alanla ilgili olarak bize ışık tutacak kişi ve kuruluşlarımız var. Yani kalkınma kurulu aslında Karaman ve Konya’nın neredeyse tamamını teşkil ediyor. Dolayısıyla kalkınma kurulları kalkınma ajansının en önemli ayağıdır. Zaten kalkınma kurullarının amacı kalkınmayı yerelden başlatmaktır. Bugüne kadar bölgeler arası ekonomik dengesizlikleri yok etmek için merkezi idarenin yapmış olduğu plan ve programlar uygulanıyordu. Avrupa’dan da örnek alınarak, bundan sonra merkezi güçler Türkiye’nin kalkınmasına elbette yardımcı olacak ama bu işi yerelden başlatalım. Yani Mevlana kalkınma ajansı kendi bölgesinde, Çukurova kalkınma ajansı kendi bölgesinde kalkınma noktalarını tespit edip, denetlesin. Ve herkes kendi bölgesi için var gücüyle, elindeki bütün imkanları ile çalışsın, bu imkanlar rapora dönüştürülsün, yönetim kuruluna, oradan da DPT’na kadar gönderilsin. Kalkınma yerelden başlasın. Yerel dinamikleri kullanarak yerel kalkınmayı sağlamayı amaçlıyor kalkınma ajansları.
*Ajansın kendisini belli bir süre sonra fes etmesi gibi bir durum söz konusu mudur? Ajans ne kadar zaman var olacak ve üyelerinde değişiklik olabilecek mi?
Ajans üyeleri değişebilir, yönetim kurulu üyelerinde değişiklik olabilir. Yani burada gerek kalkınma kurulu üyeleri, gerekse yönetim kurulu üyeleri kuruluşların başındaki insanlardan oluşmaktadır. Yani vali değiştiğinde yeni gelen vali kurulumuzun başkanı olur. Veya bizim üyemiz olan herhangi bir kuruluşun başkanı değiştiğinde yeni gelen başkan kuruldaki görevine devam eder. Ama tabiî ki kalkınma kurulu üyeleri üç toplantıya katılmazsa onun yerine yedekte olan kuruluşlarımızdan bir tanesi üye olarak onun yerine geçer.
BİTTİ
ROPÖRTAJ: RASİM ATALAY
*Kısa bir süre önce kurulan Mevlana Kalkınma Ajansı’nın Kalkınma Kurulu Başkanlığına seçildiniz. Genel olarak bu ajansların kuruluş sürecini açıklayabilir misiniz?
-Türkiye’de çok yeni olan kalkınma ajansları, Avrupa’da 2. Dünya Savaşı’ndan sonra bölgesel dengesizlikleri minimuma indirmek için kurulmuştur. Bölgesel kalkınmayı hedefleyen bu ajanslar daha sonra 1990’lı yıllarda Avrupa Birliği üyesi olan Doğu Blok’u ülkelerinde de kurulmuştur. Zaten ajanslar AB müktesebatının bir gereğidir.
Kalkınma ajansları Türkiye’de ise ilk olarak 2006 yılında İzmir Kalkınma Ajansı ile Mersin ve Adana illerini kapsayan Çukurova Kalkınma Ajansı’dır. Onlar teşkilatlanma süreçlerini tamamladılar. Bu yıl hibe açılımını da sağladılar. Şu an hibe istekleri değerlendirilmeye alındı. Projeler değerlendiriliyor. Yakın zamanda hibe dağılımları başlayacak. Biz ise Konya ve Karaman Kalkınma Ajansı olarak düzey 2 tr 52 olarak geçiyoruz. Sekiz tane kalkınma ajansı olarak 22 Kasım 2008 tarihinde kurulduk. İlk toplantımızı kalkınma kurulu toplantısı olarak 22 Aralık 2008 tarihinde yaptık. Kalkınma ajansları kanun gereği ilk olarak kalkınma kurulu başkan, başkan vekili ve katip üyelerini seçer. Dolayısı ile biz bu toplantıda kalkınma kurulu başkanı, başkan vekili ve katipleri seçtik. Yine, kanun gereği kalkınma kurulu toplantısı altı ayda bir yapılır. Tabiî ki önemli bir gelişme olursa daha önce de yapılabilir. Minimum yılda iki toplantı yapma mecburiyeti var. Biz de ilk toplantımızı 26 Mayıs 2009 tarihinde Karaman’da yaptık. Karamanda yapmamızın nedeni de kanunen harf sırasına göre gitmemizdendir. Bizim iki ilimiz var. Birisi Karaman ve diğeri de Konya. Süreç içerisinde yönetim kurulunun görevleri arasında yer alan, ajansın isminin, logosunun belirlenmesi ve genel sekreterin atanması bu dönem içerisinde yapılmıştır.
*Ajansın yönetim kurulu kimlerden oluşmaktadır?
-Yönetim kurulumuz her iki ilin valileri, belediye başkanları, il meclis başkanları ve ticaret odası başkanlarından oluşmaktadır. 20 Mayıs tarihinde de genel sekreter ataması yapılmıştır. Genel sekreterlik kalkınma ajansları için çok önemlidir. Genel sekreter kalkınma ajansının hemen hemen bütün icraatlarının başında bulunan kişidir. Tabi ki yönetim kurulundan talimat alarak çalışırlar veya yaptıkları çalışmaları yönetim kurulan onaylatırlar. Yine kalkınma kurulunun doğal başkanları da valilerdir. Bizim de şu an başkanımız Konya Valisi Sayın Osman Aydın’dır. Bir yıl sonra da başkanlık Karaman valiliğine geçecektir. Böyle dönüşümlü bir süreç vardır. Altı aylık süreç bu şekilde tamamlanmıştır. İnşallah bundan sonraki süreçte çalışmalarımızı daha da hızlandıracağız.
*Kalkınma ajansının ismi neden Mevlana Kalkınma Ajansı olarak belirlendi?
-Yönetim kurulu üyelerimiz, kalkınma ajansının isminin her iki ilin de ortak değerlerini belirtecek bir isim olması yönünde talepte bulundu. Her iki ilin ortak değeri de bildiğiniz üzere Horasan’dan önce Karaman’a, daha sonra da Konya’ya gelen Hz. Mevlana’dır. Biz de ajansın isminin her iki ilin ortak değeri olan Mevlana Kalkınma Ajansı olmasına karar verdik. Logomuz da yine her iki ili temsil eden iki hilal ve içinde semazeni sembolize eden bir şekilden oluşmaktadır.
Mevlana Kalkınma Ajansı’nın gelir kaynakları neler? Yatırımcılara verecekleri hibeler nereden geliyor, nasıl kullandırılıyor?
-Kalkınma Ajansı Kanunu’nda kalkınma ajanslarının gelir kaynakları belirlenmiş. Avrupa fonları da kalkınma ajansları uktesine alınmış. Dolayısıyla teşkilatlanmayı tamamladıktan sonra biz, kalkınma kurulu olarak merkezden gelen bütçeye, yerelden gelen bütçelerle birlikte Avrupa fonlarından gelen gelirleri de kendi bölgemizdeki projelere kullandıracağız. Her yıl proje ilanına çıkacağız. Örneğin, ‘Biz kırsal kalkınma ve KOBİ projelerinde 2009 yılının son üç ayında proje ilanına çıkacağız’ diyeceğiz. Uzmanlarımız aracılığıyla gelen projeleri değerlendireceğiz. Kurallara uygun olarak hazırlanmış projeler varsa mevzuat gereği bu hibelerden yararlandırılacaktır. Yani hibelerin kullandırılmaması, gelirin yok olması durumu söz konusu değil. Yıllar bazında bütçemiz değişebilir. Ekonomik seyirlere bağlı olarak değişiklik gösterir. Türkiye’deki bütün kalkınma ajansları olarak biz merkezi bütçenin binde beşini alıyoruz. Aynı zamanda Konya’daki bütün belediyelerin, İl Özel İdaresi’nin, sanayi ve ticaret odalarının bütçelerinin ise yüzde birini alıyoruz. Dolayısı ile merkezden gelecek olan bütçe, AB’den gelen hibe ve bizim yereldeki bütçemiz toplanacak ve bölgemizin kalkınması için kullandırılacaktır.
*Proje açılımını nasıl sağlayacaksınız? Hibeden kimler yararlanabilecek?
-Proje ilanına çıkacağız. Projeler bize Konya’daki ve Karaman’daki çiftçiden, sanayiciden, turizmciden ve herkesten gelecek. Ajansımızın diğer kuruluşlardan farkı, bizim her alana açık olmamızdır. Yeter ki proje bizim vasıflarımızda olsun ve projenin sonunda kalkınmayı, istihdamı ve üretimi esas alan uhdeler üzerinde biz kanaat birliğine varalım. Bu kanaate vardıktan sonra gerisi kolay.
Öncelikle bilimsel projelere önem vereceğiz. Bölgemizde bir müteşebbis daha önce denenmemiş, önemli bir proje üretmiş ve bu proje Konya ve Karaman’ın kalkınmasına çok büyük katkı sağlayacaksa bu tür projelere öncelikle ağırlık vermemiz gerekiyor. Ardından tabi ki kapasite artırımını ön gören projelere destek vereceğiz. Yani bir müteşebbisimizin çok güzel bir tesisi var. O tesis Konya ve Karaman’da ekonomik hayatta canlılığın artmasına vesile olacaksa, istihdamın artmasına katkı sağlayacaksa elbette ki biz bu tür projelere de yardımcı olacağız. Tabi ki bu kredileri verirken dikkatli olacağız. Yani bir kere Özal döneminde yaşanan sıkıntılar bu dönemde yaşanmayacak. Kalkınma ajansları AB kuruluşları oldukları için tam teçhizatlı bir şekilde kurumsallaşmış kurumlar. Burada sadece projeyi değil, bu projeleri uygulamaya koyacak olan insanlara ne kadar güvenip güvenmememiz gerektiğini denetleyeceğiz ve projenin her safhasında bizim uzmanlarımız gidip incelemelerde bulunarak o projenin gerçekleşip gerçekleşmediğini kontrol edecek. Dolayısıyla verilecek olan yardımlar son kuruşuna kadar kalkınmaya yönelik olacak ve sonuna kadar takip edilecek.
* Türkiye genelinde şu ana kadar ajanslardan AB hibesi kullanan oldu mu?
-Şu ana kadar Türkiye’deki kalkınma ajanslarından hiçbir tanesinde AB kalkınma hibesi kullandırılmadı. Süreç içerisinde Çukurova Kalkınma Ajansı ve İzmir Kalkınma Ajansı proje ilanına çıktı. Şu an projeler değerlendiriliyor. Sanıyorum birkaç ay içerisinde onlara hibe kullandırılacak. Biz ise yeni kurulmuş bir ajansız. Hibe açılımına çıkmamız için önce teşkilatlanmayı tamamlamamız lazım. 26 mayısta yaptığımız toplantıda üç konunun hemen çözülmesini istemiştik. Birincisi yer sorunu, ikincisi uzmanların işe alınması ve başlaması, üçüncüsü ise 2010 yılına varmadan hibe kullanımının başlaması. Biz umut ediyoruz ki, bu altı ay içerisinde yönetim kurulumuzla beraber bu amaçlarımızı gerçekleştiririz.
*Mevlana Ajansı’nın kapsamında neden sadece Konya ve Karaman illeri var?
-Kalkınma ajansları bölgesel gelişmeyi esas alıyor. Zaman içerisinde yapılan incelemelerde dar alanlı bölgesel planlamalarda başarılı olunduğu görülmüş. Bölgelerin de olabildiğince sosyo ekonomik yapısı, kültürel dokusunun birbirine yakın olmasının bu başarıda önemli rol oynadığı görülmüş. Avrupa Birliği’nde daha dar bölge bazlı kalkınma alanları var. Bizde de ilk etapta Devlet Planlama Teşkilatı tarafından düzey 2 kapsamında 26 tane bölge tespit edilmiş, yani Türkiye’yi 26 bölgeye ayırmışlar. Sonuçta bizimle beraber 10 tanesi kuruldu bunların. Daha 16 tane daha yeni ajans kurulacak. Bunlardan bir tanesi de Konya ve Karaman bölgelerini kapsayan bölge. Biz iki ili kapsayan bir ajansız, dört veya beş ili kapsayan ajanslar da var. Konya ve karaman olarak tek başımıza iki il olarak bir bölge olmuş durumdayız. Bu iki ilin sosyo ekonomik yapı olarak ve kültürel olarak birbirine yakın olması bunun başlıca nedenidir. Karaman il olduktan sonra bu iki il ilk defa kalkınma ajansı çatısında buluştu. Bu da ayrı bir güzellik.
*Bundan sonraki toplantıyı ne zaman yapmayı planlıyorsunuz? Amacı ne olacak?
-6 Kasım’da Konya’da yapılacak bu toplantı. İlk toplantımızda gündemimiz öncelikle kalkınma ajansının teşkilatlanmasıyla ilgiliydi. Çünkü yeni bir kuruluşuz ve mutlaka ilk planda teşkilatlanmanın sağlanması gerekiyor. Tabi ki bu ajans ilk bakışta otuz tanesi uzman olmak kaydıyla kırk elli kişinin çalıştığı bir kuruluş haline gelecek. Sonra hakikaten bütçelerin kullanımına bakıldığında bölgedeki en etkin güçlerden bir tanesi haline gelecek. İkinci toplantıda kalkınma ajansı olarak yapacağımız yatırımların hangi alanlarda yoğunlaştırılacağına karar vereceğiz. Yani, biz hangi alana yatırım yaparsak bölgenin daha iyi kalkınmasını sağlarız. Bölgemizle diğer bölgeler arasındaki dengesizliği en minimuma indirgeriz konusunda çalışma yapacağız. Bu çalışmalar için biz 6 Kasım’daki toplantımızın gündemini iktisas komisyonlarının kurulmasına ayırdık. İktisas komisyonların ne anlama geliyor, biz sanayi, tarım, kültür ve turizm, eğitim, sağlık, spor alanlarında komisyonlar kurarak, her komisyondan kendi alanıyla ilgili bize rapor getirmesini isteyeceğiz. Onlar bizim bölgemizin köyünden iline kadar ince detaylarıyla çalışma yapacaklar. Bu çalışmalarda bize ışık tutacak bilgi ve belgeler getirecekler. Biz de o bilgi ve belgeleri değerlendirerek, kalkınma ajansımıza hangi alanlarda ne miktarda yatırımlar yapılmasına karar vereceğiz. Bu kararlar yönetim kurulu tarafından alınacak.
Bu arada ajansımızın şöyle bir güzelliği var. Ajansımızın yüz tane üyesi var. Yetmiş tanesi Konyalı üyeler, otuz tanesi Karamanlı üyeler. Bunların arasında başta üniversitelerimiz, belediyelerimiz, valiliklerimiz, il özel idarelerimiz, odalarımız, borsalarımız, sivil toplum örgütleri, kaymakamlıklar, ilçe belediyeleri, birlikler olmak üzere her iki ilimizin temel dinamikleri olan kurum ve kuruluşlar, başındaki şahıslar nazarında bizim üyemiz. Dolayısıyla tarımdan sanayiye, turizmden kültüre, spordan sağlığa her alanla ilgili olarak bize ışık tutacak kişi ve kuruluşlarımız var. Yani kalkınma kurulu aslında Karaman ve Konya’nın neredeyse tamamını teşkil ediyor. Dolayısıyla kalkınma kurulları kalkınma ajansının en önemli ayağıdır. Zaten kalkınma kurullarının amacı kalkınmayı yerelden başlatmaktır. Bugüne kadar bölgeler arası ekonomik dengesizlikleri yok etmek için merkezi idarenin yapmış olduğu plan ve programlar uygulanıyordu. Avrupa’dan da örnek alınarak, bundan sonra merkezi güçler Türkiye’nin kalkınmasına elbette yardımcı olacak ama bu işi yerelden başlatalım. Yani Mevlana kalkınma ajansı kendi bölgesinde, Çukurova kalkınma ajansı kendi bölgesinde kalkınma noktalarını tespit edip, denetlesin. Ve herkes kendi bölgesi için var gücüyle, elindeki bütün imkanları ile çalışsın, bu imkanlar rapora dönüştürülsün, yönetim kuruluna, oradan da DPT’na kadar gönderilsin. Kalkınma yerelden başlasın. Yerel dinamikleri kullanarak yerel kalkınmayı sağlamayı amaçlıyor kalkınma ajansları.
*Ajansın kendisini belli bir süre sonra fes etmesi gibi bir durum söz konusu mudur? Ajans ne kadar zaman var olacak ve üyelerinde değişiklik olabilecek mi?
Ajans üyeleri değişebilir, yönetim kurulu üyelerinde değişiklik olabilir. Yani burada gerek kalkınma kurulu üyeleri, gerekse yönetim kurulu üyeleri kuruluşların başındaki insanlardan oluşmaktadır. Yani vali değiştiğinde yeni gelen vali kurulumuzun başkanı olur. Veya bizim üyemiz olan herhangi bir kuruluşun başkanı değiştiğinde yeni gelen başkan kuruldaki görevine devam eder. Ama tabiî ki kalkınma kurulu üyeleri üç toplantıya katılmazsa onun yerine yedekte olan kuruluşlarımızdan bir tanesi üye olarak onun yerine geçer.
BİTTİ