Yenişafak yazarı: Ak Parti'nin 'Cemaati' bitirme planı!

Yenişafak yazarı Hilal Kaplan bugünkü yazısında, gündemdeki dershanelerin kapatılması konusunu köşesine taşıdı...

Hilal Kaplan 'Ak Parti'nin 'Cemaati' bitirme planı!' başlıklı yazısında kişi ve kurumların olaya bakış açısının ne denli olduğunu belirtti. 

İŞTE KAPLAN'IN O YAZISI:

Tartışma, 'Dershaneler bütün kötülüklerin anasıdır' ile 'Dershane olmasaydı, adın Yorgo veya Dimitri olurdu' seviyesinde sürüyor.

Gazeteci ve yazarların konuya yaklaşımı da bundan farklı değil. Dedikoduları verili gerçek, kendi sui zanlarını tesbit, nihai amaçlarını da temenni sosuna bulayıp köşelerini donatanlar her yerde...

Dershanelerin 'devlete biat etmeyen' bir sosyal grubu cezalandırmak için kapatılacağını iddia eden mi ararsınız,

Yoksa dershanelerle ilgili karara kabineden kimsenin katılmadığını ama her şeyin 'Başbakan'ın inadı' sonucu olduğuna işaret eden mi,

Başbakan'ın 'cemaat oyları'nı kaybetmeyi bilerek istediğini ima eden mi,

Yoksa, okurlarından dershane meselesiyle ilgili kendisine değil, Mustafa Sarıgül'e 'teşekkür etmelerini' isteyen mi...

Ha bir de 'Cezaevleri boşalacak, dershaneler kapanacak' retoriğiyle Türkiye'nin en büyük sorunu hal yoluna girerken, yola taş koymakta beis görmeyen bir ağbimiz var ki, bence şampiyonluk açık ara onun hakkı.

Özkök'ün akıl hocalığında yetişen hanım kızımız da öyle düşünmüş olacak ki kendisini hemen baş köşede ağırlamakta vakit kaybetmemiş. Darısı Ayşe Arman'a artık...

Ben de üşenmedim, biraz araştırmacı gazetecilik yaptım ve siz sevgili okurlarım için, hükümetin dershanelerle ilgili çok gizli, pek hain planlarını deşifre eden belgeler buldum.

Nerden mi? Tabii ki 'hz. google'dan:

'Stratejik Amaç-5' başlıklı bölümde, devletin 2014 yılına kadarki amacı şöyle özetleniyor:

'Dünyadaki özel örgün eğitime yönelişteki artış ve devletin, dershaneleri özel okula dönüştürmeye yönelik politikalarından yararlanarak diğer kamu kuruluşlarıyla işbirliği içerisinde dershanelerin okula dönüşümüyle ilgili teşvikleri (arsa tahsisi, vergi muafiyeti, vb.) içeren yeni mevzuat geliştirilecektir. Bakanlığın, dershanelerle ilgili ayrıntılı veriye ulaşma gücü kullanılarak, bağımsız binada faaliyet gösteren dershanelerin okula dönüştürülmesine yönelik çalışma yapılacaktır. Mevzuat düzenlemesiyle okullara yönelik mevcut ve yeni teşviklerin dönüşüm tercihini yapacak olan dershaneler tarafından da kullanılmasına imkân sağlanacaktır. Mevcut mevzuatın dershanelerin okula dönüştürülmesine imkân sağlayacak biçimde geliştirilerek dershane personelinin dönüşümden olumsuz etkilenmemesi sağlanacaktır.'

Peki, alıntıladığım Millî Eğitim Bakanlığı'nın Stratejik Planı kaç yılına ait?

2009. Yani Ak Parti-Cemaat arasından su sızmazken...

Dönemin Millî Eğitim Bakanı kim? Nimet Çubukçu. Yani şimdiye kadar bazı bürokrat ve bakanlara yapıldığı gibi cemaate yakın olduğu söylenen bazı yazarların hiç hedefine koymadığı bir isim.

Metinde ilgili değişikliklerin ne zamana kadar tamamlanması öngörülüyor: 2014.

2009 yılında, devletin 2014 yılı için önüne koyduğunu açıkladığı amaçlardan ve kamuoyuna duyurduğu bu plandan cemaat mensuplarının haberinin olmaması mümkün mü? Hayır.

Öyleyse neyi tartışıyoruz? Hani Ak Parti, 'cemaati yok etmek için' gizli planlar peşindeydi?

Hani tüm bu tantana sadece Başbakan'ın inadı yüzünden çıkıyordu?

Hani aslında Başbakan, 'cemaati cezalandırmak' istediğinden bunları yapıyordu?

Geçiniz.

Bugün bu tartışmayı yapma sebebimiz, Zaman'ın 'öğrenci evleri'ne ilişkin Kızılcahamam kampındaki özel bir konuşmayı sızdırmasından bir hafta sonra, geçtiğimiz ağustos ayında MEB'e sunulan tavsiye-öneri metinlerinden birini basına sızdırması.

Gazete, metnin geldiği son hali de olduğu gibi görmüş olsaydı, kuşkusuz 'gazetecilik başarısı' denmesi gerekirdi. Ne var ki, 'Eğitime darbe' manşetiyle duyurulan haberde, darbe niteliğinde sunulan başlıkların hiçbiri taslakta yer almayıp, elenmiş. Zaman'ın Ağustos ayındaki bir öneri metnine ulaşıp, taslağın aslına ulaşmaması mümkün mü dersiniz?

Daha önce de yazdım, hâlâ öyle düşünüyorum: Dershanelerin devlet tarafından zorla kapatılması ne hukuken mümkün ne de sosyolojik olarak anlamlı. Zaten devlet de bunu amaçlamıyor. Dershanelere, daha doğrusu sınav odaklı eğitime olan ihtiyacı azaltmak istediğinden, teşvik ve tedbir manasında bazı önlemler almayı planlıyor.

Tekrar ediyorum: Ta 2009 yılında, 2014 için hedef olarak konulan plan, dershaneleri kapatmak değil, dershane sahiplerini özel okula dönüşmeye teşvik etmek ve sınav sisteminde değişikliklere gidilerek gençlerin test-tost ikileminden nasıl çıkarılacağının tedbirlerini aramak.

Ezcümle, dershane meselesinin üzerine eğilirken tüm taraflar dikkatli ve rikkatli olmalıdır. Özellikle de en büyük imtihanın ÖSS veya SBS olmadığını bilenler...

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Medya Haberleri